Buradasınız
Neden 1 Mayıs?
Gebze’den bir metal işçisi
Birçok nedeni var aslında 1 Mayıs’a katılmak gerekliliğinin. Bugün dünyada ekonomik kriz kendini yakıcı bir biçimde hissettiriyor. İşsizlik artıyor, emperyalist savaş birçok bölgeye yayılıyor, yoksulluk alabildiğine artıyor. Diğer taraftan işçi haklarına karşı neo-liberal saldırılar dünyanın birçok yerinde gündeme geliyor. İşçi sınıfının kazanılmış haklarına patronlar sınıfı tarafından el koyuluyor. Diğer taraftan zenginlik bir kesimin elinde yoğunlaştıkça yoğunlaşıyor.
Gelinen dönem işçi sınıfı açısından daha karanlık günlerin habercisidir. Bunun en büyük sebebi işçi sınıfının örgütsüz oluşudur kuşkusuz. Böyle olunca yaşanan bunca soruna karşı işçi sınıfı kararlı bir mücadele yürütemiyor. Ama tarihin gösterdiği üzere süreç hep böyle durağan olmamıştır. Mesela Türkiye’de 1980 askeri faşist darbesinden sonra yasaklanan işçi eylemlilikleri, 1986’da Netaş greviyle yeniden başlamıştı. Netaş grevi uzun süren karanlığı dağıtması açısından Türkiye işçi sınıfı için önemli bir eylemlilikti.
İşte 1 Mayıs da dünya işçi sınıfı açısından önemli bir mücadele günüdür. İşçi sınıfının uluslararası düzeyde birlik, dayanışma, mücadele günü olan 1 Mayıs Amerikan işçi sınıfının dünya işçilerine armağan ettiği bir mücadele günüdür. 1886’da Amerikan işçi sınıfı uzun çalışma saatleri ve dayanılmaz hayat şartları karşısında 8 saatlik işgünü talebiyle mücadele etti. Ve bu mücadele sayesinde 14-16 saat olan normal işgünü 8 saat olarak patronlar sınıfına kabul ettirildi. Amerikan işçi sınıfı bu mücadelede birçok mücadele arkadaşını güneşe gömdü. Yani Amerikan işçi sınıfı bedeller ödeyerek 8 saatlik işgününü dünya işçilerine armağan etti. Onlar 1 Mayıs’ta kıvılcımı çaktılar, bize düşen o kıvılcımı büyük bir ateşe çevirip kapitalist sömürü düzenini yıkıp, herkesin barış ve kardeşlik içinde yaşayacağı bir dünya yaratmaktır.
Çoğu kez yaşanan tüm sorunlara kendi içimizde öfke kusuyoruz. Herkes topu birbirine atıyor ve sonra diyoruz ki: “Aman ben 1 Mayıs’a gitsem ne olacak gitmesem ne olacak.” Oysa biz önce kendimiz adım attığımızda göreceğiz ki yalnız değiliz. Biz dünyayı yaratan kocaman bir sınıfın, işçi sınıfının üyeleriyiz. Dünyaya barışı getirebilecek yegâne güce sahip bir sınıfız. Biz tüm dünyada bir gün işe gitmesek, tüm dünya yerinden oynar. İşte biz bu kadar güçlüyüz. Kuşkusuz bu bilinci kendiliğimizden kazanamayız. Ben de UİD-DER’e gitmeden nasıl bir dünyada yaşadığımı, sınıfın ne olduğunu, savaşların neden yaşandığını, bu kadar çok çalışırken neden açlıkla yüz yüze olduğumuzu, işçi sınıfının tarihinin ne olduğunu bilmiyordum. Ancak UİD-DER’le tanıştıktan sonra gördüm ki yaşanan bunca sorunun tek kaynağı kapitalist sömürü düzenidir. Ve UİD-DER’e geldiğimde gördüm ki yalnız değilim. Benim gibi sorunlar yaşayan, bu sorunlara karşı mücadele eden arkadaşlarım var.
