Buradasınız
Tayyip’in Gazına Gelmeyelim
Aydınlı’dan bir işçi
Dünyada Çernobil’i duymayan insan olmadığı gibi etkilerini ve zararlarını bilmeyen de yok denecek kadar azdır. Uluslararası Atom Enerji Ajansı’nın verilerine göre bugüne kadar dünyada 296 nükleer kaza meydana gelmiş. Tabii ki bunlar kayıtlı olanları sadece. Eminiz ki gerçekte bu sayı katbekat fazladır. 1986 yılında yaşanmasına karşın 25 yıl sonra bile bugün hâlâ insanlar Çernobil nükleer faciası yüzünden kansere yakalanıyor ya da çocuklar sakat doğabiliyor.
Kısa bir süre önce Japonya’da yaşanan deprem ve ardından meydana gelen tsunami sonucunda, reaktörlerinde patlama meydana gelen Fukuşima nükleer santrali insanlık ve doğa için büyük bir tehlike yaratmış durumda. Birçok Avrupa ülkesi bu durum karşısında bazı önlemler almaya çalışıyor. Avrupa’da nükleer santral karşıtı gösteriler bunda etkili. Avrupa ülkeleri nükleer santralleri kontrolden geçiriyorlar. Fakat kapitalistlerin bunu yaparken insanlığı ya da doğayı düşündüğü yok. Onlar sadece daha fazla kâr, daha fazla sermaye nasıl elde ederiz derdindeler. Nükleer santraller onlar için muazzam kâr kapılarıdır. Hal böyleyken onlara bu para kapılarını kısmaya iten şey nedir? Tabii ki emekçilerin baskısı.
Bir de bu topraklara dönüp baktığımızda, dünyadaki diğer kapitalistler gibi gözünü kâr hırsı bürümüş, insanlığı ve hayatı hiçe sayan Türkiye burjuvazisi, Mersin, Akkuyu’da yapım çalışmalarını başlattıkları nükleer santrali gayet masum bir şey gibi gösteriyor. Nükleeri temiz ve güvenli bir enerji kaynağı olarak göstererek, bu ölüm makinesini bir tüp gazla ya da bir köprüyle eşdeğer tutacak kadar şuursuz laflar edebiliyor. Bir düşünün. Nükleer santralin patlamasıyla ortalığa Hiroşima ve Nagazaki’deki atom bombaları gibi radyasyon yayılması tehlikesi varken, başbakan çıkıyor “ha nükleer ha tüp gaz” diyebilecek kadar pervasız konuşmalar yapıyor. Türkiye burjuvazisi sermaye yarışında dünyada giderek yükselen bir emperyalist güç haline gelmiştir. Nükleer de onları bu yarışta biraz daha ileriye götürecek, onlar da sermayelerine sermaye katacak.
Sadece nükleer santral için değil, işçi sınıfına yönelik tüm saldırılara dur demek ve insanca bir yaşam sürmek için kapitalistlerin söyledikleri parlak sözlere inanmadan sadece kendi gücümüze ve işçi sınıfına güvenerek mücadeleyi yükseltelim. Taleplerimizi haykırmak, yapılan saldırılara dur demek ve patronların yüreğine korku salmak için kitlesel bir katılımla 1 Mayıs’ta alanları dolduralım.
Fabrikalardan Alanlara, UİD-DER’le 1 Mayıs’a!
Oynamıyorsan Çadıra Git!
Parasız Eğitim İçin 1 Mayıs’ta Alanlara
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
- Bruno’nun Fikri, Benim Fikrim, Senin Fikrin…
- Yüzüncü Maymun Teorisi
- Bir Otobüs, İki Kuşak ve İşçi Sınıfı
- “Hey” Diyen ve UİD-DER Saflarında Büyüyen Çocuklarımız
- Butimar, Sen Safi Bir Kuş musun?
