Buradasınız
Politikacıların Timsah Gözyaşlarına Aldanma!
diğer yazarlar
Kasım ayında yapılacak ABD başkanlık seçimlerinin yarışı başladı. İki burjuva partinin yarıştığı seçim daha şimdiden tüm dünyanın ilgisini çekiyor. Bu seçimlerde Demokrat Parti içindeki eski başkan Bill Clinton’un eşi Hillary Clinton ile Barack Obama arasındaki yarış dikkat çekiyor. Medya kadın aday ve siyahî aday vurgularını ön plana çıkartarak farklı bir seçim havası yaratmaya çalışıyor ve kitleleri yönlendiriyor. Fakat dünyanın her yerinde olduğu gibi kapitalizmin en büyük gücü ABD’deki seçimler de hile, yalan, rüşvet, kirli oyunlarla yürütülüyor ve işçiler aldatılıyor.
Gazete haberlerine göre Hillary Clinton seçmenlere seslenirken gözyaşlarını tutamamış ve ağlamaklı olmuş. Hillary Clinton bir önceki eyalet seçiminde düşük oy almıştı. Seçmenlerine yaptığı bu ağlamaklı konuşma sayesinde Hillary Clinton’ın oylarında artış meydana gelmiş. Türkiye’deki kadın ve erkek burjuva politikacılardan da biliyoruz ki, burjuvazinin temsilcileri kitleler karşında tam bir tiyatrocu gibi rol kesme yeteneğine sahiptirler. Kitleler karşında çok rahat rol yaparlar. Sahte, ikiyüzlü ve cambazca söylevler çekmekte ve duygu sömürüsü yapmakta pek maharetlidirler.
Dünyanın neresinde olursa olsun bu erkek ve kadın burjuva politikacılar bir kez seçildiklerinde tüm gözyaşları kuruyor. Bu politikacılar meclis koltuklarına oturduklarında ağlayan değil ağlatan oluveriyorlar. Bu burjuva temsilcilerinin yürüttüğü politikalar nedeniyle ezilen ve sömürülen kitleler kan ağlıyor. Neo-liberal saldırılar yükseltildikçe işçiler, işsizler, evsizler ve yoksullar ağlıyor. İster “şahin” olsun ister “güvercin” burjuva politikacıların tümü işçi sınıfının gözünü oymaya çalışıyor.
ABD seçimlerinde de işçi kitlelerinin oyunu alabilmek için burjuva temsilciler her türlü hileye başvuracaklar. Kimisi kadınlığını, kimisi zekâsını, kimisi gücünü ve deri rengini ön plana çıkaracak. Kimi kez ağlayacak, kimi kez gülecekler. Dünya halklarına terör estiren ABD’de hangi burjuva partisi seçilirse seçilsin hem Amerikan işçi sınıfı hem de dünya işçi sınıfı için tehlike devam edecektir.
Amerikalı işçi kardeşlerimizin devrimci bir partisi olmadığı için burjuva politikacıların gözyaşlarına kanabiliyorlar. Dünyanın her yerinde işçiler kendi temsilcilerini seçtiklerinde ve burjuvaziye karşı mücadele verdiğinde gerçekten kurtulacaklar. Doğru bir önderlik altında işçi sınıf bir avuç hanedanın saltanatına son verecek.
Futbol Turnuvası Sona Erdi
Umur Matbaacılıkta Zamlar Açıklandı
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...