Buradasınız
Sermaye Düzeninden 12 Eylül’ün Hesabını Sormak İçin Mücadeleye!
12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin üzerinden tam 28 yıl geçti. Aradan 28 yıl geçmiş olmasına rağmen, 12 Eylül rejiminin etkileri hâlâ sürüyor; hâlâ sermaye düzeninden ve darbeyi gerçekleştiren generallerden 12 Eylül’ün hesabı sorulabilmiş değildir.
12 Eylül darbesiyle kurulan faşist rejimin amacı, yükselen devrimci işçi hareketini ezmek ve işçi sınıfını hizaya sokmaktı. İşçi sınıfının yükselen devrimci mücadelesini ezmek için, sermaye düzeni sivil ve resmi kontrgerilla güçlerini harekete geçirerek katliamlar yaptırmış, provokasyonlar tezgâhlatmış ve böylece askeri darbeye ortam hazırlatmıştır. Bu hazırlık evresinden sonra, generaller öncülüğünde ordu, sermaye düzenini kurtarmak için yönetime el koymuştur.
Darbenin başında bulunan Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, “asayişi sağlamak üzere” darbe yapıldığını açıklıyor ve grevde olan işçilere işbaşı yapmaları çağrısında bulunuyordu. Böylece askeri darbenin asıl hedefinin örgütlü işçi sınıfı olduğu ortaya konmuş oluyordu. 12 Eylül’de kurulan faşist rejimin ilk işi, on binlerce grevci işçinin grev çadırlarını söktürmek, grevleri bastırmak ve yasaklamak oldu. İşçi sınıfının neredeyse tüm siyasal ve sendikal örgütleri dağıtıldı, yöneticileri tutuklanarak cezaevine atıldı. İşçi ve sosyalist basın tümüyle susturuldu ve kitaplar yasaklandı.
Yüz binlerce insan sorgulandı, on binlercesi tutuklandı, on binlercesi yurt dışına kaçtı, on binlercesi işkence tezgâhlarından geçirildi, onlarcası ya idam edildi ya da sokak ortasında vuruldu ve bir o kadarı da sakat bırakıldı. Toplum tam anlamıyla korkutulup sindirildi; her türlü hak ve özgürlüğü yasaklayan koyu bir diktatörlük kuruldu.
TİSK, MESS ve TÜSİAD gibi patron örgütleri bu faşist darbeyi sabırsızlıkla bekliyorlardı. Daha 11 Eylül günü Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Halit Narin, “DGM’ler kurulmadan üretim artmaz!” diyordu. İşçi hareketinin bastırılmasıyla sermaye sınıfı hedefine ulaşmış oluyordu. Sermaye sınıfının temsilcileri darbeyi sevinçle karşıladılar; darbeden sonra Halit Narin, “Bugüne kadar onlar güldü, şimdi ağlama sırası onlarda!” diyordu. Büyük sermayenin ağababası Rahmi Koç da “Askeri yönetimin zamanında ve doğru kararlar almasıyla çok değerli zaman tasarrufu sağlandığını” söylüyordu. Daha sonra liberal ve demokrat pozlar takınan Turgut Özal ise, işçi düşmanı 24 Ocak programını kastederek “12 Eylül olmasaydı bu ekonomik programın neticelerini alamazdık!” diyordu.
Toplum pasifize olduğu için faşist diktatörlük, 12 Eylül rejimini kalıcı hale getirecek anayasal değişliği rahatlıkla hayata geçirdi. 1982 Anayasasıyla demokratik hak ve özgürlükler alabildiğine kısıtlandı, siyasal ve sendikal örgütlenmenin önüne duvarlar örüldü. “Genel grev”i telaffuz etmek ya da bir işçi eylemini bu şekilde adlandırmak dahi suç sayıldı. 1983 yılına kadar hiçbir grev yapılamadı ve yapılan her grev girişimi ise şiddetle bastırıldı. Aynı yıl sendikalar kanunu tümüyle değiştirilerek yürürlüğe sokuldu. 2821 sayılı kanunla işyeri ve işletme sendikacılığı, bölge sendikacılığı ve federasyonlar yasaklandı. Sendikaların yalnızca iş kolu esasına göre kurulabileceği zorunlu hale getirilirken, bir de buna %10 iş kolu barajı eklendi. Kurulan faşist rejim işçi sınıfının ekonomik ve sosyal kazanımlarını önemli ölçüde tırpanladı ve sermaye sınıfı muazzam bir büyüme kaydetti.
Siyasal ve sendikal örgütleri dağıtıldığı için, işçi sınıfı aktarma kayışlarından yoksun kalmış ve geçmişin mücadele deneyimlerini genç kuşaklara aktaramamıştır. Bundan ötürüdür ki, 12 Eylül’ün ne olduğunu ve toplumda ne büyük tahribata yol açtığını, bugün işçi sınıfına ve onun genç kuşaklarına kavratmak büyük önem arz ediyor. Sermaye düzeninden ve darbeyi yapanlardan 12 Eylül’ün hesabını sormak işçi sınıfının boynunun borcudur. 12 Eylül rejiminin topluma giydirdiği deli gömleğini tam anlamıyla parçalayacak olan işçi sınıfının mücadelesidir. 12 Eylül’ün sorumlularını sanık sandalyesine oturtmak, demokratik hak ve özgürlükleri genişletmek için mücadeleye!
12 Eylül faşizminin hesabını örgütlü işçi sınıfı soracak!
UNO’da İşçiler Direnişte
- Sömürü ve Zorbalığa Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Gazze’de Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Filistin ve Ortadoğu’da Yangın Büyüyor
- Oylar Emek ve Özgürlük İttifakı Partilerine!
- Ülkeyi Enkaz Yığınına Çeviren Yağmacı Düzene Artık Yeter!
- İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine “Artık Yeter” Diyecek!
- Felaket Göz Göre Göre Geldi: Depremzedeler İçin Tüm Olanaklar Seferber Edilsin!
- Asgari Ücret Görüşmeleri Algı Oyunlarıyla Başladı
- UİD-DER Kadın Komitesi: Kadına Yönelik Şiddetin Kaynağı Kapitalizmdir!
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı!
- UİD-DER Kadın Komitesi: 1 Mayıs’ta Birlik, Dayanışma ve Coşkumuzla UİD-DER Kortejinde Buluşalım!
- Birlik ve Dayanışma İçinde 1 Mayıs’a!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
Son Eklenenler
- Düşük ücretler, iş güvenliği önlemlerinin alınmaması ve ağır çalışma koşulları nedeniyle işçilerin yaşadığı sorunlar büyüyor. Çalışma yaşamını düzenleyen yasalar yalnızca kâğıt üzerinde kalıyor, patronlar hiçbir yaptırıma maruz kalmadan hukuksuz...
- Sosyal medyaya, Türkiye’nin geleneksel sermaye kesimlerinin önde gelenlerinden olan bir annenin paylaşımı düştü.
- Birleşik Metal-İş ve Türk Metal sendikaları 4 Eylülde sendika genel merkezlerinde basın toplantıları yaparak TİS tekliflerini açıkladılar.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik saldırıları artarak sürüyor. 2 Eylülde İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul 38. Olağan İl Kongresini iptal etti. İl Başkanı Özgür Çelik’i ve yönetimi görevden alarak yerine kayyum atadı.
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...