Buradasınız
Sınıf Penceresinden Gerçekleri Öğreniyoruz
Esenyurt’tan bir grup genç
Bugün her ne kadar işçi sınıfının tarihi bize unutturulmaya çalışılsa da gerçeklerin üstü örtbas edilemiyor. Örneğin Nejat Elibol’un Direnen Haliç romanında bizlere aktarılan gerçekler gibi. Bu gerçeklerin yaşandığı yer Haliç bölgesinde, eskiden büyük fabrikaların olduğu bir yer. Haliç’in mücadele tarihimizle ne kadar dolu olduğunu, bizden önceki işçi kuşaklarının deneyimlerini okuduğumuz kitap vasıtasıyla bir kez daha bilincimize kazıyoruz. İşte bu bilinçle işçi sınıfının gençleri olarak koronavirüsten önce Haliç ve tarihi yarımadaya bir gezi düzenledik ve duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle de paylaşmak istedik.
Bir işçi-öğrenci genç: Öncelikle UİD-DER’le yaptığımız tüm faaliyetler gibi bu etkinliğin de ne kadar öğretici, geliştirici, doyurucu olduğunu belirtmek istiyorum. Hem tarihi yerleri gezmek hem de yakın tarihimizdeki sınıf mücadelesi üzerine düşünmek, sohbet etmek bazı şeyleri daha net oturttu kafamda. Haliç’in bize anlatıldığı gibi bir yer olmadığını, zamanında burada bulunan fabrikaların işçi sınıfının örgütlülüğünü dağıtmak için nasıl taşındığını bu gezi vasıtasıyla bir kez daha gördüm. Bu yüzden tarihimizi öğrenerek işçi arkadaşlarımıza da anlatmamızın ne kadar değerli olduğunu bilmeliyiz diye düşünüyorum.
Dokuma işçisi-1: Gezdiğimiz yerlerdeki yapıların bir tarihi olduğunu ve gezerken bu gözle bakmamız gerektiğini öğrendim. Bizden önceki işçilerin haklarını savunmaları ve bizim de o yerleri gezmemiz beni ayrıca etkiledi. Çünkü işçilerin birbirine güven duyarak ve örgütlenerek elde ettikleri kazanımların unutulmaması bizim ileride karşılaşacağımız sorunlarla mücadelemiz için bizlere ışık tutacaktır.
Dokuma işçisi-2: Tarihi yerleri gezerken daha bilinçli olmamız gerektiğini anladım. Mesela daha önce Haliç’in kirli bir yer olduğunu duymuştum. Ancak neden pis olduğunu tam olarak bilmediğimi anladım. Ben insanların kirlettiğini düşünüyordum, oysaki zamanında fabrikalarla dolu bir yer olduğunu ve kirliliğin asıl kaynağının fabrika atıkları olduğunu öğrendim.
Dokuma işçisi-3: Daha önce de gezdiğimiz yerleri, bilgi sahibi olarak ve olayları, tarihi bilerek geziyor olmanın ne kadar doyurucu olduğunu anladım. Bu tarz gezi ve etkinlikleri daha fazla yapmamızın ve tarihi yerlerin ve olayların gerçek hikâyelerini sınıf penceresinden öğrenmemizin ne derece kıymetli olduğunu gördüm.
Bir elektronik işçisi: Aslında bizim tarihimiz bize unutturulmuş. Gezdiğimiz yerlerdeki tarihi binaların bilgilendirme yazılarında hep “şu padişah yapmış”, “bu bey restore etmiş” gibi açıklamalar var. Oysa biz biliyoruz ki o yapıların hepsindeki asıl emek egemenlere değil emekçilere ait. Bize bu bilgileri ne okulda ne de patronların medyasında veriyorlar, vermeyecekler de. O yüzden biz işçilerin tarihini yine biz işçiler aydınlatacaktır.
Bir eğitim işçisi: UİD-DER’de aldığımız bilgilerin ne kadar değerli olduğunu anladım. Örneğin tarihi yerleri gezerken onun içinde yatan işçiliği görmek, fabrikaların bulunduğu yerleri gezerken zamanında orada çalışan işçiler olduğunu bilmek insanı ayrı bir hisse sokuyor. Ayrıca biliyoruz ki bize aktarılan tarih egemenlerin dilinden anlatılan tarihtir. O yüzden günümüze kadar aktarılan ve bir örneğini okuduğumuz kitapta bulduğumuz işçi mücadeleleri de işçi sınıfı güçlü olduğu takdirde ileriki kuşaklara aktarılacaktır.
Bir öğrenci:Direnen Haliç romanında işçilerin kendi önyargılarını yıkmasını okudum ve işçiler bir araya geldiklerinde sorunlarının aynı olduğunu gördüm.
İşte Kapitalist Sistem!
- UİD-DER’de “İşçi Sınıfının Mücadelesi Durdurulamaz” Etkinlikleri Devam Ediyor
- “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” Kitabı Üzerine Söyleşi
- UİD-DER Mersin’de 1 Mayıs Etkinliği Düzenledi
- UİD-DER’de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” Etkinlikleri
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- “Ben Rosa Luxemburg” Oyunu İşçilerle Buluştu
- UİD-DER’in Coşkulu 1 Mayıs Etkinlikleri Devam Ediyor
- UİD-DER’den Coşkulu Etkinlik: 1 Mayıs’ta ve 14 Mayıs’ta Değişim İrademizi Gösterelim!
- Rosa Luxemburg: İnsanlığın Büyük Davasına Adanmış Bir Ömür, Yaşam Dolu Cesur Bir Yürek!
- Bu Heyecan Farklı Bir Heyecan
- Heyecan ve Duygu Dolu Bir Film Şeridiydi
- İşçi Sınıfının Aktarma Kayışı UİD-DER’e Teşekkürler
- Gerçeğin Işığını Taşıyanlara Selam Olsun!
- Ekim’in İzinde: Yeni Bir Dünyaya Mecburuz
- The Strike/Grev Resmi Bana Üniversitedeki Eğitim Seviyesini Hatırlattı
- Geçmişe ve Bugüne UİD-DER’le Bakmak
- 50. Yılında Geleneğimiz UİD-DER İle Sürüyor!
- “Şiirlerle Fotoğraflarla İşçi Sınıfının Tarihini Bizlere Aktaran UİD-DER’e Teşekkür Ederim”
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...