Buradasınız
Milli Gelir Kime Gelir?
Sarıgazi’den bir metal işçisi

İşyerinde birkaç arkadaşla sohbet ediyorduk. Sohbet döndü dolaştı Türkiye’nin büyüyen gücüne geldi. Bir arkadaşım, “Türkiye artık bulunduğu coğrafyada söz sahibi bir ülke, savaş planları yapıp çevresindeki ülkeleri yönlendirebiliyor. Ekonomisi büyüyor. Kişi başına düşen milli gelir artıyor. Türkiye zenginleşiyor” dedi. Emekli bir işçi ise şöyle dedi: “Benim cebime giren değişmiyor ama. Bana ne Türkiye’nin büyümesinden? Bak bu yaşımdayım, emekliyim ama çocuk okutuyorum, kiradayım ve çalışmak zorundayım. Benim evime giren ekmek artmadıktan sonra ben neyleyim büyüyen ülkeyi?” Çok haklıydı. Sonra sohbet özelleştirmelere ve yabancı sermayenin büyüme üzerindeki rolüne geldi. Biz işçilerin milliyetçilik yanılgısı yine işbaşındaydı. Emekli ağabeyimiz bu sefer şunları söyledi: “Her şeyi özelleştirdiler, ülkede satmadıkları kalmadı. Ülkemizin zenginliklerini yabancılara sattılar. Onlar bizim üzerimizden daha da zengin oluyorlar. Bizim yerli sermayemiz gelişemiyor, biz de yerimizde sayıyoruz.”
Acaba sermayenin yabancısı bizim değil de yerlisi bizim mi? Bu işçi ağabeyimiz bir taraftan Türkiye’nin büyümesinin kendisine fayda sağlamadığını görürken, neden diğer taraftan tapusu kendi elinde olmayan ülkenin satıldığını iddia ediyor? Aslında bu topraklarda milliyetçilik kanımıza en fazla işlemiş yanılgıdır. Bu yanılgının kökleri çok derindedir. Cumhuriyetin kuruluşunda yerli sermayeyi palazlandırmak adına, onlara büyük ayrıcalıklar tanındı. Bu ayrıcalıkların gerekçelerini ilkokul kitaplarımıza kadar soktular, beynimizin ta derinlerine işlediler. Ama yerli sermayeye tanınan ayrıcalıklarla biz işçiler açısından sonuç değişmemiş, tersine sömürü katmerleşerek artmıştır. Biz işçileri de “kendi kendine yetebilen bir ülke olma”, “bütün zenginlikleri barındıran bir ülke olma”, “kendi teknolojisini üretebilen bir ülke olma” gibi söylemlerle ve güçlü bir ülke olup refaha erme rüyasıyla kandırdılar. Hadi buyurun sonuca bakalım: Cumhuriyetin kuruluşundan beri, işçilerin mücadele ettikleri dönemler dışında, milli gelir arttıkça işçilerin sefaleti artmıştır. Günümüzde Türkiye, Çin’den sonra en hızlı büyüyen 2. ülkedir ve dünyanın ekonomi zirvelerinde artık söz hakkına sahiptir. Ama işçilerin yaşam koşulları, hangi ülke sermayesi için çalışırsa çalışsın daha da kötüleşmektedir.
Aslında “milli gelir” yerlisiyle, yabancısıyla burjuvaziye gelir. Bizler için bunu yerli ya da yabancı sermaye diye ayırmaya çalışmanın hiçbir anlamı yok. Biz işçiler insanları milliyetine göre ayırmamalıyız. Tüm dünyada var olan o iki sınıftan hangisine, yani işçi sınıfına mı yoksa patronlar sınıfına mı ait olduğuna bakmalıyız. Özellikle dünyada krizlerin arttığı, burjuvazinin işçileri dizginlemek için her yolu denediği şu dönemde, milliyetçilik zehrine karşı daha dikkatli olmalıyız. Sermayenin pazar rekabeti bizi yanıltmamalı. Aslında patronlar kendi içinde yerlisiyle yabancısıyla işçilere karşı dayanışma içindedir. Biz de bunu unutmayarak örgütlenmeli, sınıf dayanışmasını yükseltmeli ve haklarımıza sahip çıkarak yeni haklar için mücadele etmeliyiz.
