Buradasınız
Samandağ'da Sağlık Emekçilerinden Eylem
6 Şubat depremlerinin en fazla etkilediği bölgelerden olan Hatay Samandağ’da Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık çalışanları, 17 Temmuzda, Samandağ Devlet Hastanesi önünde bir eylem gerçekleştirdiler. Eylem, SES Hatay şubesinin çağrısıyla ve “Samandağ Halkı Sağlık Hakkına ve Sağlık Emekçisine Sahip Çıkıyor” şiarıyla gerçekleştirildi. Türk Tabipler Birliği (TTB) başta olmak üzere çeşitli meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin ve Samandağ halkının destek verdiği basın açıklaması öncelikle depremde kaybedilen bütün canlar için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
Basın açıklaması öncesinde sağlık işçileri, sorunlarını aktardıkları hastane yönetiminin sendikaya karşı düşmanca tutumuna tepki gösterdiler. “Bunca zaman yaptığımız görüşmelerde başhekim ya getirdiğimiz sorunların olmadığını, ya kendisinin bu sorunları çözecek merci olmadığını söyleyerek sorumluluğu başkalarına attı ya da bu konuları bizimle görüşmeyi reddetti. Kişisel hamasetlerle başhemşirenin sağlık emekçilerine uyguladığı baskıcı, tehditkâr ve ayrımcı tutumu görmezden geldi. Biz sendikayı da, arkadaşları da çözüm sürecine katmak yerine sürecin dışına attı. Sanki biz yargılamaya gelmişiz gibi sürekli kendini ve hastaneyi savundu” dediler. Eylemin yapılacağı duyurulduktan sonra hastane yönetiminin aldığı tutumsa şu sözlerle aktarıldı: “Hızla aylardır yapmadıkları temizliği, düzenlemeleri yaptılar, hastanenin eksiklerini tamamlamak için kolları sıvadılar ve bu eylemi baltalamak için sağlık emekçilerini soruşturmalarla tehdit edip katılmayacaklara ödül vaat ettiler.”
Bu sözlerin ardından basın açıklamasını SES Hatay Şubesi Eş Başkanı Meryem Avcı gerçekleştirdi. Avcı, Samandağ Devlet Hastanesinin 6 ve 20 Şubat depremlerinden sonra ayakta kalan ve içinde hizmet verilmeye devam edilebilen merkeze en yakın (30 kilometre mesafede) hastane olduğunu belirtti. Açıklamada hastanenin merkezdeki diğer hastanelerin depremden zarar görmesi nedeniyle B sınıfı statüsüne yükseltildiği ve daha nitelikli bir hastane haline getirilmesinin planlanmış olduğu vurgulandı. Gerçek tabloysa şu sözlerle resmedildi: “Hastanenin koşulları hâlâ B sınıfını karşılamaktan uzaktır. Hastanede radyoloji bölümünde eksiklikler devam etmekte, ikinci basamak yoğun bakım ünitesi bulunmamakta, laboratuvarda çoğu tahlil çalışılmamakta, endoskopi yapılamamaktadır. Ameliyathanede tıbbi cihaz ve malzeme eksiklikleri, sterilizasyon eksikliği ve havalandırma sorunları nedeniyle bazal elektif cerrahi işlemler hariç ameliyat yapılmamaktadır. Acil durumlardaki doğumlar hariç doğum bile yaptırılamamaktadır. Geçen ay hastanede yapılan toplam doğum sayısı 6’dır. Doğumun nerede yapılacağına ilişkin belirsizlik kadınlar açısından bakıldığında gebelik süresince stres altında olan kadınların kendilerini güvende hissetmelerini zorlaştırmakta ve korkularını arttırmaktadır. Bunun yanı sıra hastanede göz muayenesi için gerekli ve yeterli cihaz bulunmamakta, hekimler uzmanlıklarının imkân verdiği muayene ve tedavilerin çoğunu yapamamaktadır.”
