Buradasınız
Kadınlar Mücadele Etmeden Özgürleşemez
Esenler’den bir işçi
Esenler temsilciliğimizde birçok fabrika ve mahallelerden gelen dostlarımızla “8 MART ULUSLARARASI EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ” etkinliğinde bir araya geldik. Patronlar sınıfının içeriğini boşaltarak sunduğu bugünü, biz emekçi kadınlar dolu dolu yaşadık. 8 Mart, 1850’lerde Chicago’da yanarak ölen kadın tekstil işçilerinin anısına Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü olarak kutladığımız bir gündür. Daha insanca iş ve yaşam koşulları için hayatlarını kaybeden bu kadınlar, kadınların eşit ve özgür bir dünya taleplerini canlı tutmalarının temel dayanaklarından olmuştur. 8 Mart, oy hakkı, 8 saatlik işgünü, sendikalaşma ve eşit işe eşit ücret gibi taleplerle yola çıkan kadınların mücadelesinin bir ürünüdür.
Kadınlar ve çocuklar dünyanın her yerinde sömürüye en çok maruz kalan kesimlerdir. Kadınların ucuz işgücü olarak çalıştırılması kapitalizmin ilk yıllarından bu yana devam ediyor. İş hayatındaki bu eşitsizliğin yanı sıra kadınlar ev hayatında ve genel olarak toplumsal hayatın her alanında eşitsizlikle sarmalanmışlardır. Görünmeyen ev içi emekleri ve kadın kimliğine yönelik baskılar, kadınların toplumsal özgürlüğünü bir kat daha sınırlıyor.
2005 yılında Bursa’da tekstil fabrikasında, kapılar üstlerine kilitli olduğu için yanarak can veren beş genç işçi kadın; 2007’de toplayacakları fındıktan kazanacakları 20-25 YTL uğruna Giresun’a giderken hayatlarını kaybeden tarım işçisi kadınlar; aynı yıl Ceylanpınar’da süt sağarak günlük 7-8 YTL kazanmak üzere minibüsle giderken dereye düşen 12-15 yaşındaki kız çocukları; sigortasız, zorunlu fazla mesailerde çalıştırılan tekstil işçileri ve tüm bu uygulamalara karşı direnen Novamed işçisi kadınlar, emekçi kadınlara dayatılan yaşam koşullarının en yakın örnekleri olarak karşımızda durmaktadırlar.
Etkinliğimizde, sınıf mücadelelerinde erkeklerle aynı safta yer alıp, barikatların üzerine yürüyüp, burjuvazinin yüreğini ağzına getiren ve bu uğurda dönülmeze giden kadın şehitlerimizi de andık. Tarih bize şunu bir kez daha gösteriyor ki, kadınlar mücadele etmeden özgürleşemez ve mücadelede kadınlar olmaksızın kazanılamaz.
8 Mart’a Girerken
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...