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
- Sırrı Süreyya Önder’in Kalbi ve İşçilerin Mücadelesi
- Bursa’da “Hak, Hukuk, Özgürlük” Yürüyüşü
- TTL Grevcisi Kadınlar: “Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimizdik”
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB 1 Mayıs’ta Kadıköy’e Çağırdı
- Erlau İşçileri Sendikal Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetiminin İşten Atma Saldırısı Protesto Edildi
- Liseliler Ayakta: “Öğretmenime Dokunma!”
- Çayırhan Maden Ocağında Patlama: 2’si Ağır 14 İşçi Yaralandı
- Herkese Birinci Sınıf Sağlık Hizmeti İddiası ve Gerçekler
Son Eklenenler
- Türkiye’de rejimin 19 Mart’ta başlattığı gözaltı ve tutuklama saldırısına karşılık düzenlenen kitlesel protestoların ardından 1 Mayıs’ta da “Faşizme karşı omuz omuza” ve “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları tüm...
- Tez-Koop-İş Sendikası 2025 yılı kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri çerçeve anlaşma protokolünün bir an önce imzalanması ve işçilere alın terinin karşılığının verilmesi talebiyle 14 Mayısta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde kitlesel basın...
- Soma Madenci Katliamının 11. yılında başta Soma’da olmak üzere çeşitli anma programları gerçekleştirildi.
- Bu 1 Mayıs’ta da her şeye rağmen alanlardaydık. “Yağmur Çamur Yağsa da Kış Kıyamet Kopsa da Biz Buradayız” dedik. İşçiler, emekçiler olarak, işçi sınıfının gençliği olarak alanlara çıktık. Biz de UİD-DER kortejinde Kadıköy’deydik. Yağmura ve soğuğa...
- 2025 1 Mayıs’ını büyük bir coşkuyla kutladık. Alanda olmak bana tarifsiz bir cesaret verdi. Binlerce işçiyle tek ses olmak, tek yumruk olmak en güzel duyguları yaşatıyor.
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu rüzgâr tribünleri için kanat üretimi yapan Amerikan menşeli TPI Compozit’in İzmir Menemen ve Çiğli’de bulunan fabrikalarında 13 Mayısta grev başladı.
- Somayı hatırlamak demek haksızlıklara, adaletsizliğe, sömürü düzenine karşı örgütlenmek demektir. Soma’yı hatırlamak demek hesap soracağımız günleri yakın eylemek için mücadele etmek demektir.
- Soma Katliamının üzerinden 11 yıl geçti. Soma’nın ardından Ermenekler, Torunlar, Hendekler, Amasralar, İliçler devam etti, ediyor. Erol Eğrekler katlediliyor, holdingler işçilerin kanıyla büyüyor. Patronlar siyasi iktidardan aldıkları güçle iş...
- DİSK, KESK, TMMOB, TTB, İstanbul Barosu ve İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, güvenlik görevlileri tarafından dövülerek katledilen işçi Erol Eğrek için 12 Mayısta Çalık Holding önünde eylem düzenlendi. Eyleme sendikalar,...
- Merhaba dostlar. 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Bizler de genç işçiler olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’le birlikte alanlardaydık. Sınıfımızın saflarında olmanın heyecanını yaşadık. Duygularımızı sizlerle de paylaşmak istiyoruz.
- Erol Eğrek’in katledilmesinin sorumlusu yalnızca Çalık Holding değildir. Mahkeme kararına rağmen işçinin kazanılmış hakkını 10 yıldır ödemeyen Çalık Holding’e hiçbir yaptırım uygulamayan; patronları denetlemeyen, adaletsizlik ve cezasızlığı temel...
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...