Buradasınız
Mersin’de Direnişçi İşçilerle 15-16 Haziran Üzerine Söyleşi

UİD-DER’in hazırladığı 15-16 Haziran Genel Direnişiyle ilgili etkinliğimizi nasıl buldunuz?
Kromsan işçisi: Ben buraya gelirken aslında biraz endişe ile geldim. Acaba ne bekliyor beni diye? Sıkılacağım, zaman nasıl geçecek düşüncesiyle geldim. Ama geldiğimde çok güzel bir ortamla karşılaştım. Herkesi tanımıyorum tabi, tanıdığım birkaç kişi beni çok güzel bir şekilde karşıladı. Geçen saatler içerisinde zaman nasıl geçti anlamadım. Çok güzel bir ortam, çok güzel bir söyleşi, şarkı, türkü… Benim için çok güzel geçti. Buraya gelirken aklımdaki soru işaretlerinin hepsi tamamen bitti. Bundan sonraki etkinliklere gelirken inşallah daha güzel şeylerle karşılaşacağımı düşünüyorum.
Liman İşçisi: UİD-DER’e bu konuda teşekkür ediyorum. Gerçekten çok güzel bir etkinlikti. Benim o günkü olaylar hakkında hemen hemen hiçbir bilgim yoktu. Ama bugünkü etkinliğiniz sayesinde nereden baksan olayın tamamını yaşamış gibi oldum. Gerçekten güzel bir programdı. Beğenerek, isteyerek izledim. Bundan sonraki tüm programlarınıza katılmayı düşünüyorum.
Belediye İşçisi: Çok harikaydı, çok güzel, duygulandım da gerçeğini söyleyeyim. Keşke o yıllarda biz de yaşamış olsaydık. Ben 1972 doğumluyum, direniş benden 2 yaş büyük. O dönemleri yaşamak, o dönemleri anmak çok güzel bir şey. UİD-DER’in yapmış olduğu bu çalışmalar konusunda UİD-DER’e de teşekkür ediyorum. Saygıyla selamlıyorum. Harika bir çalışma. Büyük özverili bir çalışma.
İşten Atılmış Bir Liman İşçisi: İşçilerin bir arada olması, dayanışma içinde olması, buraya gelmeleri, hepsinin birbirini desteklemesi gerçekten çok güzel, çekici.
Amylum Nişasta İşçisi: Çok güzeldi. Özellikle işçi arkadaşların bunu hazırlamış olması etkinliği daha da güzel hale getirmişti. Bilmediğimiz birçok şeyi öğrendik. Ben özellikle bu konuları araştırmasam da gördüğüm zaman ilgiyle takip eden biri olduğum için benim bile duymadığım birçok şeyi öğrenmiş oldum. O yüzden oldukça etkiliydi.
İşçiler 1963’de Kavel’de grev haklarını elde etmişler. 1970’te DİSK’in önünün kesilmesini içeren yasayı geri çevirmişler. Sizce o dönemki işçilerle şimdiki işçilerin arasındaki fark nedir?
Kromsan işçisi: Bizler iş bulduğumuz için şükretmeyle, “aman işinden olma, aman sesini çıkartma, aman sesini çıkartırsan işinden olursun” gibi baskılarla büyümüş insanlarız. İşçilerin %90’nı bu şekilde düşünüyor. Zaten işsizken bir anda iş buluyor, aman ben işimi kaybetmeyim korkusuyla geçiriyorlar zamanlarını. Geçim çok zor. O yüzden sesini çıkartamıyor. Sesini çıkarttığında susturuluyor; ya ailesi ya başka biri. O zamanlar öyle değildi. Duyduklarımız, -görme şansımız yoktu- insanlar birbirine daha saygılı, daha sevgili, daha sıkı. İşçiler birbirine ne derse arkasından giden yüzlerce işçi vardı. Şimdi öyle değil. Şimdi biz greve çıktık. Bugün grevimizin 38. günü. Greve çıkan arkadaşlarımızı bulamıyoruz yanımızda, bırakın diğer işçileri. Şu anda havayolunda bir günde bir yasa çıktı: Grev yasağı yasası. Bu yasayı çıkartanlar, işçiden yana olmadıkları için, bir günde çıkarttılar. İşçi sesini çıkartmıyor. Niye? İşçi susturulmuş, işçinin boynuna basmışlar, kafasını önüne eğmiş. Bizler hiçbir şekilde sesimiz çıkartamıyoruz, bizler böyle yetiştirildik. İşçi korkutulmuş, işçi bastırılmış sebebi bu bence.
