Buradasınız
“Nerede O Eski Bayramlar” mı?
Dilovası’ndan bir işçi-öğrenci
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Merhaba işçi abilerim, ablalarım,
Ben Gebze’den bu sene üniversiteyi yeni kazanmış olan bir işçi kızıyım. Aynı zamanda her yaz çalışan bir işçi-öğrenciyim. Sizlere içimde bir ukde olarak kalan çocukluğumun bayramlarından söz etmek istiyorum. İstiyorum, çünkü içimdeki öfke gün geçtikçe büyümekte. Çocukken anlam veremediğim şeyleri şu an anlıyorum. Aslında öfkem her işçi çocuğunun yaşadığı ve yaşamaya da devam ettiği sorunlardan, bize dayatılan yoksulluktan kaynaklanıyor.
Kurban Bayramı yaklaşırken, çocukluğumun bayramları film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Hani reklamlarda denir ya, “nerede o eski bayramlar?” Küçük çocuklar bayramlık kıyafetlerini başucuna koyar ve büyük bir heyecanla uyumaya çalışır. Tabii bizim gibi yoksul çocukları için böyle geçmiyor bayram arifesi. Kalabalık bir ailede büyüdüm. Kardeşlerimden birine bayramlık alınırsa, diğerine birkaç yıl sonra sıra geliyordu. O zamanlar bunun nedenini idrak edemezdik. Bayram boyunca anne-babamıza surat asar, buruk bir bayram geçirirdik. Şu an neden babamın gözlerinin dolu dolu olduğunu anlıyorum. Kolay değil ki aldığı üç kuruş parayla bütün çocuklarını aynı bayramda sevindirebilmek. Babam işten eve gelince bizimle hiç konuşmazdı. Bazen birkaç işte birden çalışırdı. Şimdi anlıyorum, iki çift söz edecek hali kalmıyormuş meğer.
Çocukken hiçbir şeyin asıl sebebini göremez insan. Şimdi düşünüyorum da, bizler için değişen bir şey yine yok. Birçok işçi çocuğu gibi bu yazı da çalışarak geçirdim. Benim de diğer işçi çocukları gibi yazı dinlenerek geçirmek yerine günde 12 saat çalışmak için sebeplerim vardı elbette! Sermaye sahiplerinin çocukları nerede tatil yapsam diye düşünürken, ben üniversite sınavına hazırlık sürecinde gittiğim dershanenin kalan taksitlerini ödemek zorundaydım. İkinci öğretimlerde harç parası uygulaması devam ediyor. Ben de ikinci öğretim kazandığımdan, her dönem 670 lira harç ödemesi beni bekliyor. Ben de bunlara kafa yoruyorum işte. Bu çıkmazın içinde birden bayramın yaklaştığını hatırladım. Bayramlık almayı bırakın, düşüncesi bile lüks geldi.
İşçi ağabeylerim, ablalarım! Tüm bunları sizinle paylaşıyorum. Çünkü biliyorum ki okudukça siz de kendi çocuğunuzdan, çocukluğunuzdan bir şeyler buluyorsunuz. Bu anlattıklarım sadece benim çocukluğum değil, aynı zamanda sizin de çocukluğunuz, buruk anılarınız. Siz de benzer şeyler yaşadınız değil mi? Çünkü biz işçilere ve çocuklarına reva görülen bu. En az üç çocuk yapılmasını öğütleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, o çocukların hangi şartlarda büyüyeceği konusunda hiçbir şey sunmuyor. Her fırsatta genç kuşağa duydukları ihtiyacı anlatıyor. Tabi daha çok genç işgücüne, daha çok “köleye” ihtiyacı var onların!
