Buradasınız
Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası
İş kazaları ve işçi ölümleri durmak bilmiyor. Nisan ayında 100’e yakın ailenin daha ocağına ateş düştü. Gelecek günlerde daha iyi bir yaşam süreceğini hayal eden işçiler, patronların kârı uğruna 5’er 10’ar bu dünyadan göçüp gidiyorlar. AKP hükümeti ve patronlar ise, “kader” diyerek sorumluluklarını üzerlerinden atıyorlar. Yani işçilerin ölmesi onların umurunda değil. Patronlar yalnızca kârlarını büyütmeye bakıyorlar.
Çalışma Bakanı çıkıp, “iş güvenliği yasası lazım” diyor. Çalışma yaşamının sorumluluğunu taşıyan bir bakan çıkıp, sanki sorumlu kendisi değilmiş gibi konuşabiliyor. Madem yasa lazım, neden bugüne kadar çıkarmadınız? İş güvenliği yasasını çıkartmak için her ay 100’den fazla işçinin ölmesi mi gerekiyor? Peki, meclis gündemine getirilen İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, gerçekten de işçilerin derdine derman olacak mı, ölümler duracak mı? Yasanın ayrıntılarına baktığımızda böyle olmayacağını rahatlıkla görebiliriz.
Yasa taslağı öyle bir hazırlanmış ki, işçi sınıfının büyük çoğunluğu bu yasanın kapsamı dışında kalıyor. Sigortasız çalıştırılan, dolayısıyla kapsam dışı olan 9 milyon işçi, bu yasadan yararlanamayacak. İş kazalarının yaşandığı onlarca işyerinde patronlar, işçilerin sigortalarını iş kazasından sonra yapmaktalar. Bu yasanın işçilerin derdine derman olmayacağı şuradan da belli: Yasanın getireceği yükümlülükler, 50’den fazla işçinin çalıştığı işyerlerinde geçerli olacak. Türkiye’de sigortalı işçi çalıştıran işyeri sayısı 1 milyonu geçiyor. Fakat bu işyerlerinin %98’i 50’den az işçi çalıştırıyor. Taşeronlaşma alıp başını gittiği için, yüzlerce işçinin çalışır gözüktüğü fabrikalarda da, birden çok şirket bulunuyor. Bu şirketlere kayıtlı işçi sayısı çoğunlukla 30’u geçmemektedir. Bu nedenle, sigortalı olsa bile milyonlarca işçi, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası kapsamı dışında kalacaktır.
AKP hükümeti ve Çalışma Bakanı “yasa çıkartıyoruz, işçi ölümleri duracak” diyor, ama gerçekler hiç de öyle söylemiyor. Aslında kurda kuzu teslim ediyorlar. Yasa taslağına göre, 50’den fazla işçinin çalıştığı işyerlerinde İş Güvenliği Kurulları oluşturulacak. Bu kurulda işveren ya da temsilcisi, işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve işçi temsilcileri yer alacak. Yasa, patronları, işçilerin kendi temsilcilerini seçmelerini sağlamakla yükümlü kılıyor. Eğer patron, işçilerin söz konusu kurula temsilci seçmesini sağlamazsa ceza alacakmış: Tam 200 lira! Yani açıkça işçilerle alay ediliyor. İşçilerin kendi bağımsız kararlarını alamayacağı, patronun bu kurula istediği kişileri alacağı, 200 lira cezanın bir yaptırım gücü olmayacağı yeterince açıktır. Diğer taraftan, işten atılma kaygısı duyacak ve bağımsız olamayacak olan iş güvenliği uzmanının, patronunun denetiminden çıkmayacağı da bellidir. Tümüyle patronların denetimine girecek olan İş Güvenliği Kurullarına, patronlara maliyet oluşturacak gerekli iş güvenliği önlemlerini aldırmak mümkün olmayacaktır. Hadi diyelim ki kurul gerekli kararları aldı; bu kurulun patron üzerinde hiçbir yaptırım gücü olmadığı için patron istediği gibi hareket edebilecektir.
Yasa taslağı, İş Yasası içinde yer alan iş güvenliği hükümlerinin bazı olumlu yönlerini ortadan kaldırıyor. İş Yasasında, tehlikeli bir durumda işçinin işi durdurması ve gerekli güvenlik önlemleri alınana kadar çalışmama hakkı vardı. Yeni yasaya göre işçinin üretimi durdurma hakkı olmayacak; sadece tehlikeli ya da sağlığa aykırı durumu patrona ve İş Güvenliği Kuruluna bildirebilecek. Aslında işçiye gerçekte söylenen şudur: Boyun eğ ve iş kazalarında öl! Yok, işçi “ben ölmek istemiyorum” diyorsa işten ayrılabilir. Özetle yasa, işçiye işsiz kalma özgürlüğü tanıyor!
Devlet ya da Çalışma Bakanlığı, iş güvenliğini sağlamak için gerçek anlamda sorumluluk almıyor. Meselâ, İş Güvenliği Kurullarının oluşturulması ve yasanın uygulanıp uygulanmadığının denetlenmesi için iş güvenliği müfettişleri görevlendirilecek. Oysa yüz binlerce işyeri olmasına karşın, bakanlıktaki iş sağlığı ve güvenliği müfettişlerinin sayısı sadece 324’tür. Özetle, denetim hak getire! Hadi diyelim müfettişler gerekli denetimi yaptı ve yasanın uygulanmadığını tespit etti. Patrona kesilen cezanın miktarı 1000 lirayı aşmıyor. İşte AKP hükümeti işçileri böyle düşünüyor!
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurullarının denetimi kesinlikle işçilere verilmelidir. Bu kurulda yer alan işçi temsilcilerinin işten atılması yasaklanmalıdır. İşyeri hekimlerinin ve iş güvenliği uzmanlarının, patronların baskısı altında kalmaması için ücretlerini üye oldukları meslek örgütleri ödemelidir. İşçilerin denetimine verilen İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurullarının karar alma, patronlara uygulatma yetkisi olmalıdır. Bu kararları uygulamayan patronlara ağır cezalar verilmelidir. Ayrıca işçilerin, topluca üretimi durdurma ve gerekli güvenlik önlemleri alınana kadar çalışmama hakkı olmalıdır.
Yarın
1 Mayıs Geçti, Coşkusu Devam Ediyor
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...