Buradasınız
Soma Madencileri Nasıl Ölüme Gönderildiklerini Anlatıyor
İşçilerin ifadeleri şöyle:
‘Maskeden kül çıktı’
Ali Karadağ: Koku gelmeye başlayınca cihazların sinyali sürekli hale geldi. Duman yoğunlaşınca kaçamağa kaçtık. Halsizleşmiştik. Emniyetçi Refik Bostancı ve Mehmet Uçkun bayıldı. Bostancı’nın ağzı kaskatı kesilmişti, nefes alamıyordu. Ağzını zorla açtık, nefes almasını sağladık. Ben de halsiz düşmüştüm. Herkes uyuştu. Kaynakçı iş için kullanılan oksijen tüpünü çok etkilenenlere hava versin diye açtı. Beni de yatırdılar. Herkes kelime-i şehadet getirdi. Kurtarıcılar geldiğinde baygındım. Ben iş güvenliği denetçilerinin geleceğinden daha önce haberdar olurdum. Hummalı temizlik başlardı. Kaynakçı Recep’in gaz maskesinden simsiyah küller çıktı; kullanamadı.
‘Gaz sensörlerini bilerek kapattılar’
Serkan Turan: Yangın sürekli oluyordu. Hemen her gün olurdu. Ekip başı Soner’in çalıştığı S panosunda çıkartılan kömür, sıcaktı. Bir aydır sıcak kömür sürekli çıkardı. Madendeki sıcaklık da artmıştı. Ayrıca H pahosunda sürekli metan gazı olurdu. Orada çalıştığımız gün bizde baş dönmesi olurdu. Daha önce bu ayak 2-3 sefer kapatılarak, soğutma çalışması yapıldı. Ancak baş edilemediği halde orada üretime devam edildi. Bir kaç defa gaz yüksekliğinden sistem kendisini kapattı. Hatta sistemin kendisini kapatmasına engel olmak amacıyla çavuşların gaz sensörlerini iptal ettirdiklerini biliyorum. S panosunda, üçüncü banda geçilebilir seviyede ancak ayak içlerinde sıkıntı vardı. Yukarıdan çok fazla baskı vardı. Bu yüzden girişler çok küçülmüştü. Yan giriş yüksekliği azalmıştı. Sürünerek girilecek seviyeye kadar düşmüştü. Fanlar ve havalandırma özellikle S panosunda çok zayıftı. Ocağın bütün pis havası S panosuna girerdi. Hiç temiz hava girmezdi. Çalıştığımız sürece baş dönmesi ve tansiyon düşmesi olabiliyordu. Bazı arkadaşlar tansiyon düştüğü zaman çavuş 5-10 dakika oturtur, sonra tekrar çalışmasını isterdi.
‘Yemek bile yiyemedik’
Orhan Turan: Taşeron Celil’in çalıştığı ayakta çok fazla sıcak kömür çıkardı. Orası S3 hava çıkışıydı. Genel olarak, kömür çıksın da nasıl çıkarsa çıksın düşüncesi vardı. Emniyet ihlalleri oluyordu. Gerekli tedbirler alınmıyordu. Tedbirler işin yürümesine yönelikti. Üretime yönelik en ufak sıkıntıda amirler hemen ifadeye çağırırdı. Mesela bant durduğunda, birkaç dakika dinlenmek istediğimde ya da birkaç dakika erken çıktığımda hemen müdahale edilir, ifadeye çağrılır, yevmiye kesintisi bile olurdu. İş güvenliğine ilişkin konularda bu kadar hassas davranılmaz, hatta sürekli gözardı edilirdi. Kendi yemeğimizi kendimiz götürürdük. Bazen yemediğimiz de oluyordu. Bunun nedeni, iş baskısından dolayı sürekli çalışmamızı istemelerindendir.
‘O malzeme madende kullanılamaz’
Fazlı Baraş: Müfettişlerin denetleyeceği pano önceden biliniyordu. Bu panodaki var olan eksikliklerin üstü örtülüyor. İş yerinde en önemli şey üretimdi. Üretimin düşmesi istenmiyordu. İlerleme ekibi olarak taş demiri, kelepçe ve saplamalar kullanırız. Bunların hatasız olması gerekir. Ancak bizim ocakta, sökümü yapılan malzeme atölyelerde kaynaklanır. Ardından yer altına inilir ve bu malzemeyi kullanmamız istenir. Sekiz yıllık madenciyim, daha önce çalıştığım ocaklarda böyle bir şey görmedim. Bu tür malzemenin kömürlü yerlerde kullanılmaması gerekir.
‘Sendikacılar muhabbette’
Arif Dudu: Maden-İş üyesiyim. Madende yer üstünde sendika odası bulunur. Temsilciler burada oturur, muhabbet ederler. Ama bir gün için bana ya da çevremdeki bir işçiye bir derdimiz olup olmadığını sormadılar. Sendika seçimlerinde bize kağıt verilir, sandığa oy atmamız söylenir. Seçim iş yerinde yapılır. Sandığın başında iş yeri yöneticileri olurdu. Seçim vardiya giriş çıkışında yapılırdı ki, üretim aksamasın. Seçimde herkes oy kullanmazdı. Tam servise binecektik ki, ‘Seçim var’ dediler. Ellerimize kağıt verdiler. Arkadaşlar sıraya girip kendilerine verilen kağıdı sandığa atıyordu. Zaten hepsinin atmasına izin vermediler. Bir yerden sonra tamam deyip bizi servise gönderdiler.
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...