Madem aynı sorunları yaşıyoruz sizlerle, o zaman bizi farklılaştırmaya, bölmeye çalışan patronların düzenini ve planlarını başlarına yıkmamız gerekmiyor mu? Eskiden bayramlar yapamadıklarımız ve yaşayamadıklarımız yüzünden nasıl buruksa, bugün de öyle değil mi? Geçmişi değiştiremeyiz belki, ama önümüzdeki günleri değiştirmek bizim ellerimizde. Çocuklarınıza, çocuklarımıza güzel günler yaşatmalıyız. Gün silkinip kendimize gelme günüdür! Üzerimizdeki ölü toprağını atıp, birleşerek, el ele vererek, yarınımızı güzelleştirmek için onurlu mücadeleye katılma günüdür bugün. Çocuklarımızın yoksulluk içinde buruklukla değil, bombalar altında korkuyla değil, barış içinde, bolluk ve bereket içinde güzel günler yaşamaları için, güzel yarınlar için gün bugündür. Gün sömürü sistemine boyun eğmeme günüdür! Hey işçi kardeş, kulak ver sesimize, gün bugündür!
Grev-Direniş Rehberi
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.
- Almanya'da Ocak ayı boyunca Berlin, Münih, Hanover, Hamburg ve Nünberg gibi büyük kentlerde hükümetin aşırı sağ ve ırkçı politikalarına karşı çok sayıda sendikanın, göçmen topluluklarının ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla büyük çaplı...
- Gebze Plastikçiler OSB'de bulunan Chinatool Otomotiv’de grevin 4. gününde, Kocaeli Çayırova'daki Green Transfo Energy'de ise grevin 51. gününde anlaşma sağlandı.
- İzmir Gaziemir’deki Ege Serbest Bölgede bulunan Digel Tekstil’de işçiler, düşük ücret zammına tepki gösterdiler ve hakları için sendikalı oldular. Ancak Digel Tekstil patronları işçilerin zam talebini duymazlıktan geldi, sendika haklarını yok saydı...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarında çalışan işçiler, 10 Şubatta özelleştirmeye karşı Ankara’ya yürüyüş başlatmışlardı. 13 Şubatta Hazine ve Maliye Bakanlığı...
- 13 Şubat 2024’te Erzincan İliç’te SSR Mining ve ortağı Çalık Grubunun tarafından işletilen Çöpler Altın Madeninde siyanürlü toprak kaymış, 9 işçi toprak altında kalmış, cenazelerine aylarca ulaşılamamıştı.
- Antep'te direnişlerin yaygınlaşması, işçilerin ortak eylemler yapması, birlik içinde hareket etmeye yönelmesi ve pek çok örnekte mücadelelerini başarıya ulaştırmaya başlaması üzerine patronlar baskılarını arttırdı. Gaziantep Valiliği ise 13 Şubatta...
- Soma, Ermenek, Amasra, İliç madenci katliamları, Çorlu tren katliamı, Elazığ, İzmir, 6 Şubat depremleri, orman yangınları ve sel felaketleri, Hendek havai fişek fabrikası ve Balıkesir mühimmat fabrikası patlamaları, yüzlerce iş cinayeti ve son...
- Yeni yılın ilk günlerinde MÜSİAD toplantısında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek patronlara “biz sizin daha çok para kazanmanızı istiyoruz” dedi. Patronlar tarafından alkışlanan Bakan, tam da bunu yapıyor, patronların kazanması için...
- Cep telefonu hayatımıza gireli yaklaşık 30 yıl, akıllı telefonun hayatımıza girmesi ve jet hızıyla yayılması ise 10-15 yıl oldu. Bu nedenle akıllı cep telefonumuz 1 saat kapalı kalsa kendimizi adeta nefessiz kalmış hissediyoruz.
- Ankara’dan bir grup UİD-DER’li işçi, “Küçük Kara Balık ve Samed Behrengi” adlı bir video hazırladı. Farklı sektörlerde çalışan, uzun ve yorucu iş saatlerine, vardiya engeline rağmen birlikte öğrenip birlikte üretmek için bir araya gelen işçi...
- Asgari ücrete yüzde 30, kamu emekçilerine yüzde 11,54 ve emeklilere yüzde 15,75 oranında sefalet zammı dayatılmasının ardından Antep’te bulunan tekstil patronları da ücret artışlarını sefalet düzeyinde tuttu. Şubat ayına girilmesiyle belli olan...