Buradasınız
Kim Büyüyor, Kim Küçülüyor?
Sefaköy’den bir işçi

Dumanlar püfür püfür gökyüzüne hücum ederken, iş makineleri dağı taşı delik deşik ederken, beton ormanları kat kat arşa yükselirken, fabrikalarda makinelerin çarkları tıkır tıkır dönerken, yüklü kamyonlar, tırlar, gemiler vızır vızır uzak ülkelere akarken, işçiler dur durak bilmeden çalışıyorlardı. Nihayet çelik fabrikasının işçileri çay molasına geçmişlerdi. İşçiler öbek öbek fabrikanın bahçesindeki kaldırım taşlarında ve duvar diplerinde toplanmışlardı.
Veysel ile Selçuk bahçedeki duvarın dibine çömelmiş çaylarını yudumluyorlardı. Sabahattin de elindeki çayla birlikte sevinçle yanlarına yanaştı. Selamlaştıktan sonra; “ee duydunuz mu %11 büyümüşüz. Batı, çatlayacak oluum hihhuuu!”
Veysel: “Lan olum nasın oluyo yahu? Hani milyarlarca dış borcumuz vardı, borcu bitirdi miydik?”
Sabahattin: “Lan mıcır kafalı sen gündemi takip etmiyon mu, borcumuzu ödeyeli kaç yıl oldu? Artık biz IMF’ye borç veriyoruz, biz!” Veysel yarı mahcup bir halde tebessüm ederek “öyle diyosan iyi, valla gururlandım şimdi” dedi.
Selçuk bir elinde çayı diğer elinde sigarası, kara kara düşünüyordu. Sabahattin, Veysel’e Selçuk’u göstererek kaş göz işareti yaptı.
Sabahattin: “Ne oldu Selçuk sen sevinmedin mi büyümemize?”
Selçuk: “Sevindim sevinmesine de...”
Sabahattin ve Veysel ikisi birden sordular: “Hayırdır ne oldu, bi şey mi oldu?”
Selçuk: “Hani geçen gün bizim montaj bölümündeki Murat parmağını kaptırdıydı ya makineye?”
Sabahattin: “Eeee?”
Selçuk ağlamaklı bir ses tonuyla “İşte bizim birader de iki parmağını kaybetti. Makinenin sensörünü iptal ettirmiş patron. Sensör olunca zırt pırt makine durduğu için az mal çıkıyormuş. Aynı bizim Murat’ın meselesi gibi yani” dedi.
Veysel: “Eee gittin mi yanına, durumu nasılmış?”
Selçuk: “Valla diyorum akşam yanına gideyim ama bugün de mesai var; yetişmesi gereken işler varmış. Hem zaten izin vermezler ki.”
Sabahattin: “Yani öyle... Geçenlerde tencere fabrikasında çalışan emmi kızının ayağı forkliftin altında kalmış. Forkliftçi işi yetiştireyim derken bizim emmi kızını fark etmemiş. Allahtan emmi kızı erken davranmış da canını zor kurtarmış.” Sabahattin ağır ağır konuşmaya devam etti: “Ayağı artık eskisi gibi olamayacakmış. Tabii, ‘seni bu şekilde çalıştıramayız’ demişler.” Derin bir of çekti. “Bu şekilde iş bulması da zorlaşacak. Önceki hafta bi yanına gittim, çoluk çocuk perperişan. Karı-koca hiç değilse öyle böyle geçiniyorlardı ama şimdi kapıdan tek ekmek girecek. Bizim hanımla konuştuk biraz destek olalım diye ama biz de anca geçiniyoruz. Çoluk çocuğun masrafı hiç bitmiyor” dedi.
Veysel: “Yahu ben eş dostu ziyaret edeyim diyorum ama ay sonunu getiremediğim için yol parası bile bulamıyorum.” Bir süre sessizlik hüküm sürdü. Selçuk sessiz havayı canlandırmak niyetiyle konuyu değiştirmeye çalıştı: “Bizim şirket çelik sektörü içinde ilk beşe yükselmiş duydunuz mu?”
Sabahattin: “Ha duydum duydum. Allah daha da versin, ne diyelim.”
Veysel: “Çin’e bir fabrika daha kurmuşlar diye söylüyor bizim bölümün sözcüsü”
Selçuk: “Valla mı?” Aklına yeni bir şey gelmiş gibi birden heyecanlı: “Bize de zam yaparlar mı acaba?”
Sabahattin: “Olum adamlar daha yeni fabrika kurmuşlar borçları harçları vardır nasıl zam yapsınlar? Bi de kendini onların yerine koy hanii.”
Selçuk: “Abi ne yapacaz bilmiyorum ki? Artık mesailer de yetmemeye başladı, eski huzur kalmadı. 13-14 saat yani... Nereye kadar, buna ömür dayanır mı?”
Sabahattin: “...”
Bir süre daha sessizlik hüküm sürdü. Sessizlik hükmünü devam ettirirken çay molası doldu. Müdür ve ustabaşları daha fazla üretim için işçilere baskı yapmaya başlamıştı… İşçiler gece gündüz çalışıyor, evlerine gitmiyor, ailelerini doğru düzgün göremiyor, sosyal yaşamdan kopuyorlardı ve bu arada ekonomi büyüyordu… Sahi bu büyümeden işçilerin payına ne düşmüştü?
Direniş Çadırları
Görmemek, Duymamak, Bilmemek Çözüm mü?
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....