Buradasınız
Yüksek Kiralar, UİD-DER’in Kampanyası ve İşçi Dayanışması
Sancaktepe’den bir kadın tekstil işçisi

Merhaba. Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Ücretlerimiz asgari ücretin biraz üzerindeydi ama yeni asgari ücretin altında kaldı. Önümüzdeki dönem ne kadar ücret alacağımızı henüz bilmiyoruz. Fakat özellikle son iki yıldır, asgari ücret ile aramızdaki fark azalıyor. Geçinmek hepimiz için büyük bir sorun haline geldi. Kirada oturan arkadaşlarımız daha fazla zorlanıyorlar. UİD-DER’in başlattığı mücadele kampanyasını işyerindeki arkadaşlara taşımak için hangi talebimizin daha fazla karşılık bulacağını düşündüm. Birlikte çalıştığım kadın arkadaşlarımın arasında kirada oturanlar, ev sahibiyle sorun yaşayanlar vardı. Ben de “Ev Kiraları Dondurulsun” talebimiz üzerinden UİD-DER’i ve kampanyamızı anlatmaya karar verdim. Bu sırada bir kadın arkadaşımız oğluyla birlikte yeni bir hayat kurmaya çalışırken manevi olarak yaşadığı sıkıntıları aşan maddi zorluklarla karşılaştı. Onu yalnız bırakamazdık. Maddi-manevi yanında olmalıydık. Ben de çevremde, işyerinde bir dayanışma ağı örgütlemeye çalıştım. Söylediğim herkes seve seve elinden gelen desteği verdi ve elbirliğiyle arkadaşımıza yardımcı olduk. Bu arkadaşıma da derneğimizi, kampanyamızı anlattım. Sesimizin daha fazla duyulması için “sen de yaşadıklarını anlat. UİD-DER’e ulaştıralım” dedim. Şimdi onun anlattıklarını iletiyorum size:
“Bu zorlu süreçte oğlumla birlikte yeni bir hayat, yeni bir yol seçtim kendime. Ama bu yolculukta bu kadar zorlanacağımı tahmin etmiyordum. Her şey çok pahalıydı, maaşlar düşüktü. Kiralık evler birden yükseldi, herkes kafasına göre zam yapmaya başladı. Kira, depozito, emlakçı parası derken çok yüksek meblağlar istendi. Oysa bizler asgari ücretle çalışan insanlarız. Devletin bizlere hiçbir desteğinin olmadığını gözlemledim. Ev sahiplerinin vicdanına, insafına bırakılıyor kira fiyatları. Bu böyle olmamalı. Oğlumla birlikte çok yalnız kaldık, tutunacak hiçbir dal yoktu. Hiç oturulmayacak durumdaki rutubetli, kırık dökük, doğalgazı bile olmayan evler çok yüksek fiyatlarla karşımıza çıktı. Öyle bir duruma geldim ki günden güne umudumun tükendiğini hissediyordum. Bir hafta önce 5 bin lira istenen evin fiyatı yüksek geldiği için tutamazken bir hafta sonra keşke o evi tutsaydım diyecek noktaya geldim. Çünkü bir hafta zarfında 6-7 bin liraya çıktı fiyatlar. Tam umudumu yitirdiğimi, yalnız kaldığımı düşündüğüm bir dönemde işyerindeki arkadaşlarımın desteğiyle, dayanışmasıyla daha makul fiyata ev buldum, yerleştim. Arkadaşlarım hep yanımdaydılar, adeta benimle birlikte nefes alıp verdiler. Dayanışmanın biz işçiler için ne kadar önemli olduğunu gördüm, hepsine çok teşekkür ederim.”
- Kuru Ekmek
- Yoksulluğundan Utanmak!
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Çocuklarımız İçin
- 3 İşçi Kadın, 3 Hayat, 3 Talep!
- Bu Düzen Değişmeli!
- Bir Yanımız Uzay Çağı Bir Yanımız Yoksulluk
- Emekçi Kadınlar: Mahalleyi UİD-DER’e, UİD-DER’i Mahallemize Taşıyoruz!
- Market Raflarından Sınıf Siyasetine
- Emekliyiz, Adana Arçelik İşçileriyle Dayanışma İçindeyiz
- Yüksek Kiralar, UİD-DER’in Kampanyası ve İşçi Dayanışması
- Çocuklar Bayılmasın Diye Kampanyamıza Sahip Çıkalım!
- UİD-DER’in Kampanyasının Eyüp’ten Yansımaları
- Yapılan Zamlar Geri Alınsın!
- Annelerimizin Ücretlerinin Yükseltilmesini, Çalışma Saatlerinin Kısaltılmasını İstiyoruz!
- Pazara mı Gitsek Ucuz Olur Markete mi?
- Israr Ettik ve Kazandık
- “Tost Günü” ya da “Birlik ve Mücadele Günü”
- Asgari Ücret: Kim Haklı, Meşru Olan Ne?
- Okul Öncesi Eğitimde Ücretsiz Yemek Hakkı Kazanıldı
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...