Buradasınız
Nasrettin Hocanın Akşehir Gölünü de Kuruttular
Gebze’den bir işçi

Fıkraya göre Nasreddin Hoca’nın yoğurt mayaladığı meşhur Akşehir Gölünü hepimiz biliriz. Fıkrada gölün maya tutmayacağını bilen Nasreddin Hocanın hepimize tebessüm ettiren bir cevabı vardı: “Ya tutarsa?” Bir de hiçbirimizin yakıştırmadığı, akıl edemediği bir ihtimal vardı. Akşehir Gölü ya kurursa? Ve maalesef bu üzücü ihtimal gerçekleşti. Türkiye’de ihmalkârlık, vurdumduymazlık ve kâr hırsı nedeniyle kuruyan göllere Akşehir Gölü de eklendi. Gölden geriye çatlamış toprak örtüsü kaldı.
Akşehir Gölü, ekolojik olarak bol gıdalı göl sınıfına girmekte ve florasında sazan ve turna gibi onlarca balık türünü barındırmaktaydı. Ayrıca ornitolojik yani kuş çeşitliliği açısından önemi büyük olan göllerden biriydi. Göl aynasını çevreleyen geniş sazlıklar, su kuşları için kuluçka alanı, beslenme yeri, sığınma, barınma ve toplanma mekânı olarak son derece uygun bir ortam oluşturmaktaydı. Gölde, sonbahar ve kış başlarında başta yaban kazları ve yaban ördekleri olmak üzere, pelikanlar, dalgıçlar, balıkçıllar, yağmurcunlar ve martı türlerinden oluşan 60-80 bin civarında kuş görülmekteydi. Özellikle yaban kazları çok kalabalık gruplar halinde kış mevsiminde geceyi gölde geçirirlerdi. Türkiye’de görülen yaban kazı popülasyonunun en büyüğü Akşehir Gölünde kaydedilmiş. 1970’li yıllarda en yüksek su seviyesi tespit edilmiş Akşehir Gölü, 39 bin hektar gölalanı ve 2,1 milyar metreküp su hacmi ile Türkiye’nin en büyük gölleri arasında geliyordu. Tarihi ve hikâyesiyle de çok önemli bir mirastı.
Akşehir Gölü havzasının yağış miktarındaki azalma bir süreden beri dikkat çekici düzeydeydi. Üstelik ciddi bir sıcaklık artışı ve şiddetli buharlaşma yaşanıyordu. Bu durum başta Akşehir Gölü olmak üzere birçok gölün gittikçe seviye kaybetmesi ve küçülmesi anlamına geliyor. Son yıllarda gölü besleyen dereler üzerine yapılan baraj ve göletler, ayrıca DSİ’nin açtığı kuyular Akşehir Gölünü besleyen sularda da ciddi bir azalma olmasına neden oldu. Bir zamanlar 355 kilometrekare alana ve yer yer 17 metre derinliğe sahip olduğu belirlenen göl şu anda tamamen kurumuş durumda.
Kuraklığın ilk belirtileri görülmeye başlandığı anda düzgün bir havza yönetimi, su yönetimi oluşturulmalıydı. Ancak bunun tam tersi yapıldı. Sorunu görmezden gelenler, çözüm bulmak yerine inkârla ve eylemsizlikle vakit geçirenler, bir yandan açılan kuyularla, öte yandan ırmaklar üzerine yapılan HES’lerle, yeraltından ve üstünden gölü besleyen suları tüketenler, küresel ısınmanın etkilerinin bir çevre faciasına dönüşmesine sebep oldular. Sorumlular bir tarafta her yıl düzenlenen etkinliklerde Akşehir Gölüne maya çalarak “tarihsel mirasa sahip çıkıyoruz” pozları kestiler; öte tarafta göl havzası yıldan yıla tükenirken sadece kâr peşinde koştular.
Tüm çevre sorunları ve doğa felaketleri gibi bu vahim kaybın ana sebebi kâr hırsı ve uygulanan sorumsuz, umursamaz politikalardır. Mesela Türkiye çevre ve iklimi korumayla alakalı Paris Anlaşmasını uygulamayan dünyadaki 6 ülkeden biridir. Küresel ısınmaya her geçen gün daha fazla katkı koyan ülkelerden biridir.
Sermaye sınıfı kâr uğruna, çıkarları uğruna doğayı talan etmekte ve emeği sömürmekte bir an bile tereddüt etmiyor. Denizler, ırmaklar, göller, ormanlar, bitkiler, canlılar ve kültürel miraslar yok ediliyor. Doğamızın, yaşam alanlarımızın, hayatımızın, geleceğimizin kâr ve rant uğruna yok edilmesinin önüne geçmek ancak örgütlü işçi sınıfının mücadelesiyle mümkün olabilir. Doğayı ve yaşamı korumak işçi sınıfının temel mücadele gündemlerinden birisi haline gelmiştir.
Bir Şoför, Bir Hastane ve Ülkenin Hâli
- Talan Yasasına Karşı Köylülerin Mücadelesi Sürüyor
- İspanya’da Sel Felaketinde Can Kaybı Yükseliyor
- Tokat’tan Diyarbakır’a Maden Şirketlerine Karşı Köylüler Mücadele Ediyor
- Tokat’ta Altın Madenine Karşı Direniş
- Yine Yangın, İhmal ve Umursamazlık
- Doğanın Talanına Hayır!
- Diyarbakır ve Mardin’de Yangınlar: Sermayenin Kâr Hırsı Can Alıyor
- Manisa Gördes’te Madene Karşı Direniş Nöbeti Sürüyor
- “Mersin Atatürk Parkında Yeni Liman İstemiyoruz”
- İktidarın Zihniyeti İliç’te de Aynı!
- İliç’te Aileler Arama Çalışmalarının Durdurulmasını Protesto Etti
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- Brezilya, Fas, Libya: Kapitalizm Felaket Demektir!
- Akbelen Direnmeye Devam Ediyor!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- Orman Yangınları Devam Ediyor
- Deştin Köylüleri: Çimentocular Topraklarımızı İşgal Edemeyecek!
- Samandağ Halkı: “Deprem Öldürmedi Asbestle Öldürecekler!”
- Depremden Sonra Sel de Felakete Dönüştü
- Pakistan’da Seller Can Almaya Devam Ediyor
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...