Buradasınız
Mesailere Gelmiyorsan Kendine İş Bak!
Sefaköy’den bir işçi

Merhaba işçi kardeşler, ben birkaç gün öncesine kadar çuval dokuma fabrikasında çalışan bir işçiydim. Altı ayı doldurmama iki gün kalmıştı ki ben ve aynı bölümde çalışan başka bir işçi arkadaşım işten atıldık. Üç vardiya şeklinde çalıştığımız bu işyerinde makineler gece gündüz çalışıyor. Tatil günü olan Pazar günü bile makinelerin durduğu yok. Dolayısıyla makinelere bağlanmış işçiler de dinlenme günü olmadan çalışmaya devam ediyorlar. Pazar mesaisinin yasal olarak zorunlu olmamasına rağmen bizler çoğu zaman mesaiye gitmek zorunda kalıyorduk. Bazen insan olduğumu, makine olmadığımı düşünüp mesaiye gelmeyeceğimi söylemek istiyordum ama bunu kolay kolay söyleyemiyordum. Çünkü anında işten atılmakla tehdit ediliyordum. Hem sendika temsilcisi ve aynı zaman da baş usta tarafından. Sendikalı bir işyerinde çalışıyorduk ama maalesef sendika temsilcimiz ve sendika işçilerin değil patronun temsilciliğini yapıyordu.
Meselâ maaşların geç ödenmesi durumunda işçilerin tepkilerine şöyle cevaplar veriyor işyeri temsilcisi: “Kardeşim ben gelmişim kırk beş yaşına, emekliliğime kalmış birkaç sene, bu yaştan sonra beni bulaştırmayın böyle şeylere!” Ya da cevap vermeye sıkıştığında konuşmayı şöyle değiştiriyor: “Yahu o değil de Murat’ı elektrik çarptı.” İş güvenliği olmadığını söylediğimde, birden patron sözcüsü kesilip; “bana ne ulan, ben malımı isterim” diyordu. Son olarak 1 Mayıs’ta fazla mesaiye gelmeyeceğimi söylediğimde tepkisi şöyle oldu: “Bak kardeşim, ben mesaiye gelen eleman isterim. Senin niyetin mesailere gelmemek. Mesailere gelmiyorsan kendine iş bak.” Ve birkaç gün sonra gündüz vardiyasından çıkıp kart basmaya giderken güvenlik kulübesinde elime işten atıldığımı bildiren bir kâğıt tutuşturuldu ve imzalamam istendi. Ben de kâğıdı okudum ve bilinçli bir işçi olduğum için imza atmadım. Çünkü imza atmış olsaydım içerde kalan haklarımdan mahrum olabilirdim. Benden kısa bir süre önce arkadaşımdan da imza istemişler, tabii o arkadaş da imza atmamıştı. Başımıza geleni görünce sendika temsilcisiyle görüşmek istediğimizi söyledik. İlk başta görüşmek istemediğini bildirdi ancak oraya terk etmeyeceğimiz konusunda ısrar edince gelmek zorunda kaldı. Ama bir tuhaflık vardı. O ceberut sendika temsilcisi gitmiş, yerine süt dökmüş kedi misali bir temsilci gelmişti. Kendisine tepki verdiğimizde alttan almaya çalışıyor, kendisinin bir suçu olmadığını söylüyordu. Bizlere “yavrularım ben sizlerin mağdur olmasını istemiyorum, sizler de buraya üç kuruş para kazanmaya geliyorsunuz…” diyordu. Bizler biraz daha üzerine gittik ve sonunda kendisinin bir patron temsilcisi olduğunu kabul etti. Yani açık açık işçileri sattığını kabul etti. Bizler için de bir şey yapamayacağını söyledi.
Ertesi gün sendikanın şubesine gittik. İşyeri temsilcisinin bizleri işten attırdığını ve bizleri patrona karşı korumadığını, tam tersine patronun tarafını tuttuğunu, sendikanın bize sahip çıkması gerektiğini söyledik. Ama buradaki sendika başkanı da sanki fabrikadaki kötü çalışma koşullardan haberi yokmuş gibi davrandı. Bize avukat desteğinden söz etmeye başladı. Üstüne üstlük bizlerin haklarımız konusunda bilgi sahibi olmadığımızı ima etti, ancak konuşma ilerleyince bizlerin bilinçli işçiler olduğunu fark etti ve kıvırmaya, lafı değiştirmek için boşluklar aramaya koyuldu. Anladık ki, sendikaların tepesine çöreklenen sendika bürokratlarının hamuru aynı mayadan. Buradan ayrıldıktan sonra tekrar işyerine gittik ve kalan haklarımızı vermelerini istedik. İlk önce bizi bekleterek oyalamaya çalıştılar ama biz kararlı olduğumuzu gösterdik. Aradan saatler geçtikten sonra görüşmek için birimizi içeriye çağırdılar, ancak biz “hayır bu şekilde olmaz, görüşecekseniz ikimizle aynı anda görüşeceksiniz” diye direttik. Kararlı duruşumuz sayesinde bir süre sonra personel müdürü ve yardımcısı geldi. Hesaplanan ücretlerimizi kontrol ettik ve patronlara karşı kinimiz büyüyerek oradan ayrıldık. İşçilerin taban örgütlülüğü, bilinci olmayınca sendikalar bürokratların eliyle patronların çıkarları doğrultusunda yönetiliyor. Sendikalar biz işçilerin en temel örgütlülüğüdür. Bizler sendikalara sahip çıkmaz, denetlemezsek, sendika bürokratları da buraları kendi çıkarları için kullanacaklar ve eninde sonunda hem kendi hizmetlerine hem de patronların hizmetine koşturacaklardır.
1 Dakikalık İş Bırakma Eylemi
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...