Liman İşçisi: O günkü işçiler ile bugünkü işçiler arasındaki fark; o zaman insanlar daha samimiydi. Gerçekten ekmeği için kavga edebilecek, canını verecek derecedeydi. Ama şu an bakıyoruz, bütün işçiler işverenden korkuyor. Az önce izlediğimiz etkinlikte bir fotoğraf beni çok etkiledi. Polisler ve işçiler karşıda çatışıyor ve orda bir araba markası gördüm. Bir Mercedes amblemi vardı. Yani oradan işveren emir vermiş, polisler de işçilere saldırıyor diye düşünüyorum. Yani bugünkü işçiler gerçekten de patronlardan çok korkuyorlar. O gün aynı sektörde olmamasına rağmen bütün işçiler birleşmiş ve kendi ortak sorunu olan haklarını alabilmek için hepsi birleşmiş, birlikte hareket etmişler. Ama biz Mersin limanının önünde direniş yapıyoruz. Limanda beraber ekmek yediğimiz, sigarayı bölüştüğümüz insanlar bize destek vermeye çekiniyor. O günkü işçiler çok samimiydi, bugünkü işçilerde aynı samimiyeti göremiyoruz.
Belediye İşçisi: 2002’den beri park-bahçelerde çalışıyorum. Daima derdim arkadaşlara; gidelim bir sendikaya üye olalım. Derlerdi ki “hayır olmaz, işimizden ekmeğimizden olacağız.” Şimdiki işçilerin bakış açısı daha farklı. A partisinin üyesi, “benim referansım var” diyor. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” Niye kardeşim? Geçmişteki direnişi yaşamak, kendi haklarını almak sana çok mu zor geliyor? “Ben referansıma sorayım” diyor. Nasıl soracaksın sen referansına? Ben diyorum ki, karşılıklı hakkımıza sahip çıkalım, emeğimizin hakkını almaya çalışalım.
İşten Atılmış Bir Liman İşçisi: O dönemde çalışmış olan işçi arkadaşların birbirlerine daha bağlı olduğunu düşünüyorum. Şu an bizde o bağlılık, o birlik yok. İşveren bizi parçalamak için elinden geleni yapıyor. Bunda başarılı oluyor bence. Parçalanıyoruz gün gün.
Amylum Nişasta İşçisi: Temel fark, bilinç farkı. Biraz da korkaklıktan kaynaklanıyor. O zamanki çoğunluk 1980 darbesinde sindirildi. Onların çocukları şimdiki nesil oldu. Genelde insanların olaylara karışma, sendikaya üye olma, bir etkinliğe gitme, eyleme gitme tarzında olumsuz yaklaşımları oldu, temel fark bu.
UİD-DER işçiler arasındaki bağı güçlendiriyor, grevci ve direnişçi işçilerle mücadeleyi yükseltiyor. Mücadele etmek isteyen işçileri UİD-DER çatısı altında örgütlenmeye çağırıyor. Siz UİD-DER’in işçiler içerisindeki örgütlenmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kromsan İşçisi: Ben greve çıktığım ilk günden bu güne kadar sizi görüyorum yanımızda. Daha önce UİD-DER’i tanımıyordum, bilmiyordum. UİD-DER’in bence var olma sebebi işçinin yanında olması. İşçi varsa UİD-DER var, UİD-DER varsa işçi var mantığıyla bakıyorum. UİD-DER’in işçileri örgütlemesi gerektiğine sonuna kadar inanıyorum. UİD-DER olmasa da birilerinin bu işi örgütlemesi gerekiyor. UİD-DER bunu kendi üzerine almışsa bizim de UİD-DER’in arkasında durmamız gerektiğine inanıyorum.
Liman İşçisi: Biz direnişe geçtiğimiz zaman denizden çıkmış balık gibiydik. Direniş nasıl yapılır, nereye gidilir, nasıl yürünür bilmiyorduk. UİD-DER ve başka kardeşlerimizin sayesinde birçok deneyim kazandık. Sağ olsun arkadaşların yönlendirdiği konular oldu. Ama şundan eminim biz sizden çok şey aldık, siz de bizden aldınız. Bence iki tarafın birleşip birlikte hareket etmesi daha güçlülüğü sağlar. Patronlar karşısında daha güçlü bir işçi sınıfı görülür. UİD-DER ile işçilerin ortakça bir arada olması lazım. Eminim ki olursa bir sorun kalmaz.
Belediye İşçisi: Gelişmesi ve var olması lazım. İşçi bilincinin artması lazım. İçinizde öğretmenlerimiz var, memurlarımız var, işçilerimiz var. Hepsi bir bütün olmuş, el ele. UİD-DER’i yaşatıp var olması lazım. İçinde geliştirilmiş bir işçi kitlesi var.
İşten Atılmış Bir Liman İşçisi: Örgütlenme var olmadığı zaman hiç birimiz var olamayız zaten. Birer birey olarak tek başımıza hakkımızı savunmanın mümkün olduğunu zannetmiyorum. Sizler ve öbür işçi arkadaşlar örgütlenmeyi sağladığı zaman muhakkak sesimizin duyulacağına inanıyorum. Muhakkak bir yerlere varacağız. Buna inanıyorum.
Amylum Nişasta İşçisi: UİD-DER özellikle işçilerden oluşan bir dernek olduğu için diğer sendikalardan da, diğer örgütlerden de çok farklı. O yüzden daha gerekli, işçilere lazım bir örgüt.
Dünyada Kitlesel Grevler ve Gösteriler
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...