Buradasınız
Neden Seyirciyiz, Neyin Seyircisiyiz?
İstanbul’dan bir gıda işçisi

Enflasyon, zamlar, yoksulluk artıyor. Bizi sefalete mahkûm edenlere, hakkımızı yiyenlere sesimizi çıkarmak, kendi çıkarlarımız için birleşmek, taleplerimizi ortaya koymak zorundayız. Bunu yapamadığımızda patronlar bizleri semer vurulacak eşek olarak görüyor. Biz işçiler, emekçiler yani üretenler, alın teri dökenleriz. Toplumun ezici çoğunluğuyuz. Dert sahibi olan, derman arayanlarız. Peki, o halde neden sadece yakınmakla yetiniyor, seyirci kalıyor, tepkimizi örgütlü halde yansıtamıyoruz? Neden sorunlara çözüm üretemeyeceğimizi düşünüyoruz, neden hayatımızın karartılmasına seyirci kalıyoruz?
Fabrikamızda kimi arkadaşlarımız “asgari ücrete zam yapıldı, şimdi işten çıkarmalar olacak, işsizlik artacak” diyor. Ama “biz sendikalıyız, birlik olalım, işten atmalara mani olalım” diyemiyor. Gidişatı değiştirebileceğine, en azından saldırılara karşı mücadele edebileceğine inanmıyor. İnanılmaz bir yoksullaşma yaşanıyor, alım gücümüz tepetaklak aşağı düşüyor ama bu durumda bile en fazla bu iktidarın gitmesinden medet umuluyor. Biz sendikalı işçiler bile kendimizi çaresiz hissediyorsak, sendikalı, örgütlü olduğumuzu, harekete geçme imkânımız olduğunu fark etmiyorsak sendikasız işçi kardeşlerimiz ne yapsın?
Demek ki bizler hayatımızın karatılmasına, evlatlarımızın geleceğinin çalınmasına seyirci kalmamak, yan yana gelmek ve sesimizi çıkarmak zorundayız. İşyerinde dayanışma içinde olmak, birlik olup sendikalaşmak, sendikalıysak gücümüzü pekiştirmek, grevdeki işçileri yalnız bırakmamak zorundayız! Her vesileyle yan yana gelmek bir başlangıçtır. Eğer sendikalı ve sendikasız işçiler yana yana gelirse korku ve yılgınlık havası dağılır. Oysa yan yana gelirsek bölünmüşlüğümüze son veririz, birbirimizden güç alırız. Eğer yan yana gelirsek, konuşarak, tartışarak, geçmişin tecrübelerini gözden geçirerek eninde sonunda doğru bir çözüm yolu buluruz. Haklarımızı yedirmeyeceğimizi göstermiş oluruz. UİD-DER’in web sitesinde dendiği gibi; kriz, işsizlik, baskı ve yoksullaştırmaya karşı birlik ve dayanışmamızı büyütelim! Bir mücadele örgütü olan UİD-DER’de daha fazla bir araya gelelim, işçi sınıfının örgütlü saflarını dolduralım. Unutmamalıyız ki dert bizde derman ellerimizdedir.
İşçi Dayanışması 165. Sayı Çıktı!
Asgari Ücrete “Zam”
- Cambaza Bak Cambaza, İşçiler Yemiyor, Yutmuyor Artık
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Asgari Ücret Zammından Sonra…
- Asgari Ücret Asgari Zam Gördü!
- Asgari Ücret Bir Kez Daha Sefalet Ücreti Oldu
- DİSK’ten Çalışma Bakanlığı Önünde Asgari Ücret Eylemi
- Türkiye’de Asgari Ücret Düşük Değilmiş!
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- “Beklenen Enflasyon Oranı” Oyunu
- Asgari Ücret Hep Siyah Duman!
- 2024 Yılı İçin Asgari Ücret Açıklandı: Biz Bu Tiyatroyu Çok İzledik!
- Başkasından Çözüm Bekleme, Derman Ellerimizde!
- Hem İşçilerin Onayını Alacak Hem de…
- Asgari Ücret: Geçinmek mi Açlıktan Ölmemek mi?
- Yeni Asgari Ücret Eski Tiyatro
- Asgari Ücret: Refahtan Pay Değil Derinleşen Yoksulluk!
- DİSK’ten Açıklama: Asgari Ücret Değil Toplu Sözleşme!
- Asgari Ücret, Sefalet Ücreti
- Asgari Ücret: Kim Haklı, Meşru Olan Ne?
- Dolan Kimin, Boşalan Kimin Küfesidir?
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...