Buradasınız
Karnımızı Doyurmak Hiç Bu Kadar Lüks Olmamıştı!
Gebze’den metal işçisi bir kadın
Mesai bitip de serviste yerini alınca insan, şöyle bir oh çekesi geliyor. Bütün günün yorgunluğu, stresi silindir gibi üzerinden geçtikten sonra rahat bir nefes çekiyor içine. Ama işte o zaman da dertleri kafasına üşüşmeye başlıyor. Neyse ben cam kenarına geçip o günkü serviste yanıma gelecek sohbet arkadaşımı beklerken Ali abi telefonuyla konuşarak yanıma geldi oturdu. Telefonla konuşmak derken telefonda birisiyle değil bizzat telefonun kendisiyle konuşuyor. Bir an içimden durumunun vahim olduğunu geçirmedim desem yalan olur. “Ne oldu abi, cevap vermiyor mu?” diye soruverdim tebessümle. Ali abi de kafasını bir o yana bir bu yana çevirip önce hayıflandı, sonra başladı anlatmaya.
“Hanım aradı, gelirken iki kilo domates al, diyor. Ben de ‘o çok pahalı başka bir şey iste’ dedim. O da bastı fırçayı, ‘sanki pırlanta istiyorum, iki kilo domates dedim, yemeğe o gidiyor, salataya o gidiyor, kahvaltıya o gidiyor…’ Ben de saydırınca ‘kiraya para gidiyor, okula para gidiyor, faturaya para gidiyor cepte para mı kalıyor?’ diye, ‘istemiyorum alma’ deyip suratıma kapattı telefonu. Gel sen söyle kardeşim haksız mıyım ama? Sanki her yana para saçıyorum da iki kilo domates almaya gelince laf ediyorum.”
“Sen de haklısın ama yenge de haklı, eve gidince yarım kilo domatesle gönlünü al” deyip muhabbetimizi “Domates biber patlıcan / Bir anda bütün dünyam karardı / Bu sesle sokaklar yankılandı / Domates biber patlıcan” şarkısına bağladık.
Aslında komik gibi görünen ama acı gerçeğimiz bu ve günden güne artıyor bu örnekler. İki kilo domates alamayacak duruma gelmek, çocuğuna okul pantolonu alamamak, kirayı ödeyememek… Zaten bir sosyal hayatımız yok, bir de üzerine iki kilo domates almak bile lüks olmuşsa yarınları varın siz düşünün. Her geçen gün daha beter hale geliyor dünden. Hayıflanmak, kendi kendine söylenmek, yanındaki işçiyle kavga etmek çözüm değil. Çünkü sorunun müsebbibi yanımızdakiler değil tepemizdekiler. Bir araya gelemediğimiz, yalanlarla bölünüp paramparça edildiğimiz için bu haldeyiz. Bizi birbirimizden ayıran yalanları bir yana, bizleri bir araya getiren gerçekliklerimizi bir yana koyalım ve bakalım hangisi daha ağır basıyor. Bir ay çalışıp da iki kilo domates almak artık lüks olmuşsa bizim için, bir araya gelmenin ve bu kaderi bizlere reva görenlerden hesap sormanın vakti çoktan gelmiş demektir.
ÖĞÜTLER
İşsizler Ordusu Büyüyor
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...