Buradasınız
300 Mutlu Akü İşçisi Hastaneye Kaldırıldı

Tuzla’da üretim yapan Mutlu Akü’de çalışan işçilerden yaklaşık 300’ü kan değerlerindeki kurşun oranının yüksekliği sebebiyle Maltepe Süreyyapaşa Hastanesine kaldırıldılar. İşçilerin hastaneye kaldırılmasının ardından olay basına yansıdı. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi de bu konuda bir açıklama yaptı. Konuyu değerlendiren Meclis, kandaki kurşun değerleri normalin üzerinde çıkan işçilerin hastanede olduğunu, bazılarına ise istirahat verildiği belirtti. Mutlu Akü sürekli reklam veriyor, kendini tanıtıyor ve sürekli büyüyor. Buna karşın işçilerin çalışma ve yaşam koşulları son derece kötü. 300 işçinin kanındaki kurşun değerlerinin normalin çok üzerinde çıkması ve işçilerin hastaneye sevk edilmek zorunda kalınması bu gerçeğin bir ifadesidir. Meslek hastalığına yakalanan ve hastaneye kontrole gittiğini belirten bir okurumuz, Mutlu Akü işçilerinin durumuna ilişkin bir mektup gönderdi, aşağıda yayınlıyoruz.
Sömürüldüğümüz Yetmiyor, Günbegün Zehirleniyoruz!
Bir cam işçisi
Cam sektöründe çalışan, meslek hastalığına yakalanmış bir işçiyim. Tedavi için düzenli olarak meslek hastalıkları hastanesine gidiyorum. Kontrol için hastaneye gittiğimde gördüğüm manzara karşısında dumura uğradım. Hastane hınca hınç doluydu. Bir yandan sıranın bana gelmesini bekliyor bir yandan da kalabalığın nedenini anlamaya çalışıyordum. Dayanamayıp beklemekte olan işçilere kalabalığın nedenini sordum. İşçilerin anlattığını dinlerken kapitalizmin ne kadar vicdansız ve insafsız bir sömürü sistemi olduğunu bir kez daha görmüş oldum. Eminim sizler de okurken tıpkı benim hissettiğim öfkeyi hissedeceksiniz.
Hastanedeki kalabalığın nedeni Mutlu Akü’de çalışan onlarca işçinin kurşun zehirlenmesi geçirmesiymiş. İşçiler, yıllardır işyerinin anlaşmalı olduğu laboratuar aracılığıyla idrardan alınan örneklerle kandaki kurşun miktarının takip edildiğini düşünüyorlarmış. Çünkü anlaşmalı laboratuardan gelen sonuçlar risk oluşturmayacak oranlarda görünüyormuş. Anlaşmalı laboratuar patronun talimatı ile altı ay önce idrardan örnek almak yerine kandan örnek almaya başlamış. Bu arada pek çok işçide halsizlik, baş dönmesi, ellerde uyuşma gibi şikâyetler artmaya başlamış. Son alınan örneklerden gelen sonuçlarda, bir işçinin sonucunun sınırın biraz üstünde çıkması üzerine işçi, meslek hastalıkları hastanesine sevk ediliyor. Burada yapılan testlerin sonucunda işçinin kanındaki kurşun miktarı anlaşmalı laboratuarın verdiği sonucun çok çok üstünde çıkıyor. Bu durumun fabrikada duyulması üzerine fabrikadaki işçiler önce tek tek hastanenin yolunu tutuyorlar. Her çıkan sonuç tam bir facia! Sonuçlar anlaşmalı olunan laboratuarın vermiş olduğu rakamların katlarca fazlası! Bunun üzerine işçiler toplu olarak hastanenin yolunu tutuyorlar. Hastanenin verdiği sonuçlarda pek çok işçinin kanında kurşun oranı 40 birimin üzerindeymiş. Hatta 70 birim olan işçiler dahi var! Oysa 40’ın üzerindekilerin tıbbî gözetim altına alınması gerektiği yazıyor yasalarda. 70 birim ise sağlıklı bir insan için biyolojik sınırmış.
Hastanenin yatak kapasitesinin oldukça düşük olması nedeniyle 100’ün üzerinde işçi yatış için yatakların boşalmasını bekliyor. Tabi bu arada çalışmaya da devam ediyorlar. Hastane tarafından pek çok işçiye de süresiz istirahat verilmiş durumda. Hastane yönetimi durumun ciddiyetinden ötürü fabrikanın müdürünü hastaneye çağırıyor. İşçiler bu görüşmeden sonra hastanenin tavrının değiştiğini de anlatıyorlar. “Bu görüşmeden önce kan tahlilinin sonuçlarını bir gün içinde alabiliyorduk. Görüşme sonrasında ise sonuçları bir hafta sonrasına ertelemeye başladılar. Hastane sonuçları geç vermeye başlayınca biz de hastanenin internet sayfasından girip bakıyorduk. Ve işyerinde diğer arkadaşlarımıza da söylüyorduk. Baktılar sonuçlara ulaşabiliyoruz önce kan sonuçlarındaki kurşun oranını sisteme girmediler, daha sonra ise sisteme girişi engellediler” diyen işçiler hastane ve patron işbirliğine öfkelerini dillendiriyorlar.
