Buradasınız
Nisan Ayında 87 İşçi İş Cinayetlerinde Katledildi!

İş cinayetleri seriye bağlanmış gibi, sürekli artıyor. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin yaptığı açıklamaya göre, Nisan ayında 87 işçi, iş cinayetlerinde can verdi. Ancak gerçek sayınının bu rakamların üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Nisan ayı, bu yıl içerisinde en fazla iş cinayetinin yaşandığı ay oldu. Açıklamada, AKP’nin Nisan ayı başında Türkiye’nin Çin ve Arjantin’den sonra dünyanın en hızlı büyüyen üçüncü ekonomisi olduğunu müjdelediğine, fakat bu gelişmenin işçilerin kanı ve canı pahasına gerçekleştiğine dikkat çekildi.
İnşaatlarda 22, madenlerde 14 ve enerji sektöründe ise 12 işçi hayatını kaybetti. 2 Nisanda Eskişehir Mihallıçık’ta yeterli tedbir alınmadığı için 4 maden işçisi göçük altında kaldı. 3 Nisanda Erzurum’da 5 enerji işçisi bağıra bağıra yardım beklerken donarak ve boğularak öldü. 6 Nisanda da 2 tersane işçisi meydana gelen patlamada yanarak can verdi. Tuzla tersanelerinde iki işçinin iş cinayetine kurban gitmesiyle tersanelerde tespit edilen ve kayıtlara geçen iş cinayetindeki sayı 149 oldu. Maraş’ta 4 tekstil işçisi patlamada can verdi. Elazığ’da 6 yol işçisi meydana gelen hortum sonucu hayatlarını kaybetti. Ayrıca, Nisan ayında ataması yapılmadığı için 3 öğretmen intihar etti.
İş kazalarında yüzlerce işçinin yaralanıp sakat kalması, iş cinayetlerinde yaşanan artış, bir kez daha işçilerin can güvenliğinin patronlar sınıfının zerre kadar umurunda olmadığını gösterdi. En temel iş güvenliği önlemlerinin alınmaması nedeniyle, her geçen gün işçiler ölmeye devam ediyor. Patronların ekonomileri büyüyor, kasaları doluyor. İşçiler ise alınmayan tedbirler yüzünden ölüyor. İşçi eşleri dul, çocukları yetim kalıyor. Sürekli artan ve işçilerin canını alan bu iş cinayetlerini durdurmak işin işçiler örgütlenmek zorunda. İş kazaları önlenebilir, işçi ölümleri engellenebilir. Meslek hastalıkları önlenebilir. Ama şu da bir gerçek ki, işçiler örgütlenip kendi hayatları için mücadele vermedikleri müddetçe iş kazaları ve ölümler durmayacaktır.
UİD-DER’in Coşkusu ve Disiplini
Kartal Belediyesi İşçileri İş Bıraktı
- İşyerinde Gelen Ölümler
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
Son Eklenenler
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin 45. yılında Türkiye’nin çeşitli illerinde eylemler gerçekleştirildi. Yapılan eylemlerde darbe rejimi ve onun günümüzdeki etkileri protesto edildi. İstanbul’da 78’liler Girişimi öncülüğünde Taksim Kazancı Yokuşunda...
- “Bırak seni başkaları övsün” diye bir söz vardır. Bir de işçi sınıfının ve insanlığın sömürüye karşı yürüttüğü mücadeleyi tarif eden başka bir ifade vardır: “Sen sadece doğru yolda yürü. Sabırla, emekle, alın teriyle ilerle. Bir gün başkaları da...
- Metal işkolunda Türk Metal, Çelik-İş ve Birleşik Metal-İş sendikalarıyla metal patronlarını temsil eden Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2025-2027 dönemini kapsayan Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri başladı. Bu sözleşme, 250’...
- Ankara’da bulunan Tapeten Mensucat’ta Teksif Sendikasında örgütlenen işçiler, işverenin TİS masasına oturmayı reddetmesi üzerine 4 Eylülde greve çıkmışlardı. UİD-DER üyesi işçiler olarak grevlerinin 8. gününde Tapeten işçilerini ziyaret ettik.
- Yaşadığımız topraklarda 12 Eylül 1980’de bir askeri faşist darbe gerçekleştirildi. Darbeciler ülkedeki kaosu ve kardeş kavgasını bitirmek için darbe yaptıklarını ileri sürüyorlardı. Oysa asıl amaç işçi sınıfına ve örgütlerine darbe vurmaktı.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik her geçen gün dozunu artırdığı saldırılara karşı protestolar sürüyor. 2 Eylülde CHP İstanbul il örgütüne kayyum atanmasının ardından başlayan protestolarda emekçiler rejimin baskılarına biat...
- Nepal’de hükûmetin 4 Eylülde Facebook, X (Twitter), YouTube ve benzeri 26 platformu erişime kapatma kararı, gençlerin öncülüğünde işçi ve emekçilerin de katıldığı geniş protestoları tetikledi. Ülkede artan yoksulluk ve yolsuzluk karşısında biriken...
- Trump yönetimi işçi düşmanı ekonomi politikalarını, göçmenlere karşı saldırılarını, emperyalist savaşı körüklemeyi, Siyonist İsrail devletini desteklemeyi sürdürüyor. Emperyalist savaşın baş aktörü olarak Gazze’de yapılan soykırımı açık şekilde...
- İsveç sermayeli Omsa Metal fabrikasında çalışan işçiler, 2025’in ilk aylarında Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 Nolu şubede örgütlendiler. Şirket, sendikanın yetkisine itiraz ederken toplu iş sözleşmesi sürecinde de “sıfır zam” dayatmasında...
- Tanıdık birilerinden söz ederken “bizim Ahmet”, “bizim Ayşe” deriz. Bazen tarafını anlatırken “bizim takım”, “bizim parti” deriz. Hatta bazen hangi kimlik ve inançtan olduğunu tarif ederken de biz deriz. Gelin bu konunun üzerine duralım biraz. Biz...
- Türkiye’de rejimin her türlü muhalefeti ezmek, toplumu zapturapt altına almak ve bu yolla varlığını sürdürmek amacıyla hayata geçirdiği saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Öyle ki bu rejim, yargıyı sopası, medyayı borazanı, devlet kurumlarını...
- Aylardır maaşları, toplu sözleşmeden doğan fark alacakları ve bazı yan hakları ödenmeyen Genel-İş Sendikası üyesi İzmir Buca, Karşıyaka ve Konak Belediyesi işçileri yürüttükleri mücadeleleri büyüterek iş bırakma eylemi yaptı.
- Dede Korkut hikâyelerinin birinde Uruzlu bir çobanla, bir Peri birbirlerini severler. Ancak bu beraberlik lanetlenmiştir. Peri bir gün çobanı çağırır ve şöyle der: “Bende bir emanetin var ama bu emanet halkının başına bela olacak, bilesin.”