Buradasınız
Sağlık-İş “Sultanı” Öldü, Sendikal Bürokrasi Yaşıyor!
Türk-İş’e bağlı Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası’nın (Sağlık-İş) 50 yıllık Genel Başkanı “duayen sendikacı” Mustafa Başoğlu, 31 Ocak günü öldü. Doğan her insan kaçınılmaz olarak günün birinde ölüyor. Ölüp giden kişiden de geriye yaşamı boyunca yapıp-ettikleri kalıyor. İnsanlar doğal olarak mevtanın arkasından yapıp-ettikleri üzerine konuşuyor. Kimi insanlar “merhum çok iyi işler yaptı” derken kimileri de aksine “merhum çok kötü işler yaptı” diyor.
Devlet adamları, patronlar, bürokratlar Mustafa Başoğlu için “duayen sendikacı vefat etti” diye cümleye başlıyorlar. Bilcümle devlet zevatı ve patron takımı konuşmalarının devamında da Başoğlu’na methiyeler düzüyorlar. Bu işte bir gariplik yok mu? 50 yıl boyunca sendika koltuğunu işgal eden Başoğlu’nun hayat hikâyesine bakan her işçi, bu sömürücü zevatın neden böyle hayıflandığını daha iyi anlar.
Mustafa Başoğlu 1933 yılında Trabzon’da doğdu. Fakir bir ailenin çocuğu olsa gerek, işçilik yapmaya başladı. 1961 yılında, sağlık iş kolunda sendikaya üye oldu ve sendikal “kariyer” basamaklarını sıçrayarak tırmandı. Sendikanın ilk genel kurulunda sendika başkanı oldu. Böylece Başoğlu, genç yaşında bir “fırsat” yakalamış oldu. Bu yıllar, bilindiği gibi işçilerin sendikal örgütlerini kurduğu ve patronlarla mücadeleye giriştiği yıllardı. Fakat aynı zamanda bu yıllarda kimi sendikacılar, sendikaları kişisel çıkarları için fırsat kapısı bilip, mücadele ederek hak aramak yerine, patronlardan rica minnet taleplerde bulunarak ve işçi sınıfı içinde ajanlık rolüne soyunarak sendikacılık yapmaya başlamışlardı. Mustafa Başoğlu işte bu ikinci yolu tercih eden sendikacılardandı. O, bu nedenle sendikacılık yaşamı boyunca hiçbir patrona karşı koymadı, daima patronlarla mücadele etmek yerine uzlaşmayı, işçilere ihanet etmeyi tercih etti.
Başoğlu, patronların gözüne öylesine girmişti ki, ödülünü 1977 yılında Adalet Partisi Ankara Milletvekili seçilerek aldı. 1994 yılında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in başdanışmanlığına getirildi. Asgari Ücret Tespit Komisyonlarında Türk-İş’in temsilcisi olarak yer aldı. Bürokrat Başoğlu milletvekili oldu, konfederasyon yönetimine girdi, emekli oldu ama 50 yıl boyunca sendikacılığı hiç bırakmadı. Nihayet 1 yıl önce, 12 Mart 2011 tarihinde yapılan Sağlık-İş Genel Kurulu’nda genel başkanlıktan ayrılma lütfunda bulundu. Burada yaptığı konuşmada hiç utanmadan, 50 yıl alnının akıyla sendikayı idare ettiğini, güzel işler yaptıklarını, işçinin aidatını en iyi şekilde değerlendirdiklerini söyledi.
Bilinçli işçiler Mustafa Başoğlu’nu çok iyi tanıyor. Başoğlu, sendikada bir nefer gibi işçi mücadelesine hayatını adamadı. Hayır, o işçilerin aidatlarını işçilerin mücadelesi için kullanmadı. O, işçi sendikasında saltanat kurmuş bir bürokrattı. 50 yıllık sendika yöneticiliği boyunca daima, egemen sınıfın çıkarları için çalıştı, onlar için güzel işler yaptı. O, sağlık işçilerinin örgütlenmesi için bir damla ter dökmedi. Bir kez olsun bir grev örgütlemedi. Direnen işçilerin mücadelesine omuz vermedi. Hiçbir patrona karşı koyma cesaretini göstermedi. İşten atılan işçilerin yanında olmadı. Ne gündüzünde ne gecesinde, işçilerin çektiği acıların hiçbirini çekmedi.
Sendikalar sendika bürokratlarının emirliği değildir, işçilerin mücadele ve hak alma örgütleridirler. Biz işçilere düşen görev bu türden sendika bürokratları henüz hayattayken onlardan hesap sormaktır, yaptıklarını yanlarına bırakmamaktır. Mustafa Başoğlu işçi sınıfına bu hesabı vermekten kurtuldu. Fakat Mustafa Başoğlular bir tane değil, onların sürüsüne bereket. Bu nedenle biz işçiler sendikalarımıza daha sıkı sahip çıkmalıyız. On yıllardır sendikalarımızın başına çöreklenmiş olan bu bürokratlara karşı harekete geçmeliyiz. Sendikaları mücadeleci işçi örgütleri haline getirmeliyiz.
“80’ler”
DİSK’ten Bakan Çelik’e Protesto!
- Kadınlar Şiddete, Eşitsizliğe, Yoksullaştırma Politikalarına Boyun Eğmiyor
- BES Kandırmacası ve İptal Eziyeti
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Polonez Direnişçileri: 100 Gündür Buradayız Kazanmadan Gitmeyiz!
- 5 Kardeş Neden Öldü?
- Esir miyiz?
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- “Şehrin En Güzel Yerindeki Mezar”
- Toplumu Zıvanadan Çıkarttılar
- Ne Kadar Örgütlüysek O Kadar Nefes Alırız
- Bursa’da Gelirde ve Vergide Adalet Eylemi
- Belediye İşçileri ve Sağlık Emekçileri Ücret Gasplarına Karşı Eylemler Yapıyor
- Sesimizi Duyurmak İçin Grevdeyiz
- Bunlar Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- Filistin Sendikalarından Eylem Çağrısı
- Taksim’de İsrail’in Saldırıları Protesto Edildi
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- İktidar ve Sermaye Sahipleri Doymak Bilmiyor
- Ankara Gar Katliamının 9. Yılında Barış Karanfilleri Anıldı
Son Eklenenler
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...