Şimdi UİD-DER 1 Mayıs’a hazırlanıyor. Bizler de, hayatta işgücünü satıp yaşamaktan başka şansı olmayan işçi sınıfının üyeleri olarak UİD-DER pankartının arkasında yerimizi almalıyız. Eğer henüz atmamışsak ilk adımı 1 Mayıs’ta atabiliriz. Mücadele için gittiğimizde göreceğiz ki yalnız değiliz. Birçoğumuz kafamızda binlerce korkuyla yaşıyor. Patronlar sınıfı bu korkuyu bize bilerek veriyor. Çünkü biz onların verdiği bu güvensizlik duygusu ile hareket ettikçe, onlar bu sömürü düzenini sürdürecekler. Kendi çıkarları için insanları ölüme, açlığa ve yoksulluğa mahkûm edecekler. Ta ki biz mücadele edip bu korkularımızı yenene kadar. İşte o zaman onların kokuşmuş düzenlerini kafalarına geçireceğiz. Ya mücadele edip güzel bir dünyada yaşayacağız ya da sıranın bize gelmesi için koyun gibi bekleyeceğiz. Mücadele etmekten başka da çaremiz yok.
Neo-liberal saldırılara karşı çıkmak için, kazanılmış haklarımızı yitirmemek için, çocuklarımızın geleceği için, gücümüzü, bize bu hayatı reva gören kan emicilere göstermek için, herkesin kardeşçe ve barış içinde yaşayacağı bir dünya için, 1 Mayıs’a katılmalı ve çevremizdeki herkesi katmalıyız.
Haydi, Uid-Der’le 1 Mayıs Meydanlarına!
Yaşasın 1 Mayıs, Biji Yek Gulan!
Uid-Der Yürüyor Mücadele Büyüyor!
Sen de yüreğini koy bu özgürlük yürüyüşüne ve Uid-Der ile 1 Mayıs’ta yerini al!
1 Mayıs’a Neden Gitmeliyiz?
UİD-DER İki Yaşında
- UİD-DER’de “İşçi Sınıfının Mücadelesi Durdurulamaz” Etkinlikleri Devam Ediyor
- “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” Kitabı Üzerine Söyleşi
- UİD-DER Mersin’de 1 Mayıs Etkinliği Düzenledi
- UİD-DER’de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” Etkinlikleri
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- “Ben Rosa Luxemburg” Oyunu İşçilerle Buluştu
- UİD-DER’in Coşkulu 1 Mayıs Etkinlikleri Devam Ediyor
- UİD-DER’den Coşkulu Etkinlik: 1 Mayıs’ta ve 14 Mayıs’ta Değişim İrademizi Gösterelim!
- Rosa Luxemburg: İnsanlığın Büyük Davasına Adanmış Bir Ömür, Yaşam Dolu Cesur Bir Yürek!
- Bu Heyecan Farklı Bir Heyecan
- Heyecan ve Duygu Dolu Bir Film Şeridiydi
- İşçi Sınıfının Aktarma Kayışı UİD-DER’e Teşekkürler
- Gerçeğin Işığını Taşıyanlara Selam Olsun!
- Ekim’in İzinde: Yeni Bir Dünyaya Mecburuz
- The Strike/Grev Resmi Bana Üniversitedeki Eğitim Seviyesini Hatırlattı
- Geçmişe ve Bugüne UİD-DER’le Bakmak
- 50. Yılında Geleneğimiz UİD-DER İle Sürüyor!
- “Şiirlerle Fotoğraflarla İşçi Sınıfının Tarihini Bizlere Aktaran UİD-DER’e Teşekkür Ederim”
- Tarih Bizim Rehberimizdir
Son Eklenenler
- Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, başta İstanbul olmak üzere pek çok kentte, sendika yöneticilerinin, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü üyelerinin, gazeteci ve yazarların aralarında olduğu 200’den fazla kişinin gece yarısı...
- Türkiye’nin dört bir yanında, ücretlerini yükseltmek, sendikalaşmak istedikleri için mücadele eden işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Siyasi iktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin...
- İspanya’nın Barcelona kentinde on binlerce emekçinin katılımıyla 23 Kasımda yüksek kira fiyatlarına karşı bir protesto gösterisi düzenlendi. Konut kiralarının düşürülmesi ve daha iyi yaşam koşulları talepleriyle bir araya gelen işçi ve emekçiler,...
- 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 23 ve 25 Kasımda dünyanın dört bir yanında emekçi kadınlar meydanlara çıkarak öfkelerini haykırdı. Kapitalizm altında çifte ezilmişliğe maruz kalan emekçi kadınlar, kadına şiddetin...
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...