Son Eklenenler
- Kemal Türkler… DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in unutulmaz önderi… Dürüst, namuslu ve yüreği işçi sınıfından yana atan bir sendikacı… Katledilişinin 44. yıldönümünde büyük işçi önderi Kemal Türkler'i saygıyla anıyoruz.
- Özçelik-İş’in örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine işçiler 20 Haziranda greve başladı. Sakarya Şehir Hastanesi şantiyesinde çalışan İYİ-SEN üyesi taşeron işçilerinin ücret gaspına karşı 22...
- Bangladeş’te kamu sektöründe istihdam kotasına karşı öğrencilerin başlattığı protestolar büyüyerek devam ediyor. Kamu sektöründe kota sisteminin kaldırılmasını talep eden öğrenciler ve emekçiler kamuda işe alımda liyakata dayalı bir sistem...
- Merhaba, ben Elazığ’dan Ankara’ya gelmiş genç bir işçi ve uidder.org takipçisiyim. Bir Elazığlı olarak Eti Krom AŞ işçilerinin mücadelesi karşısında duygularımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
- Ekonomik yıkım, işsizlik, barınma sorunu, artan siyasi baskılar, din, dil, ırk, cins ayrımcılığı, savaşlar, göç sorunu, toplumsal ilişkilerin yozlaşması, iklim krizinin getirdiği aşırı sıcaklar, yangınlar, seller… Dünyanın neresine gidersek gidelim...
- İşçi ve emekçi kardeşlerim, bu satırları yazarken bile gözlerim doluyor, boğazım düğümleniyor. Daha birkaç gün öncesi çalıştığım fabrikada korkunç bir iş kazası oldu. Aynı bölümde çalıştığım bir arkadaşım ne yazık ki enjeksiyon kalıbının mapasının...
- Bu düzende tüm gerçekler baş aşağı edilip çarpıtılıyor, adeta gözümüze perde iniyor. Gerçekler bir sis perdesinin arkasına itiliyor, biz de olanı göremez hale geliyoruz. Kapitalist sistemin yarattığı sorunlara karşı durabilmemiz ancak gözümüzdeki...
- Fabrikalarda, işyerlerinde şans ve bahis oyunları oynayarak “kolay yoldan para kazanma” hayaline kapılan işçilerin sayısı giderek artıyor. “Bahis oyunlarıyla çok para kazananların” hikâyeleri kulaktan kulağa yayılsa da etrafımızda böyle işçileri...
- Elazığ/Alacakaya’da bulunan ve Yıldırımlar Holding bünyesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de çalışan maden işçilerinin 1 Temmuzda başlattığı iş bırakma eylemi şirketle yapılan anlaşma üzerine 16 Temmuzda sonlandırıldı.
- 31 Mart seçimleri sonrası onlarca belediye “tasarruf tedbirleri”, “borcumuz çok”, “işçilerin maaşını ödeyemiyoruz”, “seçim öncesi işe alınan işçiler” gibi bahanelerle işten atma saldırısına başladı. Belediye işçileri bu saldırılara boyun eğmeyerek...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve emekli örgütlerinin çağrısıyla 16 Temmuzda Ankara, İstanbul, Eskişehir, Antalya, Bursa, Diyarbakır gibi büyükşehirler başta olmak üzere pek çok kentte eylemler yapıldı.
- İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan sağlık emekçisi Merve Kınar, geçtiğimiz günlerde erkek kardeşi tarafından defalarca bıçaklanarak vahşice katledildi. Bunun üzerine 16 Temmuz Salı günü hastanenin başhekimliği...
- İran’da 1979’dan beri hüküm süren zalim molla rejimi can almaya devam ediyor. Molla rejimi son olarak 45 yaşında bir kadına, Şerife Muhammedi’ye (Sharifeh Mohammadi) idam cezası verdi. Şerife’nin 10 sene önce yasal bir sendikaya üye olması, sendikal...