Buradasınız
UPS’de İş Kazaları ve İş Güvenliği Semineri
Bir UPS işçisi
Merhaba arkadaşlar. Ben UPS kargoda çalışıyorum. İşyerinde işçilere gruplar halinde İş Kazaları ve İş Güvenliği ile ilgili eğitimler veriliyor. Benim de katıldığım bir eğitim seminerinde iş kazalarının nedenleri ve nasıl önlenebileceği anlatıldı. Eğitimi veren uzman, iş kazalarının işçilerin dikkatsizliği yüzünden geliştiğini söyleyerek, kazaların işçilerin daha dikkatli olmasıyla önlenebileceğini belirtti. Hazırlamış oldukları “iş kazaları” görüntülerini izledik. Bol bol güldük. Sanki televizyonda komedi programı izliyorduk. Görüntülerin çoğu iş ortamından bile değildi.
Birinci önlem, dikkatli çalışmak, işyerindeki kurallara ve talimatlara uygun çalışmak. İkinci ise iş kazalarını asgariye indirecek ve az zararla atlatılacak önlemleri almak. Örneğin; eldiven kullanmak, baret takmak ve iş ayakkabısı giymek. İşçi arkadaşlardan birisi, bize eldiven de, iş ayakkabısı da vermiyorlar diyerek araya girdi. Uzman ise UPS artık çok farklı olacak. Bunları en kısa zamanda temin edecekler deyip işin içinden çıkmaya çalıştı. Ardından biz de işyerindeki çalışma durumundan ve iş kazalarının nedenlerinden bahsedince; onlar benim sorumluluk alanımda değil diyerek bir de nasihatte bulundu: “Bu işyeri artık çok değişecek. Burası çok iyi bir işyeri olacak, hepiniz buradan emekli olmaya bakın.”
Evet, arkadaşlar! UPS’de, benim çalıştığım vardiyada, 2 ay içinde 3 iş kazası oldu. Bu kazaların hiçbirisi işçilerin dikkatsizliğinden olmadı, patronun daha fazla kâr hırsı nedeniyle iş güvenliği için yapacağı masraflardan kaçınması nedeniyle oldu. Örneğin, tonlarca ağırlığındaki demir bandı dışarıdan vinç kiralayıp boşaltmak yerine işçilere boşalttırması, çok yoğun tempoda çalıştırılan işçilerin elini makineye kaptırması, vs.
Belki de uzman bir şeyi çok doğru söyledi. Bu işyeri değişecek. Evet, değişecek ama bizim işyerindeki mücadelemiz ve örgütlülüğümüz sayesinde değişecek. İşyerinde olumlu anlamda değişimler yaşandı. Ama biz UPS işçilerinin mücadelesi sayesinde bu değişimler oldu ve olmaya devam ediyor.
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Önümüz 1 Mayıs
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...