Buradasınız
Kaynak Yok mu?
Sultangazi’den bir işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
AKP ve ondan önce gelen hükümetler, işçilerin daha iyi bir ücret talebini her seferinde “kaynak yok” diyerek geri çevirdiler. Ancak işçiye-emekçiye kaynak bulunamazken, patronların sermayelerini nasıl büyüttüklerini, hükümet yetkililerinin ve bürokratların nasıl zevkusefa içinde yaşadıklarını iyi biliyoruz.
7 Haziran seçimleri öncesinde muhalefet partilerinden kimisi asgari ücreti 1500, kimisi de 1800 lira yapacağını söylemişti. AKP hükümeti ve Erdoğan ise “asgari ücret yükseltilsin diyorlar, peki kaynağı nereden bulacaklar?” diyerek karşı atağa geçmişti. Emekçileri, “kaynak yok” yalanına inandırabilmek için canhıraş çalışmışlardı. 1 Kasıma giderken, muhalefet partileri yeniden asgari ücreti arttıracaklarını söylediler. Şu işe bakın ki “kaynak yok” diyen AKP de asgari ücreti 1300 lira yapacağını açıkladı. Gelin birlikte soralım: Nereden bulacaksın kaynağı? Madem kaynak vardı neden 7 Hazirandan önce zam yapmadın? Yok, kaynak yok ise, o halde neden asgari ücret 1300 lira olacak diyorsun, bizi mi aldatıyorsun?
Peki, kaynak yok mu gerçekten? Biz işçilerin ücretlerini yükseltmeye gelince “kaynak yok” diyenler, sıra kendilerine geldi mi kaynak bulmakta sıkıntı çekmiyorlar. Meselâ 2014’ün ilk 8 ayında 59,8 milyon liralık taşıt alımı yapılırken, bu yılın ilk 8 ayında 628,5 milyon liralık taşıt alımı yapıldı. Böylece, geçen yılın sekiz aylık dönemine göre taşıt alımları 10 kattan fazla artmış oldu. Bu harcamanın üçte ikisini de üst düzey bürokratların makam araçları oluşturuyordu. Erdoğan’ın Diyanet İşleri Başkanı’na hediye ettiği lüks Mercedes’in ardından, adeta tüm bürokratlar makam aracı sahibi olma yarışına girdiler. Kimi valiler de, Erdoğan’dan esinlenerek mini saraylar yaptırmaya başladılar.
Seçim meydanlarında “biz milletin hizmetkârıyız, biz tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruruz” diyen Erdoğan, değeri milyarları aşan bir saray yaptırırken kaynak sıkıntısı çekmemiştir. Kendisine “bu sarayı yapmak için nereden kaynak buldunuz” diye soranlara ise “biz büyük devletiz, bize de böyle bir saray gerekli” diyerek “kaynak bulamıyoruz” yalanının üstünü örtmeye çalışmıştır.
Kendileri lüks içinde yaşayan egemenler, işçileri yalanlarla ikna etmeye çalışıyorlar.Bunu kendi işyerimden arkadaşlarımızla aramızda geçen sohbet üzerinden anlatmak istiyorum. Aramızda asgari ücret 1500 lira olur mu olmaz mı tartışması başlamıştı. AKP’ye oy verdiğini söyleyen arkadaşlarımız bu vaatlerin hayal ürünü olduğunu, gerçekleşmeyeceğini ve buna kaynak olmadığını söylüyorlardı. Ben de “sizin maaşınızı kim veriyor?” diye sordum. Onlar da “patron” diyerek cevapladılar. “Devlet mi veriyor bizim maaşımızı?” diye sordum. “Hayır” dediler. Sonra “bizim maaşımız 1500 lira olsa patron veremez mi?” dedim, “verir” diye cevapladılar. Asgari ücretli 6-7 milyon işçinin çoğu özel sektörde çalışıyor. Devlet ‘asgari ücret 1500 lira olsun’ dese ve yasa çıkarsa patronlar ödeyemez mi?” diye sordum. “Öder” dediler. “Peki, niye yasa çıkarmıyorlar da kaynak yok diyorlar?” diye de ekledim. Arkadaşlar cevap veremediler. Ben de “bunlar işçileri düşündüklerini söylüyorlar ama bizi değil patronları düşünüyorlar ve bu yüzden de asgari ücreti yükseltmek istemiyorlar” dedim.
İşçiler asgari ücrete zam istediklerinde, aslında bunu patronlardan istemiş oluyorlar. Çünkü asgari ücret alan işçilerin ezici çoğunluğu özel sektörde çalışıyor. Ama daha patronlara kalmadan hükümet öne atılarak, “asgari ücreti yükseltmeye ayıracak kaynağımız yok” deyiveriyor. Neden? Çünkü bu hükümet de öncekiler gibi patronların, yani sermayenin çıkarlarını koruyan bir hükümettir de ondan. İşçilere kaynak bulamayan hükümet, sıra kendilerine yani sermaye politikacılarına ve üst düzey bürokratlara gelince kaynağın âlâsını yaratabilmektedir. Lüks harcamalara nereden kaynak bulunduğu sorulduğunda, Maliye Bakanının “bunlar çerez parası bile değil” demesi boşuna değildir.
Evet kardeşler, sermaye partileri her meselede olduğu gibi seçimlerde de gerçek yüzlerini, kimi temsil ettiklerini görmeyelim diye bilincimizi bulandırmaya çalışıyorlar. Biz üretiyoruz, onlar el koyuyorlar. Ürettiğimiz kaynaklarla zevkusefa içinde yüzerken, sıra bize gelince “yağmurlu günde size su bile yok” diyorlar. Bunu, örgütsüz olmamız nedeniyle bu kadar rahat yapabiliyorlar. Biz işçiler kendi sınıf penceremizden bakmadığımız sürece, kendi çıkarlarımız için birlik olup mücadele etmediğimiz sürece alın terimizle yarattığımız kaynakları kurutmaya devam edecekler.
“Küfür Besmele Gibiydi”
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
Son Eklenenler
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...