Buradasınız
Kriz ve Sendikal Mücadele
Ekonomik kriz sendikalı-sendikasız tüm işçileri yıkıma sürüklemeye devam ediyor. Ücretlerin düşürülmesi, işten atılma, esnek çalıştırma, iş saatlerinin uzaması ve ağır çalışma koşulları hepimize dayatılıyor. Bu saldırılara dur diyebilmek için sendikaların tüm olanaklarını, işçiler lehine seferber etmesi gerekiyor.
Kimi fabrikalarda işçiler, giriştikleri işgal ve direnişlerle krizin bedelini ödemek istemediklerini haykırıyorlar. Ancak yürütülen işgal ve direnişlerin sınıfın geniş kesimlerine yayılması ve mücadelelerin ortaklaştırılması gerekiyor. Bunu yapması gereken sendikalar ne yazık ki hâlâ güçlü bir şekilde harekete geçmiş değiller.
Krizin etkilerinin ortaya çıktığı ilk günlerden bu yana DİSK, KESK ve Türk-İş’e bağlı kimi sendikalar krize karşı mücadele edilmesi noktasında doğru talepler sıraladılar. Bu talepler, krizin faturasının işçi sınıfına ödettirilmek istenmesine karşı durulacağı ve sınıf dayanışmasının büyütüleceği yönünde bir içeriğe sahipti. Ancak şu ana kadar Ankara mitingi ve kimi basın açıklamalarından öteye ciddi bir adım atılmamıştır. İşten atılan işçiler, fabrika içinde veya önünde mücadele için örgütlenmiş de değillerdir. İşten atılan ve ücretsiz izine çıkartılan işçiler kendi kaderlerine terk ediliyorlar. Ve işçiler sendikal örgütlülüklerini dahi kaybederek dağınık bir kitle haline geliyorlar. Sendikalı olmayan işçiler ise zaten örgütsüzler ve sendikalar bu kesimi örgütlemek için somut adımlar atmıyorlar.
Patronlar açıktan işçi sınıfına karşı saldırıya geçmişlerdir. Patronların saldırılarını, patronlardan “iyi niyet” bekleyerek veya uzlaşarak durdurmak mümkün değildir. Tek çare örgütlü gücümüze güvenmek, mücadeleye girişmek ve sendikalarımızı da bu çizgiye çekmektir. Ancak ve ancak sendikal örgütlerimizi mücadele zeminine çekerek patronların saldırılarını püskürtebiliriz.
Sendikaların taban örgütlenmelerini desteklemesi ve onların önlerini açması gerekiyor. İşyeri komiteleri ve birim temsilcilikleri desteklenmeli ve hayata geçirilmelidir. Taşeron, kapsam dışı veya sendikasız işçilerin de yer aldığı taban örgütlülüklerinin yaratılması, krize karşı mücadelede önemli bir adım olacaktır. Bu noktada sendikalara büyük görevler düşmektedir.
Sendika bürokratlarının patronların ileri sürdüğü gerekçelere sarılmaları, işçilere patronların ağzından konuşmaları işçilerin sendikalara olan güvenini kırmaktadır. Sendikacıların görevi patronlara akıl hocalığı yapmak değil, işçileri harekete geçirmektir. Sendikalar bürokratların özel malı değil işçilerin mücadele örgütleridir.
Sendikalar işsiz işçilerin de örgütleri olmalı ve iş siz işçilerin güvenlerini kazanmalıdırlar. Sendikalar işsiz işçilerin taleplerini topluma duyurmalı ve mücadelelerine ortak olmalıdırlar. İşsizliğin neden olduğu sorunların tek nedeni patronlar ve onların sömürü düzenidir. Her işsiz işçinin iş sahibi olması için iş saatlerinin düşürülmesi ve var olan işlerin tüm işçiler arasında paylaştırılması talebiyle mücadele edilmelidir.
Sendikalara bu yönde adım attırılması ve krize karşı daha aktif bir şekilde harekete geçirilmesi noktasında sınıf bilinçli işçilere büyük görevler düşmektedir. Sınıf bilinçli işçilerin sendikal mücadelenin her kademesinde aktif roller al ması gerekiyor. Ancak bu şekilde, sendikaların tüm olanakları tabanın örgütlenmesine, eğitilmesine, sınıf dayanışmasının büyütülmesine ve mücadelelerin başarıya ulaşmasına hizmet edebilir. Örgütle rimize sahip çıkmak, bürokratları kov mak ve sendikalarımızı militan sınıf sendikacılığı anlayışı çizgisine çekmek için mücadeleye!
46. Yılında Kavel Destanı
Üreten Nasırlı Ellerimiz Balyoz Olacak
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...