Buradasınız
Günebakan Çiçekleri Gibi
İstanbul/Avcılar’dan bir genç
Günebakan çiçekleri, güneş gökyüzünde nerede durursa yüzlerini oraya doğru dönerler. Başka bir deyişle ışığı takip ederler. Fakat kimi insanlar bulutlu ve yağmurlu havalarda günebakanların enerjilerini korumak ve paylaşmak için yüzlerini birbirlerine döndüklerine, bu yolla birbirlerinden güç aldıklarına inanırlar. Bu doğru bir gözlem mi, bilimsel bir gerçek mi, sadece bir inanış mı bilmiyorum. Ama bu hikâye aslında bizlere önemli bir şeyi hatırlatır: Umudu ve birlik olmayı!
Hepimizin bildiği gibi zorlu bir süreçten geçiyoruz. Yoksulluk her geçen gün derinleşirken tüm demokratik haklarımız tırpanlanıyor. Gençlik geleceksiz bırakılıyor, boğuluyor. On binlerce insanımız depremde, selde, iş kazalarında can veriyor. Tüm bu sorunlar durmaksızın büyürken siyasi iktidar, geride bıraktığımız seçim sürecinde olduğu gibi emekçileri yalanlarla, manipülasyonlarla aldatmaya çalışıyor. Ancak hep söylediğimiz gibi: Her şey karşıtıyla vardır. İçinden geçtiğimiz süreç kimilerinde umutsuzluk duygusu yaratsa da toplum durduğu yerde durmaz. Gerçekler kendini dayatır, değişim arzusu ağır aksak da olsa mayalanır durur. Bizler işçileri öz talepleri etrafında birleştirmek, örgütlü bir güç olmak için canla başla çalışmaya devam etmeliyiz. Koşullar ne olursa olsun mücadeleye daha sıkı sarılarak işçi sınıfının birliğini örmeli, sermaye sınıfı karşısında emek cephesini güçlendirmeliyiz.
İnsanlığın eşitlik ve özgürlük mücadelesi tarih boyunca zorluklarla, engellerle dolu oldu. Zaferler ve yenilgiler gördü. Ancak sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya arzusu yüzyıllar boyunca her kuşakta yansımasını buldu. Dünya işçi sınıfı bu uğurda nice bedel ödedi. Ardında ise koca bir miras, devam eden ve kazanana dek devam edecek olan bir mücadele geleneği bıraktı. İşte bizler de işçi sınıfının bu geleneğine sahip çıkanlarız. Tıpkı günebakanlar gibi yüzünü ışığa dönenleriz. Zaman birbirimize daha sıkı sarılma, birliğimizi büyütme zamanıdır. Şimdi zamanı karanlığa boğanlara inat mücadeleyi ve dayanışmayı daha da büyütelim.
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...