Buradasınız
“Nerede O Eski Bayramlar” mı?
Dilovası’ndan bir işçi-öğrenci
Merhaba işçi abilerim, ablalarım,
Ben Gebze’den bu sene üniversiteyi yeni kazanmış olan bir işçi kızıyım. Aynı zamanda her yaz çalışan bir işçi-öğrenciyim. Sizlere içimde bir ukde olarak kalan çocukluğumun bayramlarından söz etmek istiyorum. İstiyorum, çünkü içimdeki öfke gün geçtikçe büyümekte. Çocukken anlam veremediğim şeyleri şu an anlıyorum. Aslında öfkem her işçi çocuğunun yaşadığı ve yaşamaya da devam ettiği sorunlardan, bize dayatılan yoksulluktan kaynaklanıyor.
Kurban Bayramı yaklaşırken, çocukluğumun bayramları film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Hani reklamlarda denir ya, “nerede o eski bayramlar?” Küçük çocuklar bayramlık kıyafetlerini başucuna koyar ve büyük bir heyecanla uyumaya çalışır. Tabii bizim gibi yoksul çocukları için böyle geçmiyor bayram arifesi. Kalabalık bir ailede büyüdüm. Kardeşlerimden birine bayramlık alınırsa, diğerine birkaç yıl sonra sıra geliyordu. O zamanlar bunun nedenini idrak edemezdik. Bayram boyunca anne-babamıza surat asar, buruk bir bayram geçirirdik. Şu an neden babamın gözlerinin dolu dolu olduğunu anlıyorum. Kolay değil ki aldığı üç kuruş parayla bütün çocuklarını aynı bayramda sevindirebilmek. Babam işten eve gelince bizimle hiç konuşmazdı. Bazen birkaç işte birden çalışırdı. Şimdi anlıyorum, iki çift söz edecek hali kalmıyormuş meğer.
Çocukken hiçbir şeyin asıl sebebini göremez insan. Şimdi düşünüyorum da, bizler için değişen bir şey yine yok. Birçok işçi çocuğu gibi bu yazı da çalışarak geçirdim. Benim de diğer işçi çocukları gibi yazı dinlenerek geçirmek yerine günde 12 saat çalışmak için sebeplerim vardı elbette! Sermaye sahiplerinin çocukları nerede tatil yapsam diye düşünürken, ben üniversite sınavına hazırlık sürecinde gittiğim dershanenin kalan taksitlerini ödemek zorundaydım. İkinci öğretimlerde harç parası uygulaması devam ediyor. Ben de ikinci öğretim kazandığımdan, her dönem 670 lira harç ödemesi beni bekliyor. Ben de bunlara kafa yoruyorum işte. Bu çıkmazın içinde birden bayramın yaklaştığını hatırladım. Bayramlık almayı bırakın, düşüncesi bile lüks geldi.
İşçi ağabeylerim, ablalarım! Tüm bunları sizinle paylaşıyorum. Çünkü biliyorum ki okudukça siz de kendi çocuğunuzdan, çocukluğunuzdan bir şeyler buluyorsunuz. Bu anlattıklarım sadece benim çocukluğum değil, aynı zamanda sizin de çocukluğunuz, buruk anılarınız. Siz de benzer şeyler yaşadınız değil mi? Çünkü biz işçilere ve çocuklarına reva görülen bu. En az üç çocuk yapılmasını öğütleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, o çocukların hangi şartlarda büyüyeceği konusunda hiçbir şey sunmuyor. Her fırsatta genç kuşağa duydukları ihtiyacı anlatıyor. Tabi daha çok genç işgücüne, daha çok “köleye” ihtiyacı var onların!
