Buradasınız
Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
İstanbul Avcılar’dan bir grup genç

İşçi sınıfının yumruklarını birleştirip bir balyoz gibi burjuvazinin kafasına indirdiği, kapitalist kâr düzeninin egemenlerine “zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok” dediği 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 54. yılındayız.
Egemenlerin, patronların baskı ve yasaklarla sendikal örgütlenmenin önüne geçtiği, hak gasplarıyla toplumu nefessiz bıraktığı, işçi sınıfının evlatlarını sonu gelmez bir belirsizlik çukuruna ittiği bu günlerde dönüp geçmişe bakmak çok önemli. İşçi sınıfının geçmişte karanlığa nasıl ışık tuttuğunu öğrenip, oradan aldığımız güç ve deneyimle yaşadığımız bu karanlık günlere ışık tutabilmek gerek. Egemenler şu an örgütsüz ve bilinçsiz işçi sınıfına geçmişte yaşanan deneyimleri unutturuyor. Spartaküslerden, Şeyh Bedreddinlere, Ekim Devrimi’ne kadar ezilenlerin yazdığı tarih yerine kendi şişirme tarihini anlatıyor. Bugünkü karanlığı aşmanın yolu, egemenlerin unutturmaya çalıştığı sınıf tarihimizi hafızlarımıza kazımaktan geçiyor.
Biz gençler olarak tarihimizi mücadele örgütümüz UİD-DER sayesinde öğreniyoruz. Yaşadığımız bu topraklarda işçi sınıfı örgütlenip daha önce görülmemiş bir direniş göstermiş, yaşadığımız semtlerde, yürüdüğümüz sokaklarda bir sel olup akmış, örgütlülüğün nasıl büyük bir güç olduğunu dosta düşmana hatırlatmış. 15-16 Haziran 1970 günlerinin işçileriyle bugünün genç işçilerini birbirine bağlayan UİD-DER geçmişten bugüne bir köprü gibi işlev görüyor.
Mücadele örgütümüz UİD-DER bizlere sınıfsız, sömürüsüz yeni bir dünyanın mümkün olduğunu anlatıyor. “Gelenekten geleceğe” şiarıyla geçmiş mücadele deneyimlerini bugüne taşıyor, işçi sınıfının içinde sabırla çalışmalar yürütürken geçmiş mücadele deneyimlerinden aldığı güç ve birikimle önümüzü aydınlatıyor. Sınıfımızın tarihini öğrendikçe umudumuz tazeleniyor, yenileniyor ve geleceğimize giden yolda adımlarımızı tarihimize yakışacak bir şekilde atıyoruz.
UİD-DER, gerçekleştirdiği 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi etkinliğiyle bizi o günlere götürüp sınıfımızın gücünü bir kez daha hissettirdi. Şiirlerle, şarkılarla, videolarla, sloganlarla 15-16 Haziran ruhunu içimize işledi. UİD-DER’in 18 yıl önce bu büyük direnişin 36. yıldönümünde kurulduğunu hatırlamaksa bir kez daha ne kadar doğru bir temelde yürüdüğümüzü hissettirdi. Bizim gibi gençlere yol gösteren, genç işçileri geçmişin dersleriyle geleceğe hazırlayan öncülerimize, UİD-DER’li işçilere bir kez daha teşekkür ediyoruz.
Yaşasın 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi!
UİD-DER Yürüyor Mücadele Büyüyor!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
Son Eklenenler
- Merhaba dostlar. 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Bizler de genç işçiler olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’le birlikte alanlardaydık. Sınıfımızın saflarında olmanın heyecanını yaşadık. Duygularımızı sizlerle de paylaşmak istiyoruz.
- Erol Eğrek’in katledilmesinin sorumlusu yalnızca Çalık Holding değildir. Mahkeme kararına rağmen işçinin kazanılmış hakkını 10 yıldır ödemeyen Çalık Holding’e hiçbir yaptırım uygulamayan; patronları denetlemeyen, adaletsizlik ve cezasızlığı temel...
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...
- Gebze Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Alman sermayeli ERLAU Metal fabrikasında işçilerin direnişi sürüyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubede örgütlenen işçiler kod 46 ile işten atıldı. Direnişin 26. gününde UİD-DER’li işçiler...
- Bazı kayıplar vardır ki ifadesi mümkün olmaz, sanki bir parçamızı alıp götürür. Pazar günü emekçi bir abimizi, bir değerimizi, bir rengimizi, “bu ülkede barışı savunan bir kişi bile kalsa umut vardır” diyen, savunduğu değerlerin bedelini...
- Bu yıl 1 Mayıs’ta Kadıköy’de yan yanaydık! Yağmur da yağdı, çamur da vardı ama biz çocuk, yaşlı, genç, engelli, üniversiteli, liseli, emekli, kadın, işçi, emekçi oradaydık. Omuz omuza, yürek yüreğeydik…
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.