Buradasınız
Kartalkaya Yangını: Denetimsizlik ve Kâr Hırsı Yine Can Aldı

Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı. Ancak otelde çalışanların sayısı henüz açıklanmadı. Yangının çıkış nedeni henüz belirlenemese de tüm veriler otelde yangın koruma ve tahliye sistemlerinin olmadığını, yangın olasılığına karşı hiçbir önlem alınmadığını gösteriyor. Yani denetimsizliğin, rant ve kâr hırsının bir kez daha bir katliama yol açtığına tanık olduk.
İç ve dış kaplaması ahşap olan 12 katlı binada tahliyeye uygun bir yangın merdiveni olmadığı, katlarda yangın tüplerinin dahi olmadığı, yangın alarmı ve sensörlerin ise çalışmadığı belirtiliyor. Bu durum ortaya çıkan tablonun kaza değil göz göre göre gerçekleşen bir cinayet olduğunu yeterince gösteriyor. Otel mevkiine yakın konumda itfaiyenin olmaması, ihbardan ancak 1 saat sonra itfaiye ekiplerinin bölgeye ulaşması da can kaybını arttıran bir faktör oldu. İtfaiye tarafından kurtarılmayı beklemekten başka bir şey yapamayan onlarca insan, bu esnada dumandan boğularak ya da yanarak hayatını kaybetti. Kendi imkânlarıyla kurtulmaya çalışanlar, camlardan çarşaf sarkıtarak inmeye çalışırken düşerek hayatını kaybetti.
Yüzlerce insanın konakladığı ahşap kaplama bir binada facianın tek bir kıvılcımla gelebileceği ayan beyan ortadayken ve alınması gereken önlemler umursanmazken, iktidar sözcüleri “acılıyız” mesajlarıyla yetiniyor, kimse sesini çıkarmasın diye de alelacele yayın yasağı getiriyor, aba altından sopa göstererek tehdit ediyor. Belediyesinden Bakanlığına öyle ya da böyle sorumluluğu olanlar kendilerini aklayıp suçu karşı tarafa atmak için birbiriyle yarışıyor. Kurumların topu birbirlerine atabilecek kadar “sorumsuz” olduğu, sermayenin talebi üzerine yönetmeliklerin bir torba yasayla değiştirildiği, kimin neyden sorumlu olduğunun belirsiz olduğu çivisi çıkmış bir düzen var karşımızda. Bu düzen, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçileri, depremlerde, sellerde ölen on binleri umursamayan, rant ve kâr uğruna insan hayatını hiçe saymaktan zerre çekince duymayan bir zihniyetin egemen olduğu bir düzendir. Bu düzen, bugüne kadar meydana gelen sayısız katliamın hesabının sorulamadığı, sorumluların hiçbir şekilde hesap vermediği bir düzendir. Böyle bir düzende bir gecede milyonlarca lira kazanan bir otelin patronlarının en basit güvenlik önlemlerini dahi almaması, hiçbir kurumun denetleme görevini yerine getirmemesi şaşırtıcı değildir.
Her facianın ardından benzer açıklamalar yapan iktidar sahipleri, hiçbir şekilde sorumluluk almadıkları gibi gerçek sorumluları gizlemekten, cezasız bırakmaktan, hatta ödüllendirerek yeni katliamların önünü açmaktan geri durmadılar bugüne kadar. Hatta 2012 yılında inşaat patronlarının talebi üzerine inşaat projelerinin onaylanması sürecinde itfaiye birimlerinin görüşünün alınması zorunluluğunu kaldırdılar. Yetmedi, fahiş fiyatlarla yüzlerce müşterinin konakladığı Grand Kartal Otelin denetimlerini kâğıt üzerinde yaptılar ve 2023 yılında otel patronlarına yatırım teşviki verdiler.
Bugün yangınların daha gerçekleşmeden önlenmesini, gerçekleştiğinde ise can kaybına yol açmadan tahliyelerin yapılabilmesini sağlayacak teknoloji mevcuttur ve bunların yapılması zaten yasal zorunluluktur. Çok açık ki göz göre göre gelen bu facia, rejimin her alanda yol açtığı çürümeyi, bu düzenin çivisinin çıktığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Kuşkusuz bu çürüme Türkiye’de katmerli bir boyutta olsa da tüm dünyada görülmektedir. Dünya genelinde sermayenin ve onların iktidarlarının “daha çok rant ve kâr, daha az maliyet” anlayışı, güvenlik önlemlerini de maliyet olarak gördüğü için sayısız faciaya ve ölümlere yol açtı/açıyor. Egemenler örgütlü işçi sınıfının nefesini enselerinde hissetmediği sürece de kapitalist düzen insanları öldürmeye devam edecek.
Sermaye sınıfına ve onun düzenine önlem aldıracak tek güç örgütlü işçi sınıfıdır. Sırbistan’da Kasım ayında meydana gelen tren istasyonu faciasında 15 kişi ölmüş, yüzbinlerce insan katliamın hesabını sormak üzere sokaklara dökülmüştü. Halen protestoların sürdüğü ülkede sorumlu Bakanlar istifa ettiği gibi katliam yargıya taşındı. Ne var ki Türkiye’de bugüne kadar iş cinayetlerinden depremlere, yangınlardan sellere gerçekleşen yüzlerce faciada on binlerce insan hayatını kaybederken tek bir istifanın bile gelmemesi, hiçbir sorumlunun hesap vermemesi, felaketlerin ardından dahi önlem alınmaması, egemenlere bunları yaptıracak örgütlü bir gücün olmamasıyla doğrudan bağlantılıdır. Tam da bu nedenle her zaman vurguladığımız bir gerçeği tekrar hatırlatalım: Örgütlü olmak hayat kurtarır.
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevinin Gösterdikleri
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...