Buradasınız
Hayaller Üniversite, Gerçekler Tezgâh Başı
Gebze’den iki kardeş işçi
Askerde kafama koymuştum. Üniversite okumalıydım. Çünkü okursam hem saygın bir mesleğim ve yaşamım hem de iyi bir gelirim olacaktı. Sonuçta okumak kendini kurtarmaktı. Benim hayallerimin benzerine kardeşim de sahipti. Üstelik farklı dönemlerde okumamıza rağmen o da benimle benzer zorlukları yaşadı.
Önce çalışıp dershane paramızı biriktirdik. Ben sosyoloji bölümünü seçtim o ise borsayı. Kazandığımızda çok sevinmiştik. Artık bize geleceğin kapıları açılmıştı. Kötü çalışma koşullarından bu yolla kurtulacak, hatta ailemize bile destek olacaktık. Ama hayaller ve gerçeklerin aynı olmadığını kısa sürede öğrendik. Okul okuduğumuz sürede garsonluk, tezgâhtarlık, hamallık ne iş olsa yaptık. Oysa çevremizdekilerin anlattığı hikâyeler ve medya, üniversite hayatını bu yönüyle hiç yansıtmıyordu. Gelecekteki konfor için bu tür şeylere göz yumulabilir. İnsanlar üniversitede gittikleri konserleri, gezileri, yeni arkadaşlarını ve edindikleri bilgileri ballandıra ballandıra anlatıyorlardı. E, kim istemez böyle bir hayatı?
Biz ekonomik zorluklarla baş etmek için hem okuyup hem çalıştık. Her geçen gün okumak, bizim ve ailemiz için daha fazla yük haline geldi. Abimiz gece gündüz demeden tır şoförlüğü yapıp bize para göndermeye çalışırdı. Hem abimizi hem kendimizi adeta boş umutlara bağlamıştık. Üstelik abimizin çalışma koşullarını gördükçe mutlaka okulu bitirmemiz gerektiğini düşünüyorduk. Son sınıfa doğru yaklaştıkça okuduğumuz bölümleri bitirip işsiz gezen, iş bulsa bile asgari ücrete çalışan binlerce mezun olduğunu öğrendik. Zaten ekonomik zorluklar iyice belimizi bükmüştü.
Önce ben yaklaşık iki yıl sonra da kardeşim okulu bırakmak zorunda kaldık. Ben şimdi enjeksiyon makinesinde, kardeşim ise CNC tezgahında harıl harıl çalışıyoruz. “Yırtmak”, “kariyer sahibi olmak” gibi hayallerimizden zaten vazgeçtik. Daha doğrusu o hayallerle biraz oynadık, zaman harcadık, elbette para da harcadık, sonra gerçekliğimize dönmek zorunda kaldık. Bugün alın terimizi döküyor, hayatımızı böyle kazanıyoruz. Çünkü ister kabul edelim ister etmeyelim, bizim gerçeğimiz bu! Böylece her şey daha yerli yerine oturdu. Şimdi kendi gerçeğimizle hayatımızı yeniden planladık. İşçiyiz ama hâlâ işçi olmayı öğreniyoruz. İşçi sınıfının gençleri olarak mücadeleyi daha derinden kavramayı ve zihnimizdeki tortulardan ebediyen kurtulmayı istiyoruz. Çünkü gerçek olan her zaman en doğru olandır.
Bellum Omnium…
Yaşamak Neydi?
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- “Aman Çocuğum Sağa Sola Bulaşma” mı?
- “Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
- Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
- KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
- Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
- Arel Üniversitesi Öğrencileri Servis Ücretine Neden İtiraz Ediyor?
- Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
- Bizim Onlara İhtiyacımız Yok!
Son Eklenenler
- Türkiye’nin dört bir yanında sendikalaşmak isteyen işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Bursa’da Öz İplik-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve direnişlerine devam eden Durak...
- Türkiye tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma Katliamı davasında daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisi ilk kez hâkim karşısına çıktı. Katliamın 10. yılında görülmeye başlanan kamu davasının ilk duruşması 8 Mayısta Soma 2. Asliye Ceza...
- Merhaba işçi ablalarım, abilerim. Ben İzmir’de yaşayan bir lise öğrenciyim. Ben de UİD-DER ile 1 Mayıs’a katılmak için İstanbul’da yaşayan teyzeme geldim. İlk defa 1 Mayıs’a katıldığım için sizlerle duygularımı paylaşmak istiyorum.
- Bu sene de 1 Mayıs’ı ağır şartlarda karşıladık. Bir tarafta ekonomik yıkım diğer tarafta savaş, göç sorunu ve işsizlik. Biz işçilerin birikmiş nice sorunu bulunuyor, toplum nefessiz bırakılıyor. İşte bu şartlar altında UİD-DER işçilere umut oldu,...
- Türkiye’de işçiler, reel ücretlerin düşmesi, çalışılmış günlerin ücretinin dahi patronlar tarafından gasp edilmesi gibi sorunlarla boğuşuyorlar. Diğer taraftan sağlık emekçileri ticarethaneye dönüştürülen sağlık sisteminin dayattığı ağır iş yüküyle...
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...