Madem aynı sorunları yaşıyoruz sizlerle, o zaman bizi farklılaştırmaya, bölmeye çalışan patronların düzenini ve planlarını başlarına yıkmamız gerekmiyor mu? Eskiden bayramlar yapamadıklarımız ve yaşayamadıklarımız yüzünden nasıl buruksa, bugün de öyle değil mi? Geçmişi değiştiremeyiz belki, ama önümüzdeki günleri değiştirmek bizim ellerimizde. Çocuklarınıza, çocuklarımıza güzel günler yaşatmalıyız. Gün silkinip kendimize gelme günüdür! Üzerimizdeki ölü toprağını atıp, birleşerek, el ele vererek, yarınımızı güzelleştirmek için onurlu mücadeleye katılma günüdür bugün. Çocuklarımızın yoksulluk içinde buruklukla değil, bombalar altında korkuyla değil, barış içinde, bolluk ve bereket içinde güzel günler yaşamaları için, güzel yarınlar için gün bugündür. Gün sömürü sistemine boyun eğmeme günüdür! Hey işçi kardeş, kulak ver sesimize, gün bugündür!
Grev-Direniş Rehberi
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- 7 Kasım 1917’de Rusya’da işçi sınıfı devrim gerçekleştirdi ve siyasal iktidarı ele geçirdi. Bu devrim Rus takvimine göre 25 Ekimde gerçekleştiği için tarihe Ekim Devrimi olarak geçti. Ekim Devrimi, tüm dünyayı sarsmış, 20. yüzyılın akışını kökten...
- Dünya… Masmavi okyanusları, uçsuz bucaksız ormanları, kıtaları dolaşan nehirleri, heybetli dağlarıyla her yanından yaşam ve bereket fışkıran bu rengârenk gezegen… Bu gezegenin gözümüzün önündeki hali içler acısı! Çünkü tüm dünyaya egemen olan...
- İSİG Meclisi’nin raporuna göre Ekim ayında 164 işçi, yılın ilk on ayında ise en az 1540 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Türkiye’de iş kazaları ve iş cinayetleri en yakıcı sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Her gün en az 5 işçi hayatını...
- Belediye işçileri artan hayat pahalılığı karşısında biraz olsun nefes alabilmek için ücretlerini yükseltmek istiyorlar. Buna karşılık belediyelerin yönetimleri ödenek olmadığı bahanesiyle işçilere düşük ücret dayatıyorlar. İstanbul ve İzmir’in ilçe...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- İngiltere’de 100 binin üzerinde insan Filistin halkıyla dayanışmasını göstermek ve emperyalist savaşa hayır demek için 2 Kasımda yeniden meydanlara çıktı. Başkent Londra’da 21. kez düzenlenen ulusal eylem gününde on binler hükümet binalarının...
- İspanya’da 29 Ekim Salı günü yaşanan sel felaketinde can kaybı 250’ye ulaştı. İspanya’nın doğusundaki Valencia bölgesinde etkili olan aşırı yağışlardan sonra meydana gelen sel felaketi büyük bir yıkıma neden oldu. Kurtarma ekipleri felaketten...
- Sevgili işçi kardeşlerim, yazının başlığı mücadele örgütümüzün ve işçi sınıfının çalışkan evlatlarından kadim bir dostuma aittir. Bir Afrika atasözü “aslanlar kendi tarihlerini yazana kadar, av hikâyeleri her zaman avcıların kahramanlığını...
- Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 4 No’lu Şube ile Kartal Belediyesi yönetimini temsil eden SODEMSEN arasında yürüyen görüşmelerden olumlu bir sonuç alınamaması üzerine Kartal Belediyesi işçileri 30 Ekimde greve çıkmıştı. Belediye...
- Sendikaya üye olan işçilerin önüne çok çeşitli engeller çıkartılıyor. Sendikanın örgütlendiği işyerinde toplu sözleşme yapma yetkisi alması için hem işkolu hem de işletme barajlarını aşması ve Çalışma Bakanlığından çoğunluğu sağladığına dair yetki...
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!Dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden on binlerce işçi ve emekçi artan yoksullaşmaya, hak gasplarına ve emperyalist savaşlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyen işçiler, grevlerle, kitlesel eylemlerle...