Buradasınız
Metal Patronlarının Türk Metal Sevdası
Türk Metal’i fabrikalarından def etmek üzere mücadele başlatan metal işçileri, patronlar tarafından adeta cezalandırılmak istendi, isteniyor. Eylemleri sırasında işçilerin taleplerine kulak tıkayan işverenler, işçilerin moralini bozmak için her türlü yöntemi denediler, deniyorlar. Baskı ve tehditler arttı; yalan ve karalama kampanyaları yürütüyorlar. Birçok fabrikada işçilerin kabul edileceği söylenen talepleri kabul edilmedi. Bazı fabrikalarda işçiler işten atıldı. Başta Koç olmak üzere tüm patronlar, işçilerin yeniden Türk Metal’e üye olması için baskı yapıyorlar. Tüm bunlar olup biterken metal işçileri metal patronlarının, MESS’in ve hatta hükümetin Türk Metal’e bu denli sahip çıkması karşısında şaşkınlar. Tüm işçilerin kafasına takılan soru şu: “Patronlar neden Türk Metal’den vazgeçmek istemiyorlar? Neden Türk Metal onlar için bu kadar önemli?”
Bir işçi tepkisini şu sözlerle dile getiriyor: “Yahu biz araba mı istedik, ev mi istedik? Sadece temsilcilerimizin tanınmasını istedik. Ücret zammı bile istemedik. Türk Metal’den kurtulmak istedik. İstifa etmemiz neden o kadar battı patronlara? Türk Metal ve MESS arasında nasıl bir ilişki var? Bu nasıl bir Türk Metal sevdasıdır?”
Türk Metal, işçiler tarafından değil patronların yönlendirmesi altında kuruldu. İyi bir sendika olduğu için değil, patronlar onu işyerlerine davet ettikleri için 180 bine yakın üyeye ulaştı. Türk Metal’i kurdurup besleyen patronlar, on yıllardır Türk Metal’i işyerlerinde gardiyan olarak kullanıyorlar. İşçiler ne zaman mücadele etmek istedilerse, patronların sopası Türk Metal tarafından engellendiler. İşçiler daha fazla ücret mi istedi, Türk Metal karşılarına dikilir ve bunun imkânsız olduğunu anlatır. İşçiler haklarına sahip mi çıktı, Türk Metal karşılarına dikilir ve “işinize sahip çıkın” nutukları atar. İşçiler, üç yıllık toplu sözleşmeye itiraz mı etti, Türk Metal öncü işçileri patronla birlikte kapının önüne koyar. İşçiler haksızlıklara öfke mi duydu, Türk Metal bu öfkeyi bastırmak için işçinin karşısına dikilir. Yani Türk Metal patronlar için bir işçi sendikası değildir. O, patronların hizmetindeki bir gangsterler sürüsüdür ve onları 35 yıldır işçilerin öfkesinden korumuştur. Patronlar bu nedenle Türk Metal’den vazgeçmek istemiyorlar, vazgeçmiyorlar.
Türk filmlerinde sıkça karşılaştığımız sahnelerden birinde mahallede birbirleriyle kavga eden çocuklar olur. Bu çocuklar içinde biraz daha çelimsiz ve güçsüz olanlar vardır. O çocuklar önce diğer güçlü çocuklar tarafından defalarca pataklanır. Diğerleriyle baş etmeyi öğreninceye kadar yeniden ve yeniden yenilir. Ancak bir kez kendine güvenip gücünü toplayarak “düşmana” yüklendi mi zafere ulaşır ve o çocuk artık hiçbir kavgadan kaçmaz. Gördüğü haksızlıklar karşısında güçlü ve güvenli yumruklarını kullanır. Düşmanlarına korku salar. Patronlar, işçi sınıfını tıpkı o çelimsiz film kahramanı gibi yenik ve bastırılmış bir ruh haline itmek isterler. İşçi sınıfının gerçek gücünü bilirler ve toparlanmasını, güven kazanmasını, bu yolla haksızlıklara baş kaldırmasını engellemeye çalışırlar.
Metal işçilerinin Türk Metal’in fiyakasını bozan mücadelesi bu nedenle patronlar için çok büyük bir tehlike demekti ve bertaraf edilmeliydi. Türk Metal işyerlerinden atılırsa işçiler patronların karşısına dikilip haklarını söke söke alabileceklerdi. İşçiler, kazandıkları güvenle ve dayanışma ruhuyla patronların dayatmalarına, ağır çalışma koşullarına ve düşük ücretlere boyun eğmeyeceklerdi. MESS’in Türk Metal’e sahip çıkmasının nedeni budur. Metal patronları fabrikalarda kendi lehlerine olan dengelerin değişmesini istemiyorlar. İşçi sınıfının çelimsiz ve güçsüz bir bünye gibi örgütsüz ve dağınık kalmasını istiyorlar. Her şeye itaat eden, kanaatkâr işçiler istiyorlar. Metal işçilerinin kazanımlarının diğer fabrikalardaki işçileri de etkileyeceğini ve bunun işçi sınıfı hareketinin gelişmesini kamçılayacağını çok iyi biliyorlar. Nitekim metal işçilerinin mücadelesi daha ilk günden itibaren başka sektörlerden işçilere umut ve moral verdi. Haklarını elde etmek isteyen işçiler aynı yöntemleri kullanmış, üretimi durdurup fabrikalarını işgal etmişlerdir.
Tüm bunları hesaba katan patronlar, işçilere bir zafer yaşatmak istemiyorlar. Ancak korkunun ecele faydası yok. Metal işçileri, biriktirdikleri deneyimlerle Türk Metal’in ve hizmet ettiği MESS’in karşısına yeniden ve daha güçlü dikilecekler.
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
Son Eklenenler
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...