Buradasınız
Emekçi Kadınlar Esenyurt’ta Buluştu
25 Kasım 1960’ta, Dominik Cumhuriyetinde, zalim diktatör Rafael Leonidas Trujillo’ya karşı örgütlü mücadele yürüten Mirabel Kardeşler, diktatörlük tarafından işkence görerek ve tecavüze uğrayarak katledildiler. Vahşi bir şekilde katledilen bu üç kız kardeşin anısına, 1981’de, Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü olarak kabul edildi. 1985 yılında, Birleşmiş Milletler de 25 Kasımı kadına yönelik şiddetin yok edilmesi için uluslararası mücadele günü ilan etti.
Bugün kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve katliamlar artarak devam ediyor. Biz de 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle emekçi kadınlar olarak bir araya geldik. İçinden geçtiğimiz bu karanlık dönemde bir arada olmamızın önemine vurgu yaparak kapitalist sistemin son bulduğu gelecek güzel günlere olan inancımızı ve umudumuzu tazeledik.
Kapitalizm çürüdükçe, erkek egemen zihniyetin ürettiği uygulamalar kadınlar için her geçen gün daha da çekilmez hale geliyor. Tacizi ve tecavüzü meşrulaştıran yasalar çıkarılmaya çalışılıyor, kız çocuklarının çocuk yaşta evlendirilmesinin yasal zemini hazırlanıyor, şort giyen kadına tekme atanlara bunun yerine mırıldanarak tepki göstermesi gibi tavsiyelerde bulunuluyor, işyerlerimizde, evlerimizde emeğimiz yok sayılıyor, değersizleştiriliyor. Ancak sorunları saymakla bitmeyen işçi sınıfının kadınları bu çifte sömürüye, tacize, şiddete razı değil. Yaşamlarının her alanında ezilen emekçi kadınlar kendileri için çizilen yaşamı kabul etmiyor.
Yaşanan tüm sorunlara rağmen mücadeleyi seçmiş kadınlar olarak bir araya geldiğimiz bu etkinliğimizde işçi ve emekçi kadınların yaşamını ve mücadelesini anlatan şiirler okuduk, şarkılar, türküler söyledik. Kadınların kahırlarını, öfkelerini, aşklarını, sevinçlerini ve mücadele azimlerini anlatan bu şarkı ve şiirleri yüreklerimizde hissettik. Özellikle büyük bir coşkuyla söylediğimiz “Emekçi Kadınlar Bir Adım Öne” şarkısı ile heyecanımızı büyüttük. Çay ve yemek eşliğinde sohbetlerimizin ardından mücadelemizi her koşulda sürdürme kararlılığıyla etkinliğimizi sonlandırdık.
Dev İnşaatlarda Taşeron Belası
Geçmişten Bugüne, Bugünden Yarına
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...