Buradasınız
UİD-DER’in Kampanyasının Eyüp’ten Yansımaları
İstanbul/Eyüp’ten bir grup emekçi kadın

Son zamanlarda emekçilerin tek gündemi hayat pahalılığı. Markette, manavda, pazarda her yerde herkes geçinemediğini dile getiriyor. Ücretler gelen zamlar karşısında buz gibi eriyor. Emekçi kadınlar bu pahalılık karşısında günü kurtarmaya çalışmaktan yorulduklarını söylüyor, yapılan zamlar geri alınsın diyorlar. Eyüp’ten bir grup arkadaşımızla yaptığımız sohbeti sizinle paylaşmak istiyoruz.
“Ben bir şirketin yemekhanesinde çalışıyorum. Şöyle bir düşündüğümde asgari ücretle her gün ekmek alıp yesek ancak geçinebiliriz. Biz işçiyiz, biz üretiyoruz, biz var ediyoruz. Yine yoksul, kuru ekmeğe muhtaç kalan yine biziz.” İşte böyle diyor bir kadın arkadaşımız. Kredi çekerek ev aldığını, sırtındaki devasa borç yükü bitmeden “bu ev benim” diyemediğini aktaran bir arkadaş: “İstanbul gibi bir yerde evin olması bir lüks oldu. Oysa her insanın bir evi olmalı. Zaten fazlasıyla çalışıyor, didiniyoruz” diyor. “İnanın matematikle aram iyi değildi her şeyi hesap etmekten matematiğim gelişti” dedikten sonra UİD-DER’in mücadele kampanyasındaki yapılan zamlar geri çekilsin talebini sahiplendiğini dile getiriyor.
Yıllardır özel bir okulun kreşinde çalışan bir kadın işçi, çok yoğun bir şekilde çalıştıklarını, psikolojilerinin bozulduğunu aktarıyor, yaşadığı durumu şöyle dile getiriyor: “Rüyama sürekli iş giriyor. Sabaha kadar işle uğraşıyorum. Okul patronu ailelerden iyi para kazanıyor. Ama çalışanlara gelince asgari ücreti layık görüyor.” UİD-DER’in web sitesinde çıkan ‘okul öncesi öğrencilere ücretsiz öğün verilsin’ yazısını öğretmenlere gösterdiğini aktaran arkadaşımız, “bizi ilgilendiren bir durum değil, biz özel okuluz” yanıtını aldığını aktardı. “Okulun özeli falan olmamalı her çocuğun eşit eğitim hakkı olmalı” diyen arkadaşımız, birlik olmanın önemine değindi.
Bir okulun yemekhanesinde çalışan kadın emekçi ise “patronlar sanıyorlar ki saltanatları hep böyle devam edecek” diye sözlerine başlıyor. Ulaşıma zam gelince okul yönetiminden zam istediklerini aktaran arkadaşımız, aldıkları pervasız cevabı da paylaştı: “Ben size üç öğün yemek veriyorum bir de yol parası mı vereyim.” Sözlerini şöyle devam ettirdi kadın arkadaşımız, biz de onun sözleriyle mektubumuzu sonlandıralım: “Okulda öğretmenler de dâhil hepimiz asgari ücrete çalışıyoruz. Patronlar artık neyi sıksam da yağını çıkarırım ve satarım diye bakıyorlar. Dağınık değil, birlik olmamız gerekir. Ulaşımın, sağlığın, eğitimin parasız olması bizlerin hakkıdır.”
- Kuru Ekmek
- Yoksulluğundan Utanmak!
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Çocuklarımız İçin
- 3 İşçi Kadın, 3 Hayat, 3 Talep!
- Bu Düzen Değişmeli!
- Bir Yanımız Uzay Çağı Bir Yanımız Yoksulluk
- Emekçi Kadınlar: Mahalleyi UİD-DER’e, UİD-DER’i Mahallemize Taşıyoruz!
- Market Raflarından Sınıf Siyasetine
- Emekliyiz, Adana Arçelik İşçileriyle Dayanışma İçindeyiz
- Yüksek Kiralar, UİD-DER’in Kampanyası ve İşçi Dayanışması
- Çocuklar Bayılmasın Diye Kampanyamıza Sahip Çıkalım!
- UİD-DER’in Kampanyasının Eyüp’ten Yansımaları
- Yapılan Zamlar Geri Alınsın!
- Annelerimizin Ücretlerinin Yükseltilmesini, Çalışma Saatlerinin Kısaltılmasını İstiyoruz!
- Pazara mı Gitsek Ucuz Olur Markete mi?
- Israr Ettik ve Kazandık
- “Tost Günü” ya da “Birlik ve Mücadele Günü”
- Asgari Ücret: Kim Haklı, Meşru Olan Ne?
- Okul Öncesi Eğitimde Ücretsiz Yemek Hakkı Kazanıldı
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...