Buradasınız
Kriz Mriz Var mı Yok mu?
Gebze’den bir kadın işçi
Bir süredir fabrikadaki arkadaşlarla her molada birbirimize giriyoruz. Bir türlü anlaşamadığımız konumuz şu; “Kriz var mı, yok mu?” Enjeksiyondan bir arkadaş, “Ne krizi arkadaş! Daha yeni bir sürü makine almadık mı? Allah’ın her günü, her pazarı mesaiye kalmıyor muyuz? Bu kriz mriz lafları hep ortalığı karıştırmak için söyleniyor” diyor. Montajdaki arkadaş, “kardeşim, yeni makine alıyoruz diyorsun da, biz mi alıyoruz sanki. Makineler bizim mi oluyor da, hemen sahipleniveriyorsun. Sen hiç markete, pazara gitmiyor musun?” diye karşılık veriyor. Kaliteci arkadaş araya girerek, “bak kardeşim, Cumhurbaşkanımız ‘bizde kriz mriz yok. Bunların hepsi manipülasyon’ demedi mi?” dedi. “Eee, sen ondan iyi mi bileceksin ülke ekonomisinin durumunu!” diye karşılık veriyor hemen. Ortacı arkadaş durur mu, hemen giriyor lafa. “Doğru söylüyorsun arkadaş! Markete, pazara gidiyorsun, tezgâhta arayıp da bulamadığın bir şey mi oluyor? Elin boş mu çalıyorsun evin kapısını? Hanım bir şey istediğinde, kriz var, alamayız mı diyorsun? Yok! Eee, daha ne konuşuyorsun? Fiyatları yükseltenler kendini bilmez esnaflar. Onlara da sıkı denetim başladı zaten. Yakında bu fırsatçılığın hesabını sorarlar onlardan.”
“Kriz var” diyenlerin, faturalardan gıda fiyatlarına, okul masraflarından yakıta anlatacak o kadar çok şeyi var ki. “Kriz yok” diyenlerin de, dış mihraklardan ortalığı karıştıranlara, huzur bozuculardan kıskançlara kadar verecek pek çok cevabı var. Hani mola bitmese de fırsat olsa, bu tartışma saatlerce sürecek. Tartışmanın kazananı hangi taraf olur bilinmez. Ama bizim fabrikada çoğunluk “kriz yok” diye düşünüyor. Üretim aralıksız sürüyor, mesailer hız kesmiyor, ücretler bir şekilde hesabımıza yatıyor. Sadece çalıştığın fabrika ile evin arasında bir yaşam sürüp, gözünü kulağını dışarıya kapatınca, insanın “kriz mriz yok” diye düşünesi geliyor. Ama hayat sadece her gün gidip geldiğimiz fabrika ile ev arasındaki mesafeden ibaret değil. Fabrikanın ya da evin duvarlarıyla sınırlandırırsak kendimizi, tam da başımızdakilerin istediği şekilde düşünüp davranmış oluruz. Kendi gerçekliğimizin farkına varmadan onların ağzıyla konuşmuş, oluruz.
Hem Türkiye’de hem de dünyada krizin etkisi her geçen gün daha derinden hissediliyor. Elbette uygulanan politikalar ve alınan “önlemler” ile bizler bu krizi diğer ülkelerden çok daha farklı yaşıyoruz. Elimizdeki para diğer ülkelere nazaran daha fazla değer kaybediyor, ülkemizde işsizlik daha fazla, borç daha fazla, yokluk daha fazla. Yokluk demişken, kastettiğim tezgâhlardaki, depolardaki yokluk değil elbette. Her markette, pazarda, mağazada satılmayı bekleyen pek çok şey var. Üretim var, fazla mesai var. Ama canavara dönen enflasyonla buzdolapları boş, cepler boş, maaş kartları boş. Kriz deyince hiç de aklımıza yokluk, kıtlık, kuyruk gelmesin. “Varlık içinde kriz olur mu hiç?” de demeyelim. Oluyor işte. Bugün yaşadığımız tam da bu değil mi? Varlık içinde yokluğu yaşıyoruz işte.
Patronlar sarsılmaya başladı mı, hükümetler hemen onların yanında yer alıyor. Birikmiş fonları patronların hizmetine sunuyor, vergileri indiriyor, maliyetleri düşürüyor, kredi sağlıyor, ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Bir de kendimize bakalım. İçimizdeki, ocağımızdaki öfke kıvılcımları daha ateşe dönüşmeden itfaiye misali söndürmeye çalışıyorlar. “Daha bunlar iyi günlerimiz” diyor fabrikadaki kalıp ustamız. Belki de haklıdır. Fiyatlar düşmüyor, işten atmalar yasaklanmıyor, yapılan zamlar geri alınmıyor, ücretsiz izinler ücretli izne çevrilmiyor, asgari ücret vergi dışı bırakılmıyor, ev kiraları dondurulmuyor. Bunları isteyenler “hain” ilan ediliyor. Eğer bizler, krizin faturasını ödemeyi reddetmezsek gerçekten de bu günleri mumla aratırlar. Geçmişte işçiler kaç kere deneyimledir bu gerçekliği. Bizi yalanlarla savuşturanların tarafında yer almak, içine düşürüldüğümüz çukurdan bizi çıkarmayacak. Gerçekliğin farkına varıp gözlerimizi açarak, sorumlusu olmadığımız bu krizin bedelini ödemeyi reddederek başlayabiliriz. İsteklerimizi hayata geçirmek için, sınıf kardeşlerimize güvenerek birlikte sesimizi yükseltirsek çukurda debelenmekten kurtulabiliriz.
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, başta İstanbul olmak üzere pek çok kentte, sendika yöneticilerinin, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü üyelerinin, gazeteci ve yazarların aralarında olduğu 200’den fazla kişinin gece yarısı...
- Türkiye’nin dört bir yanında, ücretlerini yükseltmek, sendikalaşmak istedikleri için mücadele eden işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Siyasi iktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin...
- İspanya’nın Barcelona kentinde on binlerce emekçinin katılımıyla 23 Kasımda yüksek kira fiyatlarına karşı bir protesto gösterisi düzenlendi. Konut kiralarının düşürülmesi ve daha iyi yaşam koşulları talepleriyle bir araya gelen işçi ve emekçiler,...
- 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 23 ve 25 Kasımda dünyanın dört bir yanında emekçi kadınlar meydanlara çıkarak öfkelerini haykırdı. Kapitalizm altında çifte ezilmişliğe maruz kalan emekçi kadınlar, kadına şiddetin...
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...