Buradasınız
Kapitalizmin Çarkına...
Gazi Mahallesinden bir öğrenci
Derneğimizin Gazi temsilciliğinde “Çark” filmini izledik. Filmin karakterlerinden biri olan Rauf, çalıştığı cam fabrikasında diğer arkadaşlarının işten çıkarılması üzerine kendisinin iki arkadaşıyla beraber çalışmaya devam etmesi teklifine karşı çıkmış, diğer işçi arkadaşlarıyla birlikte ortak tutum almıştı. Patronun bahanesi çok tanıdıktı: “İşler durgunlaştı, plastik sektörü işmizi bozuyor, bir süre boyunca az işçi işimizi görür, toparlanınca yeniden işe alırız...” Filmin daha başında patronların hoşuna gitmeyecek “direnmek, hakkını aramak” gibi sözler geçiyordu.
İşten çıkarıldıktan sonra yeniden iş aramaya koyulan işçiler, tersanede iş bulmuş, fakat çok geçmeden orada sürmekte olan grevi kırmak üzere işe alındıklarını fark edince işten ayrılmışlardı. Grevci işçilerin onlarla aynı dili konuştuklarının, haksızlık karşısında suskun kalınmaması ve ortak hareket edilmesi gerektiğinin onlar da farkındaydılar.
Daha sonra Kazlıçeşme’de deri fabrikasına işçi alındığını öğrendiklerinde, hep birlikte oraya başvururlar. İşe başlayanların kısa süre sonra çalışma şartlarına dayanamayıp ayrılmaları nedeniyle orada iş bulmak zor değildir. Onlar evdeki boğazlara yetecek kadar ekmeği kazanabilmek için bu zorluklara göğüs germek zorundadırlar.
Filmde, deri fabrikasındaki çalışma koşulları hiç abartısız bir şekilde, tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriliyor. 12 Eyül sonrası haklarını büyük ölçüde kaybeden işçilerin yeniden kıpırdanışa geçtiği, koşullarını düzeltmek için isyan bayrağını yeniden dalgalandırmaya başladıkları yerdi Kazlıçeşme deri havzası. Burada yaşanan grevler, işçilerin ortaya koyduğu militan mücadele, patronların gözünü korkutacak ve bir süre sonra çareyi deri havzasını İstanbul’un dışına, Tuzla’ya taşımakta bulacaklardı.
“Çark”, patronların, yaşamak için çalışmaktan başka şansı olmayan işçilere reva gördükleri çalışma ve yaşam koşullarını gözler önüne sererken, devletin kolluk kuvvetlerinin de ne işe yaradığını çok çıplak bir şekilde sergiliyor. İş kazası geçirerek yaşamını yitiren genç işçi Kerem’i omuzlayarak deri havzasında yürüyüş yapan işçiler, karşılarında devletin kolluk güçlerini bulurlar. Bu sırada işçilerin karşısına dikilenlerden biri de, eşine destek olmak için iş arayan ve sonunda polis olan Rauf’un eşidir! Burjuva devlete göre, Kerem’i güvenliği olmayan makinede çalıştırarak kolunu kaptırmasına yol açan patron suç işlememiştir, ama işçilerin bu kazaya ve iş koşullarına tepki göstererek yürüyüş yapması suçtur! İşte size kapitalizmin insaniliği!
Filmin bütününde kapitalizm tüm çıplaklığıyla gözler önündeydi. Film sonrasında yaptığımız sohbette herkesin söyleyecek bir sözü oldu. Grev deneyimi yaşayan işçi arkadaşlar, kapitalizmin çarkının nasıl işlediğini, grev sırasında yaşadıklarını, hak talep ettiklerinde karşılaştıkları zorlukları anlattılar.
Burjuvazinin koyduğu engeller aşılmaz değildir. Bugüne kadar elde edilen haklar mücadeleyle kazanıldı. Mücadele ne zaman azaldıysa elde edilmiş olan haklar bir bir geri alındı. Demek ki kazanımları korumanın yolu, daha ilerisi için mücadele etmektir. İşçi sınıfının bu dünyayı gerçekte haramiden başka bir şey olmayan burjuva sınıfın elinden almasıyla ve baştan inşa etmesiyle gerçekten insanca bir yaşam mümkün olabilecek. Kapitalizmin çarkı altında ezilmemek için işçi sınıfının örgütlenip birlikte mücadele etmesinden ve bu sömürü çarkını parçalamasından başka yol yok.
Onurlu Bir Yaşam İçin
Sanovel Direnişi Sona Erdi
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...