Buradasınız
İşyerinde Oyun İçinde Oyun
Hadımköy’den bir kadın işçi

Merhaba, ünlü bir giyim firmasının deposunda çalışan bir işçiyim. İşe girerken önce bir oyunla karşılaştık. Biz kadrolu olacağımızı düşünüyorduk ama bizi isimleri değişik çeşitli şirketlerde sigortalı göstermeye başladılar. Bunun nedenini sorduğumuzda bunun bir önemi olmadığını, yasal olarak tüm haklardan faydalanacağımızı, tek farkın bordrodaki firma ismi olduğunu söylediler. Sonradan öğrendik ki bizler taşeronun da taşeronunda çalışmaya başlamışız. Yani kölenin de kölesiyiz anlayacağınız.
Özellikle bayramlarda yahut indirim günlerinde işyerimizdeki ağır çalışma koşulları ve haksızlıklar artıyor. Bu dönemlerde izin kullandırılmadan, kuralsız ve üzerimizde ekstra bir baskı hissettirilerek çalıştırılıyoruz. Bu dönemlerde performans primi vaat ediliyor fakat burada da bir oyun oynanıyor. Yoğunluk bittikten sonra, primin verilmesine bir hafta yahut üç gün kala toplu işten çıkarmalar oluyor. Dolayısıyla performans primi alamıyorsun. Bu her bayramda, her indirim sezonunda düzenli olarak yapılan bir şey. Üstelik insanlar işten çıkartılırken kendilerine bir telefon açılıp haber bile verilmiyor. İşe gelen arkadaşlar, kartlarını turnikelere bastıkları zaman öğreniyorlar işten çıkarıldıklarını. Düşünün gece vardiyasına geliyorsunuz mesela, kartı bastınız ve içeri giremiyorsunuz, birisi size “kovuldunuz” diyor ve geri dönüyorsunuz.
Patronların bu kadar vicdansız ve nezaketsiz olması neye sığıyor? Elbette onların tek derdi kâr etmek ve onlarda vicdan denen şey yok. Yani onlar vicdanlarının düşüncelerine etki etmesine izin vermiyorlar, insan değil kâr önemli çünkü onların dünyasında. Dünyaları batsın tabi… Düşünüyorum ki oradaki herhangi bir ürüne bile biz işçilerden daha fazla hürmet gösteriyorlar. Bize sadece bir nesne muamelesi yapıyorlar, oysa biz insanız. Peki, soruyorum bu hakkı nereden buluyorlar? Biz birlik olmadığımız için olabilir mi acaba?
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- Asgari Ücret Yükselirse Enflasyon Yükselir Mavalı
- İşyerinde Oyun İçinde Oyun
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
- Hak Verilmez Alınır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
- Amasra’nın Anlattığı: Her Şeyin Başı Örgütlülük!
- Çalışma Bakanı 10 Yıldır Yürürlükte Olan Yasanın Faydasız Olduğunu Yeni Fark Etmiş!
- Son Gülen İyi Güler!
- Firar Eden Tavuklar Bize Ne Anlatıyor?
- İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 10. Yılı
- Kaza “Geliyorum” Demişti, Duydunuz mu?
- Vardiyadan Notlar
- İSİG Meclisi İşçi Sağlığı Forumu Düzenledi
- Çocuklarımız Sömürü Düzeninde Ölmeye Devam Ediyor!
- Yine Öldürüldük, Artık Yeter!
- İleride Bir Şey Yok, Gelme!
- Tezgâh Başından!
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube, 19 Martta 8. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Classes Butik Otel’de yapılan kurulda söz alan Şube Başkanı Özcan Atmaca, Mata işçilerinin direnişini selamlayarak konuşmasına başladı. “Mata bizim...
- Her yıl 21 Martta Ortadoğu ve Kafkasya halklarının “yeni günün”, özgürlüğün, isyanın, direnişin simgesi olarak kutladıkları Newroz, 2023 yılında “Her yer Newroz her daim Özgürlük/Her der Newroz, Her dem Azadi” şiarıyla karşılandı. 19 Mart Pazar günü...
- Türk-İş’e bağlı Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) 31. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ali Emiri Kültür Merkezi konferans salonunda yapılan Genel Kurulun ilk gününde, 6 Şubat depremlerinin felakete...
- Deprem, tsunami, sel, kasırga… Bunlar dünya var olalı beri meydana gelen doğa olaylarından bazıları. Tarihte insanlar bu tür doğa olaylarıyla nasıl baş edeceklerini bilmedikleri için türlü felaketlerle karşılaştılar, nice acılar çektiler. Kimi...
- Yoksullaşma, artan hayat pahalılığı, düşük ücretler ve kötü çalışma koşulları nedeniyle pek çok sektörde sendikalaşan işçilerin sayısı artıyor. Siyasi iktidarın işçi düşmanı politikalarından güç alan patronlar sınıfı, işçilerin sendikalaşma hakkına...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri “Depremin 40. gününde kaybettiğimiz canları yaktığımız mumlarla anıyoruz” diyerek 16 Mart günü anma eylemleri gerçekleştirdi. İstanbul Bakırköy Özgürlük Meydanı ve Kadıköy İskele Meydanında bir araya gelen...
- Maraş merkezli depremlerde on binlerce insan yaşamdan kopartıldı, milyonlarcası perişan ve evsiz bırakıldı. Fakat sermaye sınıfının kâr hırsı sınır tanımıyor; yakınlarını kaybetmiş, acı ve kedere boğulmuş, evsiz kalmış işçileri işten atmakla tehdit...
- 6 Şubat depremleriyle büyük yıkım yaşayan Adıyaman, Malatya, Diyarbakır ve Urfa’da halk şimdi de sel ve su baskınlarıyla boğuşuyor. Yağmur Adıyaman, Malatya ve Urfa’da sele neden olurken Urfa ve Adıyaman’da 15 kişi hayatını kaybetti. 5 kişi de kayıp...
- AKP iktidarında can bulan dünya görüşü için gelişme ve kalkınma demek; büyük kâr getirisi olan yollar, köprüler, havaalanları, bin odalı saraylardır. İktidar ve zengin olma hırsından körleşmiş zihinsel ve düşünsel bir yapıdan söz ediyoruz. Bu...
- Merhaba arkadaşlar, benim adım Gizem. Ben 17 yaşındayım ve okuyorum. 11. sınıftayım ama okula gidemiyorum. Çünkü burada 6 Şubatta deprem oldu. Ben bu mektubu niye size yazıyorum biliyor musunuz? Ayakta dimdik durun ki çabuk iyileşelim. Deprem...
- İstanbul/Tuzla’da bulunan Mata Otomotiv’de çalışan 1000’den fazla işçi 27 Şubattan bu yana mücadele ediyor. İşçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması, mobbing ve baskılara son verilmesi, ücretlerine yüzde 25 ek zam yapılması talebiyle başlayan...
- 6 Şubat sabahına korkunç bir haberle gözlerimizi açtık. Felaketin korkunç boyutları her geçen saat daha da açığa çıkıyordu. Saatler, günler geçerken insanların “devlet nerede?” feryatları göğe yükseliyordu. Televizyondan, sosyal medyadan çaresizce...
- Sömürücü egemenler, geçmişten bugüne hep aynı taktikleri izledikleri halde başarılı oluyorlar. Çünkü emekçiler, ezilen ve sömürülen kitleler örgütsüzler! Örgütsüz ve gideceği yolu bilmeyen insanlar kolayca yönlendirilirler. Böylece egemenler mağduru...