“Hastanede yatan, istirahatlı olan pek çok arkadaşımız olduğu için bölümler fiili olarak çalışamıyor. Müdürler, fabrikada önlemleri arttırmak yerine hastanede yatan işçi arkadaşlarımızın yerine sağlam olduğunu düşündükleri arkadaşlarımızı çalıştırmak istiyorlar ve diyorlar ki, gelin siz bu bölümlerde çalışın hastanedeki arkadaşlarımızın maaşlarını yatırabilelim. Aksi takdirde fabrika bile kapanabilir diyerek arkadaşlarımızı çalıştırmaya çalışıyorlar. Lakin pek çok arkadaşımızın morali bozuk. İşyeri ile anlaşarak işten çıkıyorlar. Müdürler ise toplantılar yapıp aslında durumun korktuğumuz kadar ciddi olmadığını, yoldan geçen birini çevirsek bile kanında kurşuna rastlanabileceğini anlatıyorlar. Bir yandan da fabrikanıza, ekmeğinize sahip çıkın diyorlar.”
Birkaç gün sonra, tanıştığım akü işçileriyle tekrar haberleştiğimde, tepkilerin artması üzerine patronun eteklerinin tutuştuğunu anlattılar. Müdürler yaptıkları toplantıda “sizden binlerce kez özür diliyoruz. Anlaşmalı olduğumuz laboratuara dava açtık. Artık iş elbiseleriniz burada yıkanacak. İlk bir ay elbiselerinizi ceza olarak da biz yıkayacağız” diyorlar.
Yasalarda kurşun zehirlenmesi üzerine belli sınırlar olmasına rağmen bu denli vurdumduymaz, tedbirsiz davranmak, gerçekler açığa çıktığında da “pardon bir yanlışlık olmuş” demek kapitalistlere özgü bir şey. Sendika bu meseleyi ciddiye alsa, işçiler meselenin ciddiyetinin tam farkına varsa sermayeye bu vurdumduymazlığının bedelini ödetmek için yapılacak çok şey var kuşkusuz. Akla ilk olarak savcılığa suç duyurusunda bulunmak, Çalışma Bakanlığına şikâyet etmek gibi hukuki yollar geliyor. Ama gerçek çözüm kuşkusuz işçilerin bilinçlenmesi ve kendi sorunlarının çözümü için kendi kaderlerini yine kendi ellerine almalarından geçiyor.
- İşyerinde Gelen Ölümler
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
Son Eklenenler
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...
- 17 Ağustos 1999 gecesi Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşandı. Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’yi sarsan 7,4 büyüklüğündeki depremde 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, çok daha fazlası yaralandı. Yüzbinlerce...
- Mersin’in Tarsus ilçesi 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren PMS Tıbbi Cihazlar fabrikasında 12 işçi, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldı. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 16 Ağustosta fabrika önünde basın açıklaması...
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....
- Pakistan’da binlerce tekstil işçisi, hakları için haftalardır mücadele ediyor. Arjantin’de emekliler her Çarşamba günü düzenledikleri protestolar devam ediyor. Tunus’un en büyük işçi sendikası Tunus Genel İşçi Birliği (UGTT) üyesi toplu taşıma...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair, Kamu İşveren Heyeti teklifinin açıklanmasının ardından, 13 Ağustos Çarşamba günü Türkiye’nin pek çok kentinde ortak basın...
- Artık ben de anlıyorum ki; bir işçi hayata bu pencereden bakmaya başlar, işçi sınıfının bir ferdi olduğunu kavrar, hayatını buna göre dizayn etmeye çalışır, örgütlü davranır, mücadelenin ve dayanışmanın gücünden beslenirse gözleri hakikati görmeye...
- Egemenler zenginlik, güç ve iktidar uğruna kavga ederken bunun bedelini hep işçilere ödettikleri için oyunlarında, şiirlerinde işçileri emperyalist savaşa karşı çıkmaya çağırıyordu Brecht. Kendisi 1898’de doğmuştu ve çocukluğu dünyanın da Almanya’...
- 12 Ağustos gece saatlerinde Evrensel Gazetesinin İzmir/Alsancak’ta bulunan bürosuna silahlı saldırı gerçekleştirildi. Gazetenin tabelası hedef alınarak 7 kurşun sıkıldı. Saldırının ortaya çıkmasının ardından bir kişi gözaltına alındı.
- Trendyol Go işçileri, artan iş yükü, düşen kazançlar ve şirketin aldığı tek taraflı kararlar nedeniyle 11 Ağustos’ta Bursa’da eylem gerçekleştirdi. HepsiJet işçileri işyerindeki ağır çalışma koşulları, sendikal örgütlenmeye yönelik baskılar, ücret...
- Kamu İşveren Heyeti 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde ilk zam teklifini 12 Ağustosta açıkladı. İktidar 2026 yılının ilk altı ayı için yüzde 10, ikinci altı ayı için yüzde 6, 2027...