Buradasınız
Patronların Oyununa Gelme, Düzen Partilerine Oy Verme!

Kardeşler! 12 Haziranda yapılacak genel seçimlerin yaklaştığı şu günlerde, sermaye partileri kıran kırana bir rekabete tutuşmuş bulunuyorlar. Bu seçim sıradan bir seçim olmayacak, çünkü seçimlerden sonra yeni bir anayasanın hazırlanması gündeme gelecek. Bu anayasayla birlikte devlet iktidarı yeniden paylaşılacak. Sermaye partileri, siyasal iktidarın paylaşımında belirleyici olmak için seçimlerden yüksek oyla çıkmak istiyorlar. Bu nedenle kirli taktiklerin, vaatlerin ve yalanların haddi hesabı yok! Seçim arabaları bangır bangır işçi-emekçi mahallelerinde turluyor; televizyon, radyo ve gazetelerde reklam üstüne reklam yayınlanıyor. Parti liderleri meydanlarda birbirlerine küfür ediyorlar. AKP ve MHP milliyetçilik yarışına girerek Türk emekçilerini Kürt kardeşlerimize karşı kışkırtıyor. AKP, CHP ve MHP gibi sermaye partileri, bu partilerin liderleri ve adayları yemin billâh bizi düşündüklerini söylüyorlar. Her türlü hile hurdaya başvurarak ve gözümüzün içine bakarak yalan söylüyorlar. Oysa hepimiz çok iyi biliyoruz ki, gerçek amaçları işçi-emekçi kitlelerin derdine derman olmak değil, oy kapmaktır.
Her seçim öncesinde sermaye partileri, işçi-emekçi halka adeta “cennet” vaat ediyorlar. Ama bir dahaki seçimlere kadar, “baş tacı edeceğiz” dedikleri halkı unutuyorlar. Geride bıraktığımız yıllar içinde işsizlik ve yoksulluk arttı, işçilerin alım gücü geriledi, çalışma temposu hızlandırıldı ve iş saatleri fiilen uzatıldı, iş kazaları ve iş cinayetleri durmak bilmedi! Tüm bunlara neden olan kapitalist sömürü sistemidir. Ve şimdi bu kapitalist sömürü sistemini savunan sermaye partileri oy almak için vaatlerini sıralıyorlar: Kanal İstanbul diyorlar, yeni şehirler kuracağız diyorlar, Aile Sigortası diyorlar, Hilal Kart diyorlar, taşeronlaştırmayı bitireceğiz diyorlar, işçiyi, çiftçiyi, öğrenciyi rahat ettireceğiz diyorlar. Vaatler torbasından çıkarmadıkları tavşan yok. Bir sihirbaz gibi gözümüzü bağlamaya ve bizi aldatmaya çalışıyorlar. Bir taraftan “şöyle yapacağız, böyle yapacağız” diyorlar, ama öte taraftan en temel nitelikteki demokratik hakların karşılanması için kıllarını dâhi kıpırdatmıyorlar. Yıllardır işçi sınıfının örgütlenmesinin önündeki engeller yerinde duruyor, sendikal örgütlenmeyi kırmak için getirilen %10 işkolu barajı kaldırılmayı bekliyor. Anti-demokratik yasalar olduğu yerde duruyor, Kürt halkının ve Alevilerin demokratik talepleri karşılanmıyor, başörtüsü yasağı sürüyor.
Seçimler için “demokratik yarış” diyen sermaye partileri yalan söylüyorlar. İşçilerden, ezilen ve sömürülenlerden yana adayların seçimlere katılmaları, seslerini duyurmaları engelleniyor. Sömürücü ve baskıcı düzeni eleştiren, karşı çıkan, daha fazla hak ve özgürlük talep eden aday ve partilerin seçimlere katılmasının önünde bin bir türlü engel var. Örneğin demokrasiden dem vuran AKP, %10 seçim barajını kaldırmaya yanaşmıyor. %10’luk seçim barajı, devletin yalnızca bu barajı geçen partilere para yardımı yapması, bağımsız milletvekili adaylarından 7 bin lira başvuru harcı alınması, ezilenlerden ve sömürülenlerden yana adaylara maddi imkân sunulmaması ve hatta yasaklarla önlerinin kesilmesi, televizyon kanallarında ve gazetelerde bu adaylara yer verilmemesi söz konusu engellerden yalnızca bir kaçıdır.
Seçimlerde halkçı, işçi ve emekçi dostu görünen sermaye partilerinin hepsi özünde işçi düşmanıdır. Siyasetleri sermaye sınıfının, TÜSİAD ve MÜSİAD gibi patron örgütlerinin, sömürücülerin, para babalarının çıkarlarını savunan siyasettir. İşçileri bölen, sahte vaatlerle kandıran, kendi çıkarlarına alet eden bu sermaye partilerinden işsizliğe ve yoksulluğa çözüm bulmalarını, gerçek anlamda demokratik hak ve özgürlüklerin önünü açmalarını beklememeliyiz. Bugüne kadarki tüm hükümetler gibi AKP de işçi sınıfının haklarına saldırdı, gelecek olan hükümet de “işçi dostu” olmayacak! Mezarda emeklilik yasası, eğitim ve sağlığın paralı hale getirilmesi, işsizlik fonunun yağmalanması, esnek çalışmanın yaygınlaştırılması patronlara sunulan hizmetlerden sadece bazılarıdır. Sırada ise seçim sonrasına ertelenen kıdem tazminatlarının kaldırılması var.
Her seçim sonrasında işçiler arasında şu konuşmalar olur: “Elim kırılsaydı da bunlara oy vermeseydim...” Ancak örgütsüz ve çıkışsız işçi kitleleri ne yazık ki, her seçim döneminde düzen yanlısı partilere yöneliyorlar. Oysa sermaye partileri biz işçilerin temsilcisi olamaz. Patronlar ve onları temsil eden hükümetler, işçi sınıfı mücadele etmeden ona babalarının hayrına haklar tanımazlar. Ekonomik, sosyal ve demokratik hakların kazanılması ve genişletilmesi ancak işçi-emekçi kitlelerin mücadelesiyle mümkündür. 12 Eylül anayasasının yırtılıp çöpe atılması, sendikal ve siyasal yasakların kaldırılması, demokratik hak ve özgürlüklerin genişletilmesi, Kürt halkının ve Alevilerin demokratik taleplerinin karşılanması için mücadeleyi yükseltmek gerekiyor. Türk ve Kürt işçiler arasında kardeşliğin sağlanması için, ezilen Kürt halkının demokratik taleplerine sahip çıkmak, milliyetçi ve şovenist kampanyaya karşı durmak Türkiye işçi sınıfının boynunun borcudur. Dolayısıyla düzen partilerinin vaatlerine ve milliyetçi politikalarına kanmayarak, Kürt halkının demokratik taleplerini sahiplenen, emekten, demokrasiden, özgürlükten, barıştan yana tutum alan, bu talepleri mecliste dile getirecek olan adayları destekleyelim.Saybolt’da Grev Sona Erdi
Taşeronluk Sisteminin Doğurduğu Sorunlar
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
Son Eklenenler
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...