Buradasınız
Kriz, Yalanlar ve Gerçekler
Esenyurt’tan bir grup işçi

Ekonomik krizin işçilerin, emekçilerin yaşamını altüst ettiği bir dönemin içinde uzunca bir zamandır dünyamız. Her geçen yıl bir önceki yılı, yaşanmakta olan gün ise bir önceki günü aratır oldu. İşsizliğin her geçen gün katlanarak arttığı, hayat pahalılığının biz işçiler için katlanılamaz boyutlara çıktığı bir kısır döngü içindeyiz. Kapitalist krizin boyutu ne kadar büyükse burjuvaların yalan ve manipülasyonları da o kadar büyük oluyor. Sistemin efendileri dört bir koldan ve koro halinde söylüyor yalanları ardı ardına. Ama kapitalist krizin büyüklüğü ve yıkıcılığı o denli gizlenemez oldu ki, artık ne yalanları gerçeklerin üzerini örtmeye yetiyor ne de işçi ve emekçilerin gerçekliği bu yalanlara uyuyor. Artık mızrak çuvala sığmıyor.
Yaşamın her noktasında krizi görüyor ve hissediyoruz. Özellikle marketlerde artık her şey el yakar duruma geldi. Zaten kıt kanaat ayın sonunu getirmeye çalışıyoruz. Son iki senedir zaten her şeye defalarca zam gelmişti. Ama egemenler krizin faturasını her defasında olduğu gibi yine bize kesmek istiyorlar. Çalıştığımız işyerlerinden birkaç örnekle işçi kardeşlerimizin yapılan bu zam dalgasına olan öfkelerini sizlerle paylaşmak istedik.
“Ben petrokimya fabrikasında çalışan bir kadın işçiyim. Her zamanki gibi molada birkaç arkadaş sohbet ederken çaycı Ayşe abla ‘kızlar gerçekten insanlar farkında değil ama durmadan üç beş her şeye zam geliyor. Ne olacak bu hayat pahalılığı?’ dedi. Oradaki arkadaşlar da hep bir ağızdan ‘doğru söylüyorsun abla korona morona diyorlar ama insanlar aç kalacak yakında, bu böyle gitmez’ dediler.”
“Ben tekstilde çalışan bir kadın işçiyim. İş çıkışı markete uğrayıp aldığım birkaç malzemeyle kasaya geldiğimde 45-50 yaşlarında bir ağabey aldıklarının ödemesini yaparken bir taraftan da serzenişte bulunuyordu. Kasiyer kıza yakınıyordu. ‘Kızım bu kadar da olmaz ki daha geçen hafta aldığım her şey tekrar zamlanmış. Önceden 200 liraya yaptığım alışverişi şimdi 500 liraya yapamıyorum. Zaten kazandığımız üç kuruş para, kızımı da oğlumu da korona var diyerek ücretsiz izine çıkardılar. Ev kirası, faturalar, borçlar derken eve bir şey alamayacak duruma geldik’. Kasiyer kız ‘ağabey ne desen haklısın be, şu kasanın başında sabahtan akşama kadar senin gibi kaç kişinin sıkıntısını dinliyorum bir bilsen’ dedi. Ve sözlerine şöyle devam etti: ‘Burada çalışan biri olarak gelen ürünleri raflara yerleştirirken her hafta zam geldiğini kendi gözlerimle görüyorum. Ağabey bize kızmayın, biz işçiyiz, bizim zamlarla alakamız yok.’ Ardından adam ‘estağfurullah kızım benim sana bir sözüm yok, benim lafım senin patronuna, benim lafım hükümete, hepsinin Allah belasını versin’ dedi.”
“Ben metal sektöründe çalışan bir işçiyim. Çalıştığım fabrika yaşanmakta olan krizden etkilenmedi tam tersine işleri bu süreçte daha da artarak devam ediyor. Hatta o kadar yoğunki işler, önceleri haftada iki gün olan hafta içi fazla mesailer artık her gün oluyor. Sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde de özel izin alıp çalıştırılıyoruz. Bizim patron krizi fırsata çevirenlerden anlayacağınız. Bir de bu yoğunlukta çalışan işçilerin durumunu bir arkadaşla olan sohbetimiz üzerinden paylaşayım. Ara ara sohbet ettiğim bir arkadaşla çalışıyoruz yine harıl harıl, bir taraftan da sohbet ediyoruz. Şakayla karışık sordum arkadaşa ‘bugün yine fazla mesai var, nereye koyacaksın bu kadar parayı?’ Arkadaş ‘şaka mı yapıyorsun paranın bir değeri mi var? Aldığım parayla ayın sonunu zor getirebiliyorum’ dedi. ‘Nasıl olur? Her gün mesai yapıyorsun illa bir şeyler kalıyordur kıyıda köşede’ dedim. Bunun üzerine arkadaş bana kızarak ‘git işine, dalga geçmeyi bırak. Bir taraftan evin kredi borcu diğer taraftan faturalar zaten maaş bunlara zor yetiyor. Mesailer de mutfak masraflarına ancak ucu ucuna yetiyor. Bayram geldi çocukların üzerine bile bir şeyler alamadım’ diye dert yandı. Ben elbette onun durumunu biliyordum ama biraz sorunu açığa çıkartmak istedim. Dediklerinin üzerine ben de ‘yaşanmakta olan krizin tüm yükünü biz işçilere yıkıyorlar. Ne kadar çok çalışırsak çalışalım aldığımız ücretler hayatımızı idame etmeye yetmiyor. Patronlara teşvikler, kriz destekleri bize kuru kuru nutuklar atıyorlar. Çünkü patronlar birlikte hareket ediyor. Bizim de birlik olmamız gerekiyor ancak o zaman bizi dikkate alırlar’ dedim.”
Yani biz işçilerin durumu her geçen gün ağırlaşıyor. Bu yüzden dayanışmamızı, birliğimizi daha fazla güçlendirmeliyiz.
Dünyadan Yükselen Çığlık: ADALET!
UİD-DER ile Büyüyoruz, Olgunlaşıyoruz…
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...