Buradasınız
Market Raflarından Sınıf Siyasetine
Kocaeli/Gebze’den bir metal işçisi eşi

Ben çok fazla indirim kovalayan bir kadınım. Çünkü bir yandan kredi ödüyoruz bir yandan da tek maaşla iki çocuk yetiştiriyoruz. Mesela önceden alışveriş yaparken sıvı yağ, salça, çay gibi mutfak ihtiyaçlarından bir paket stok yapabilirken, şimdi ihtiyacım olanı bile alamıyorum. Ayda bir kere, o da ayın beşinde alışverişe gidebiliyorum. Geçen sıvı yağ, çay, tuz, birkaç paket makarna, salça, peynir, zeytin aldım. Üzerine de beslenme çantası için bir şeyler aldım. Bin liraya yakın para ödedim. “Nasıl yetiştirebilirim?” diye gece oturup düşünüyorum bazen. İnternetten indirimli ürün bakıyorum bir yandan da. O gece, saat 02.00’de bazı marketlerin indirim yaptığını gördüm. Bizi öyle bir hale getiriyorlar ki, yoksulluktan uyuyamıyor, uykusuzlukta ucuz ürün kovalıyoruz. Neden kendimizi geliştirmek, uyuyup dinlenmek için harcayacağımız saatlerimizi ucuz ürün arayarak tüketiyoruz? Çocuklarımıza bir şeyler öğretmek, onlara güzel bir gelecek sağlamak için harcayacağımız enerjiyi, neden onların “beslenme çantasına ne koyacağız?” diye düşünerek harcıyoruz. “Bir ayın beşinden öbür ayın beşine hastalanmadan nasıl çıkarız?” diye düşünüyoruz. Bütçe için hangi kaleme para ayırsak, her gün gelen zamlarla evdeki hesabı çarşıya uyduramıyoruz.
Artık eşim gece gündüz mesai kalıyor, ben merdiven temizliğine gidiyorum. Neden hep giden bizden gidiyor? Neden bizim çocuklarımız hep yokluğu, alamadıklarını konuşur hale geldi? Marketlerde fiyatları sabitlediklerini söylüyorlar ya hani nerede? Bu soruları sorunca hemen iktidara kızmakla, siyaset yapmakla suçlanıyoruz. Siyaset, yaşamımızın kendisi. Artık kira da bir siyaset, geçim sıkıntısı da okul masrafları da her şey siyaset. Şu an biz siyaset yaptığımızın farkındayız. Kendi sınıfımızın insanları için bu soruları sormaya, UİD-DER’in yürüttüğü “Artık Yeter! Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı” kampanyasını insanlara anlatmaya çalışıyoruz. Eğer konuşmazsak, anlatmazsak biz de her şeyi kabul edenlerden oluruz. Geçim sıkıntısından ileri bir cümle kuramaz oluruz. Biz beklemiyoruz, her şeyin ellerimizde olduğunu biliyoruz. Birlik olup, “bir elin kıymeti yok, el ele verelim” deyip harekete geçiyoruz, mücadele ediyoruz. “Tüm ürünlere yapılan zamlar geri alınsın!” talebimizi kulaktan kulağa söyleyerek daha fazla duyuracağız. Bugün bir kişiysek yarın on kişi olacağız. Birbirimizi destekleyeceğiz. Bu yolda birbirimizi yalnız bırakmayıp, birbirimizin elinden tutacağız. Birlik olup örgütlenip mücadele edeceğiz. Sınıfımızın siyasetini güçlendirmek için biz emekçi kadınlara çok iş düşüyor!
- Kuru Ekmek
- Yoksulluğundan Utanmak!
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Çocuklarımız İçin
- 3 İşçi Kadın, 3 Hayat, 3 Talep!
- Bu Düzen Değişmeli!
- Bir Yanımız Uzay Çağı Bir Yanımız Yoksulluk
- Emekçi Kadınlar: Mahalleyi UİD-DER’e, UİD-DER’i Mahallemize Taşıyoruz!
- Market Raflarından Sınıf Siyasetine
- Emekliyiz, Adana Arçelik İşçileriyle Dayanışma İçindeyiz
- Yüksek Kiralar, UİD-DER’in Kampanyası ve İşçi Dayanışması
- Çocuklar Bayılmasın Diye Kampanyamıza Sahip Çıkalım!
- UİD-DER’in Kampanyasının Eyüp’ten Yansımaları
- Yapılan Zamlar Geri Alınsın!
- Annelerimizin Ücretlerinin Yükseltilmesini, Çalışma Saatlerinin Kısaltılmasını İstiyoruz!
- Pazara mı Gitsek Ucuz Olur Markete mi?
- Israr Ettik ve Kazandık
- “Tost Günü” ya da “Birlik ve Mücadele Günü”
- Asgari Ücret: Kim Haklı, Meşru Olan Ne?
- Okul Öncesi Eğitimde Ücretsiz Yemek Hakkı Kazanıldı
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...