Güneşi Beklerken!

Dünyanın enerji kaynağı ve devamlılığımızın anahtarı güneştir. Vücut saati olarak bilinen biyolojik saatimizin, yeme-içme davranışımızın, uyku-uyanıklık döngümüzün, hormon salınım döngümüzün, kemik metabolizmamızın kontrolü hep güneş sayesinde sağlanır. Sadece insanların değil tüm canlıların yaşamsal fonksiyonlarının üzerinde etkilidir güneş. Tarih boyunca insanlar hep güneşin hareketlerini, etkilerini anlamaya çalışmıştır. Doğayı anlayarak, görerek ilerlemiştir insanlık tarihi. Sadece bu da değil, güneşe yazılmıştır şiirler, bir çocuğun gülüşünü güneşe benzetmişizdir, sevgiyi benzetmişizdir güneşe, bir annenin çocuklar ölmesin barış olsun deyişi yakmıştır içimizi güneş gibi, güneşten düşen ateşlere benzetmişizdir kızıl yürekleri, güneşli günler göreceğiz demişiz çocuklarımıza, güneşin sofrası demişiz dost sofralarına…

Sahi arkadaşlar sabah güneşle uyanan var mı? Bizler için gün çoktan başlamışken, otobüsler, metrobüsler, yollar tıklım tıklım iken, işe gitmek için koşturan insanlar dışarıdayken neden hâlâ karanlık? Ya güneş doğacağı vakti şaşırdı ya da bizden emeğimizi çaldıkları gibi o sımsıcak sabah güneşini bile çaldılar. Peki ya akşam? İşten çıkarken gene yok güneş, gene karanlık. İşçi sınıfına gün daha doğmadan başlamış gün, gün bitmiş ama iş hâlâ bitmemiş. Bir bakmışız ki güneşten daha fazla mesai yapar olmuşuz. Her zaman uzak tutamayacaklar bizi güneşten, biz hep güneşli günlerin hayalini kurmaya devam edeceğiz. Haykıracağız güneşi içenlerin türküsünü!