Buradasınız
Gevrek “Susamlı Tavuk”
İzmir’den emekli bir işçi
Her saat fiyatlar değişiyor. Uzayıp giden ucuz ekmek kuyrukları fazla söze gerek bırakmıyor. Ekmek kuyruğundaki yoksulların dillerinden dökülenler ise milyonlarca yoksulun evlerinin buz gibi soğuk olduğunu, patates kaynatmanın bile onlar için lüks hale geldiğini gözler önüne seriyor.
Milyonlarca yoksulun durumu buyken, “gerekirse simit yenecek” buyurmuş Hülya Avşar. Dikkat edilirse “yenecek” diyor, yani yoksullar simit yiyecek buyuruyor. AKP’liler de “domatesi, biberi taneyle alın, 1 kilo et yerine yarım kilo alın” demişlerdi. Hülya Avşar güya “siyaset” filan yapmıyor! Yersen. Zaten itiraf ettiği gibi kendisi istediği her şeyi tıkındığını söylüyor. Malı mülkü yedi sülalesine yetecek olsa da gözleri doymadığı için havuz kanallarında daha fazla program yapabilmek için yalakalık yapıyor.
Her yerde simide simit denir. İzmir’de ise “gevrek” deriz. Başka yerde de denir mi, bilmem. Bizde ayrıca yoksullukla özdeşleşmiş hali nedeniyle simide “susamlı tavuk” da denir. Ben gevrekle ayakkabı saya çıraklığımda tanışmıştım. Büyük işçiler öğle yemeklerini hanın önündeki köşede ekmek arası köfte yapan Neco’dan yerlerdi. Çırakların haftalığı köfte ekmek yemeye yetmezdi. İlk işgünümde diğer çıraklarla gevrekçiden hafta sonu ödemek üzere birer gevrek almıştık. Ben elimde gevrekle hana doğru yürüdüğümde çıraklardan Mehmet “gel bu tarafa. Gevrek elinde atölyeye gidilmez. Kalfalar, ustalar dalga geçerler. Adın susamlı tavuğa çıkar” demişti. İşte o gün gevreğin garibanların açlığını bastırmak için en uygun yiyecek olduğu anlamıştım. Bir de “kanatlı gevrek” dediğimiz gevrek hamurundan yapılan kumrumuz var. Kumru gevreğin lüks halidir. Aynı kumru kuşuna benzer. Ortası bıçakla yarılır. Arasına incecik bir dilim peynir, yine çok ince iki dilim domates ve ortadan ayrılan kıl biberin yarısı konur. Kumrunun iki yanından dışına uzanan kıl biber kumruyu albenili yapar.
İşçi kardeşler, adına ister simit diyelim ister gevrek diyelim. İster başka dillerde konuşalım. Rengimiz ister sarı ister siyah isterse beyaz, esmer olsun. İster Müslüman isterse Hıristiyan, Yahudi veya Hindu olalım. Ama şarkılarda, şiirlerde konu edildiği gibi, açlığın dili olmaz, yoksulluğun vatanı. Dünyanın her yerinde iki ayrı sınıf var. Biri dünyanın ezici çoğunluğunu oluşturan bizim sınıfımız, işçi sınıfıdır. Diğeri ise bir avuç sömürücü olan sermaye sınıfı, burjuvazidir. Dünyanın dört bir yanında çalışan, üreten, her şeyi var eden işçi sınıfıdır. Ama dünyanın her yerinde aç kalan, çocukları gözlerinin önünde açlıktan ölenlerin tamamı yine bizim sınıfımızın insanlarıdır. Bu akıl almaz durumu dünyanın koca kalabalığına yaşatan kapitalist sömürü düzenidir. Bizim sınıfımız bu akıl dışı kapitalist düzeni yeryüzünden kazıyıp atana dek insanlık açlıktan kurtulmayacak.
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...
- DİSK 24-27 Aralık tarihleri arasında bölge temsilciliklerinin olduğu şehirlerdeki vergi daireleri önlerinde, Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde “İnsanca Ücret Vergide Adalet” talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İşyerlerinde...
- Bir an için zifiri karanlıkta kaldığımızı düşünelim. Yanımızı yöremizi görememenin huzursuzluğuyla korkuya kapılırdık. Ne yazık ki bugün milyonlarca işçi ve emekçi yüreğinde benzer bir korku taşıyor. Çünkü dünyamıza egemen olan kapitalist düzende,...
- İşçi Dayanışması’nın 197. sayısında, Emekçi Gençlik köşemizdeki “Yaşadım Diyebilmek İçin” yazısında şöyle deniyordu: “Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her geçen gün daha fazla sayıda genç arkadaşımızın kendine “en güzel yıllarım bu mu?” diye sorduğunu...
- Merhaba, ben Polonez işçisiyim. Daha doğrusu işçisiydim. Direnişimizin 163. günündeyiz, son 21 gündür direnişimizi Çatalca Adliye Sarayı önünde yürütüyoruz. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımız “2025’ten beklentiniz nedir?” diye bir soru sordu. “...
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...
- Yıllar önce fabrika önlerine gidip işçi kardeşlerimize vardiya çıkışlarında İşçi Dayanışması’nı ulaştırıyorduk. Bu fabrikalar arasında sendikalı olan da vardı olmayan da. Amacımız sendikalı ya da sendikasız olsun fabrikalardaki işçi kardeşlerimize...
- Kocaeli’de Gebze Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan Betek Boya (Filli Boya) işçileri Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinde örgütlendiler. Çoğunluğu sağlayarak yetki belgesini alan sendika, toplu sözleşme görüşmeleri için haftalardır patrona çağrı...
- 24 Aralıkta Balıkesir’de ZSR A.Ş’de meydana gelen patlamada 11 işçi hayatını kaybetti. Katledilen işçilerin kimi henüz hayatının baharında fidan, kimi ana, kimi babaydı. Hepsi bir ananın evladıydı. Patlamanın ardından şirket internet sitesinde...
- Birleşik Metal-İş’in Aralık ayında grev kararı aldığı işletmelerden beşincisi olan Green Transfo Energy’de 25 Aralıkta grev başladı. Kocaeli Çayırova’da bulunan fabrikada çalışan 263 işçi, “sefalet ücreti dayatmasına boyun eğmiyoruz” diyerek şalteri...