Buradasınız
İşte Kafiye: Yalanlar Farklı, Tuzak Aynı!

Söylenenin aksine tarih tekerrür etmez. Ama tarihin tekerrür etmemesi birbirine çok benzeyen tarihsel olayların, tarihsel dönemlerin olmadığı anlamına gelmez. Benzeri tarihsel koşullar benzeri sonuçlar doğurur. Amerikalı yazar Mark Twain, bu gerçeği vurgulamak için şöyle bir benzetme yapmıştır: Tarih tekerrür etmez ama kafiyelidir! Eğer emekçiler örgütlü olurlarsa, bu “kafiye” yani tarihsel benzerlikler nedeniyle her seferinde “Amerika’yı yeniden keşfetmek” zorunda kalmazlar. Geçmişe bakarak dersler çıkarabilirler, deneyimlerini geleceğe aktarabilirler. Ama bir kez daha altını çizelim; örgütlü olurlarsa!
Geçmişten ders çıkartmak ve aynı hatalara düşmemek tek tek insanlar için olduğu gibi sınıflar için de geçerlidir. Şiire uyum, melodi, güzellik katan kafiye, söz konusu “tarih şiiri” olduğunda o şiiri hangi sınıfın yazdığına bağlı olarak farklı sonuçlar doğurur. İşçi sınıfı örgütsüz olduğunda, tarihten çıkan dersleri unuttuğunda tekrar tekrar aynı tuzağa düşer. Tarihi yazanlar kapitalist efendiler olur. Onların yazdığı “tarih şiirinin kafiyesi” yaşama güzellik katmaz, felâketler getirir.
Bugün Ukrayna’da bir savaş yaşanıyor. Emperyalist Rus devletinin başlattığı bu savaş haksızdır ve emekçilerin hayatını tarumar etmektedir. Rusya, Ukrayna’yı Nazilerden kurtaracağını ve Donbass bölgesindeki halkı özgürleştireceğini söyleyerek saldırganlığını haklı göstermeye çalışıyor. Savaşı kışkırtan ABD ve NATO ise, dünyanın işçi ve emekçilerine suçlunun Putin olduğunu söylüyor. Putin’i şeytanlaştırarak ABD ve Batılı emperyalist güçlerin günahlarının üzerini kapatmaya çalışıyor. Ama sadece bununla kalmıyor, Rusya halkıyla, kültürüyle, tarihiyle ilgili ne varsa aşağılayıp karalıyor. Barış isteyen yoksul Rus işçilerle açgözlü Rus egemenleri aynı kefeye koyup onlardan nefret etmemizi istiyor. Bu da asıl amacın savaşı durdurmak olmadığını gösteriyor. ABD, savaşı kızıştırmaya, rakiplerini ezmeye, Rusya ile olan kavgasında emekçileri kendi tarafına çekmeye çalışıyor. Tarihin ortaya koyduğu dersler bize bu gerçeği açık seçik gösteriyor.
1990’da Irak Kuveyt’i işgal etti. O yıllarda çok büyük bir coğrafyaya hükmeden Sovyetler Birliği dağılma sürecindeydi. ABD, Irak’ın başlattığı savaşı bölgeye müdahale etme fırsatı ve bahanesi haline getirdi. Halkını ve müttefiklerini savaşa ikna etmek için yalan makinesinin düğmesine bastı. ABD Kongresinde, kürsüye çıkarılan 15 yaşındaki Nayirah adlı kız çocuğu, annesiyle beraber yaz tatili için Kuveyt’teyken savaş patlak verdiğini, ablasının ve 5 günlük bebeğinin savaştan kaçarken kum çölünde mahsur kaldığını anlatıyordu. Kuveyt’te kalıp ülkesi için mücadele etmeyi, bir hastanede gönüllü hasta bakıcılık yapmayı seçtiğini söyleyen Nayirah, “Iraklı askerlerin silahlarıyla hastaneye geldiğini gördüm. Bebekleri kuvözlerden çıkardılar. Kuvözleri aldılar ve bebekleri soğuk beton üzerine bırakarak ölüme terk ettiler” diye anlatıyordu. Amerikan halkı ise bebekler için gözyaşı döküyor, hükümete savaş konusunda destek veriyordu. ABD ve müttefikleri bu vahşeti durdurmak, cani Saddam’a dersini vermek bahanesiyle haftalar içinde Irak’ı yerle bir ettiler. Bu savaşta on binlerce masum insan, binlerce bebek öldü. Gel gör ki savaşın bitmesiyle Nayirah’ın gerçekte Kuveytli bir diplomatın kızı olduğu ve Kuveyt’e hiç gitmediği, söylediği her şeyin yalan olduğu, bir halkla ilişkiler şirketi tarafından yönlendirilip eğitildiği ortaya çıktı. Ama artık gerçeklerin önemi yoktu. Amerikan halkı bir yalanla ikna edilmiş ve on binlerce kişinin ölmesine seyirci kalmıştı.
12 yıl sonra, Şubat 2003’te Amerika bu defa tüm dünyaya Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğunu, katliamlar yapacağını “kanıtlayan” ses kayıtları dinletiyordu. Amerikalı emekçilerin pek çoğu bu gerekçeyle başlatılan savaşa destek veriyordu. Ama savaş bittiğinde bunun da yalan olduğu ortaya çıktı. Sürecin sonunda cani Saddam Hüseyin asıldı ama cani ve yalancı ABD’li egemenler güçlerine güç kattılar. Söyledikleri yalanlar, öldürdükleri masum Iraklılar, yakıp yıktıkları ülke için hesap vermediler.
İşçi sınıfı olarak kapitalist egemenlerin bizi benzer yalanlarla aynı tuzağa çekmelerini önlemenin tek yolu tarihe, yaşama, gelişmelere kendi sınıfımızın penceresinden bakmaktır. Kapitalist efendilerin birinin veya ötekinin tarafında değil kendi sınıfımızın saflarında birleşmektir. Tarih bilinciyle donanmak için sınıf örgütlerimize sahip çıkmaktır. Zulüm düzenini yıkma, eşitliğin, özgürlüğün hâkim olduğu bir dünyayı kurma mücadelemizi yükselterek sadece tarih şiirinin kafiyesini değil tarihin akışını değiştirmektir.
- İşçi Dayanışması 207. Sayı Çıktı!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
Son Eklenenler
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...