Buradasınız
Hedef 400 “Millet”vekiliymiş!
Gebze’den bir işçi

Cumhurbaşkanı bir konuşmasında şunları söylüyor: “7 Haziran seçimlerinde yeni Türkiye’yi istiyorsak, yeni Anayasa istiyorsak, başkanlık sistemi istiyorsak, çözüm süreci istiyorsak, 400 milletvekilini vermemiz lazım ki gümbür gümbür iktidarda olan bir parti bunu gerçekleştirsin.”
“En iyi demokrasi ABD’de diyorlar, en ileri ekonomi ABD’de diyorlar. ABD başkanlık sistemiyle buraya geldi. Onu neden örnek almıyorsun! Az gelişmiş ülkeleri mi örnek alacağız, gelişmiş ülkeleri mi? İstiyorlar ki Cumhurbaşkanı Ankara’da otursun, sadece önüne gelen evrakları imzalasın. Ben onların dediği gibi bir Cumhurbaşkanı olursam emanete ihanet etmiş olurum. Benim yerim milletin yanı.”
Şimdi kendisi “siz ayaktakımının ne haddine” diyecektir ama 12 senedir gördüklerimize dayanarak Erdoğan’ın sözlerini bir değerlendirelim.
Yeni Türkiye istemekten söz ediyorsun. Evet bizim de yeni bir Türkiye istediğimiz kesin, ama patronların, sömürücülerin ve onların uşaklarının olmadığı bir Türkiye istiyoruz.
Yeni anayasa istiyoruz ama işçilerin her türlü örgütlenme hakkının olduğu bir anayasa istiyoruz. Mevcut anayasada grev hakkı var. Peki grev uygulamaya geçtiğinde işçilerin grevini ne hakla yasaklarsınız? Anayasada sendikalı olmak işçinin hakkıdır. Ama uygulamada sendikalı olmak isteyen işçiler kapının önüne konuluyor. Bunun için hiçbir koruyucu kanun yok. İşçiler sendikalı olabilmek için kırk takla atıyorlar.
Başkanlık sistemi kimin çıkarına olacak? Biz işçilerin mi, patronların mı? Buradan bakıldığında işçilerin çıkarınaymış gibi hiç mi hiç gözükmüyor. Bu ülkede demokrasi var diyorlar ya, evet bir demokrasi var ama o demokrasi zenginden yana. Yaşadığımız bu sistemin demokrasisinden de bir şey görmedik. Olay ortada, işçiler olarak biz böyle düşünüyoruz.
Çözüm süreci diyorsun. Nasıl bir çözümdür bu? Ne bitmez bir süreçtir! Biz işçiler için çözüm çok kolay; eğer bir barış olacaksa, her iki taraf da bunu istiyorsa, devlet ezilen Kürt halkının taleplerini karşılamakla yükümlü olmalıdır. Kürt kardeşlerimin anadilde eğitim görmeleri onların en doğal haklarıdır. Alevi kardeşlerimin inançlarını istedikleri gibi yaşamaları onların en doğal haklarıdır. İşte size işçinin çözümü!
Gelelim en ileri demokrasi orada, en ileri ekonomi orada denilen ABD’ye. Evet Amerika’da bir demokrasi var. Ama o demokrasi de sermaye düzeninin demokrasisidir. Sermayenin yanında yer alıp onun uşaklığını yapan bir demokrasi nasıl işçilerin demokrasisi olabilir? Milyonlarca insan Amerika’da sokakta yaşıyor. Rüyalar ülkesi olarak yaratılan Amerika, aslında ülkenin dışında olan işçiler için rüyaymış gibi gözüküyor. Ama Amerika’da yaşayan milyonlarca işçi için kâbustan başka bir şey değil.
Sana kim diyor ki Ankara’da saraylarda otur. Gel fabrikalara, işçi semtlerine de, gör işçiler neler çekiyor. Tabii senin saraylarına benzemez, gerçi bunu sen çok iyi biliyorsun. Kim kime ne emanet etmiş orasını çok anlayamadım. Ortada emanet edecek bir şey var mı? Zaten on yıllardır biz işçilerin parasını yiyorsunuz. Vallahi biz işçiler olarak size bir şey emanet etmedik. Genelde hep zorla alıyorsunuz. Gönlümüzden geçen bu değildi. Düzenin temsilcileri olarak bugün siz varsınız, yarın başkaları, biz işçiler için bu önemli değildir.
Biz işçiler olarak o sizin emanet dediğiniz yerin asıl sahipleriyiz ve gasp ettiğiniz iktidarı bir gün kendi elimize alacağız. Bunu da böyle bilin!
Kıdem Tazminatına Yine “Yol Göründü”
- Türkiye Genelinde 1 Eylül Dünya Barış Günü Eylemleri
- Meydanlarda Barış ve Demokrasi Talebi Yükseltildi
- Başka Bir Gezegen Gibi
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Barış Mitingi Çağrısı
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
Son Eklenenler
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...