Buradasınız
Milyonlar Aç, Milyonlar İşsiz! İşte Kapitalist Düzeniniz!

Nasıl bir dünyada yaşıyoruz işçi kardeşler?
Üzerinde yaşadığımız dünyada kahrolası kapitalist düzen egemen.
Ne demek kapitalizm?
- Tüm zenginliği işçilerin ürettiği, ama patronların el koyduğu, haksız, adaletsiz ve sömürücü bir sistem kapitalizm!
- İnsanın ihtiyaçlarının dikkate alınmadığı, her şeyin alınıp satılmak üzere, kâr etmek için üretildiği, insanlar arasındaki ilişkinin çıkarlara göre belirlendiği bir sistem kapitalizm!
- Yüz milyonlarca insanın aç kaldığı, on milyonlarca insanın tedavisi mümkün hastalıklardan öldüğü, ama bir avuç asalağın sefahat içinde yaşadığı bir sistem kapitalizm!
- Koca Afrika kıtasını besleyecek, açlığın kökünü kazıyacak kadar paranın, yani her sene toplam 1,5 trilyon doların silaha harcandığı, çıkartılan paylaşım savaşlarında milyonlarca insanın katledildiği bir sistem kapitalizm!
Kardeşler, bu sistem mantıklı olabilir mi, bu sistem tüm insanların gerçek ihtiyaçlarına cevap verebilir mi?
Peki, bu sistemin devam etmesini kim ister?
Patronlar sınıfı, yani hiçbir şey üretmeyen ama toplumun sırtından geçinen bir avuç asalak sınıfı…
Bu sömürücü sistemde bankalar, fabrikalar, maden ocakları, tanklar, tüfekler, gazeteler, televizyonlar, uçsuz bucaksız topraklar, dünyadaki tüm zenginlikler patronlar sınıfının elinde.
Ama üreten sınıfın, yani işçi sınıfının elinde ise hiçbir şey yok!
Böyle bir dünya adil olabilir mi?
Kan ter içinde gece gündüz çalışan ve üreten biziz, ama sefasını süren patronlar. Bize sadece açlık ve yoksulluk düşer. Makineleri kullanan, iş kazalarında ölen ve sakatlanan biziz, ama fabrikalar patronların!
Patronlar sınıfı dünyayı biz işçiler için tam bir cehenneme çevirmiş durumda. Patronların serveti her geçen gün daha da büyüyor, bize ise bakın ne düşüyor:
- Siz bu yazıyı okuyup bitirinceye kadar dünyada binlerce kişi açlıktan ölmüş olacak. Çünkü sadece bir günde 24 bin insan açlıktan ölüyor. 24 bin kadın, erkek ve çocuk kursaklarına bir lokma girmediği için göçüp gidiyorlar bu dünyadan.
- Dünyada her 3 saniyede bir çocuk ölüyor. Bir yılda ise 11 milyon çocuk ya hastalıktan ya da açlıktan yaşamını yitiriyor.
- 1 milyar insan her gün aç yatıyor. 2 milyar insan günde sadece 2 dolarla geçiniyor. Dünya nüfusunun yarısına yakını, yani 3 milyar insan yeterli beslenemiyor.
Bu ölenler hangi sınıfın insanları?
Siz hiç açlıktan ölen, yoksulluk içinde kıvranan, hastalandığında parasızlıktan ötürü ilaç alamayan bir patron gördünüz mü?
Bu aşağılık kapitalist sistemin varlığını sürdürmesini biz işçiler neden isteyelim! Bu sistem bizi “köle” gibi kullanıyor. Eskiden köleler ücret almazlardı, tüm zenginliği üretirler ve sahipleri de onların karınlarını doyururlardı. Şimdi böyle değil, biz işçiler ücret alıyoruz, yani ücretli köleyiz.
Ücretli köle!
Ama ücret almamız bir şey değiştirmiyor. Hatta karnımızı bile doyuramıyoruz. Ömrümüzü patronlar için çalışmakla, işsiz ve aç kalma korkusuyla tüketiyoruz. İşsizlik biz işçiler için ateşten gömlek! Bu ateşten gömlek her an sırtımızda… Kapitalist düzenden kaynaklı yaşanan kriz ise işsizliği iyiden iyiye büyüttü.
Türkiye’de milyonlarca işsiz var.
Patronlar dışarıdaki işsiz kardeşlerimizi bir tehdit olarak kullanıyorlar. Daha çok çalışmamızı, uzun çalışma saatlerine itiraz etmememizi, düşük ücretlere razı olmamızı buyuruyorlar. İşsizlik kamçısını başımızın üzerinde asılı tutuyorlar. Ama beri taraftan da, utanmadan “özgürsünüz” diyorlar, “ister çalışın ister çalışmayın” diyorlar.
Böyle bir düzende işçiler özgür olabilirler mi?
Şu hale bir bakın! Kapitalist sömürücüler sınıfı, yani patronlar dünyamızı ne hale getirmişler.
Bir tarafta bolluk; öte tarafta yokluk, açlık, işsizlik, hastalık, savaş, yıkım ve ölüm! Umutsuz, karamsar, psikolojisi bozulan insanlar, cinnet geçirenler, insanlığından çıkanlar, yani çürüyen bir toplum…
İşte kapitalizm!
Tüm bunları yaratan kapitalizmdir. Çünkü kapitalizm eşitsizlik ve sömürü üzerine kurulmuştur.
İnsanlığın baş belası bu sisteme dur demeyecek miyiz?
Eğer işçiler olarak örgütlenmezsek, bu mantıksız sistem insanlığı daha da içinden çıkılmaz bir yere sürükleyecek. İşsizlik, açlık, yoksulluk, hastalık daha da artacak, toplum iyice çürüyecek, savaşlar yeni yıkımlar yaratmaya devam edecek!
Kurtuluş örgütlü mücadele vermekten geçiyor!
Örgütlenip mücadele verirsek, tüm bu kötülükleri ortadan kaldırarak yeni bir dünya kurabiliriz. İşçi sınıfı insanın insanı sömürmediği, açlık, yoksulluk ve işsizliğin olmadığı, savaşların son bulduğu, tüm insanların manevi yönlerini geliştirmeye zaman bulabilecekleri, herkesin bolluk içinde yaşayabileceği bir toplumun öncülüğünü yapacaktır.
Böyle bir toplum hayal mi?
Evet, örgütlenip mücadele etmediğimiz müddetçe böyle bir toplum hayal!
Ancak örgütlenip mücadele edersek bu hayali gerçeğe dönüştürebiliriz!
Seçim bizim!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
Son Eklenenler
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...