Açıklamada bütün bu sorunların Samandağ halkının nitelikli sağlık hizmeti alma hakkının gaspı anlamına geldiği vurgulandı. “Samandağ halkı hizmet alabilmek için kilometrelerce uzaktaki ilçelere gitmeye zorlanmaktadır. Yaşanan afet sonrası halkın en temel hakkı olan sağlık hakkının ulaşılabilir ve nitelikli olması gerekmektedir” sözlerine yer verildi. Sağlık emekçilerinin içine itildiği duruma ve sendikal şu sözlerle tepki gösterildi: “Acil durumda hızla görev başına gelen sağlık emekçilerinin daha sonra kendi hayatlarını düzene koymaları, kendileri ve aileleriyle yaralarını sarmaları ve güvenli koşullarda barınmaları için gereken destek onlardan esirgendi. Esnek mesaide sınırlı süre çalışan sağlık emekçileri Haziranın başından beri tam zamanlı çalıştırılıyor. Sendika işyeri temsilcimiz yıllardır görev yaptığı, kendisinin kurduğu ve birçok anne ve bebeğe nitelikli hizmet verdiği biriminden hukuksuz bir biçimde alındı. Sendikalar kanununda da belirtilen idarecilerin tüm sendikalara eşit mesafede durması ve sendikal faaliyetlerin engellenmemesi yükümlülüğü Samandağ Devlet Hastanesi yönetimi tarafından yok sayıldı.”
“Sağlık hizmeti değersizleştirilemez. Halkın sağlık hakkına erişimi engellenemez ve nitelikli sağlık hizmeti çalışan sağlığından ayrı düşünülemez” denilen açıklamada talepler şöyle sıralandı:
- Hastane uzmanlık branşları bakımından güçlendirilmeli, ilçe ve yakın çevreye yeterli hale getirilmelidir.
- Laboratuvarın tam kapasite çalışabilecek hale getirilmesi için cihazlardaki sorunlar giderilmeli ve elektrik kesintilerinin yarattığı sorunların önüne geçilmelidir.
- Hastanenin tıbbi cihaz eksikleri giderilmelidir.
- Ameliyathanenin sterilizasyon ve havalandırma koşulları iyileştirilmelidir.
- Hastanenin günlük sarf malzeme eksikleri giderilmeli, hastanenin gerekli temizlik ve hijyeni sağlanmalıdır.
- Haksızlık algısının ortadan kalkması için çalışma planları açık, şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır.
- Kaba ve saygısız davranışlara, keyfi uygulamalara, baskı ve tehdit yoluyla sindirmelere son verilmelidir.
- Samandağ Devlet Hastanesi’nde hizmet veren sağlık emekçilerine de esnek mesai uygulanmalıdır. Önemle belirtmek isteriz; depremzede sağlık emekçileri henüz tam zamanlı çalışacak durumda değildir, buradaki emekçilerin esnek çalışması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
- Sağlık emekçilerinin barınma koşulları iyileştirilmeli, klima, çamaşır makinesi, sıcak su imkânı gibi temel ihtiyaçlar karşılanmalıdır.
- Sağlık emekçilerine verilen yemeklerin çeşit ve miktarı yeterli hale getirilmelidir.
- Hem halkımızın hem de sağlık emekçilerinin hastaneye ulaşımını kolaylaştıracak önlemler alınmalıdır.
- Sorunların çözümü ve çalışmaların planlaması süreçlerine sağlık emekçileri dâhil edilmelidir.
Orman Yangınları Devam Ediyor
Neden ve Nasıl Değiştim?
- Motokuryeler: Çalışırken Ölmek İstemiyoruz!
- İsrail’le Ticaret ve Sermayenin Fıtratı
- Soma Katliamının 10. Yılında Eylemler
- Soma’dan Bugüne Acımız ve Öfkemiz Büyüyor!
- Öğretmenler Ülke Genelinde Şiddete Karşı İş Bırakarak Eylem Yaptı
- Ebe ve Hemşirelerden Hastane Önünde Eylem
- Amasra Maden Katliamı Davasında 3 Tutukluya Tahliye
- Soma Katliamından 10 Yıl Sonra Kamu Görevlileri İlk Kez Hâkim Karşısında
- Hak Gasplarına Karşı Mücadele Sürüyor
- Çorlu Tren Katliamı Davası Sonuçlandı: “Üst Düzey Sorumlular da Yargılanmalı”
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
Son Eklenenler
- Öyle bir sloganla, öyle bir umut ışığıyla çıkmalı ki yola, her dokunuşun, her haykırışın binlerce kilometre uzaktaki insanın dahi evindeki sıcaklık, yüreğindeki nasırlaşmış yaraya merhem olsun. Emeğin satılması diye bir cümlenin ağırlığı altında...
- “İşçi sınıfının Süleyman’ı”, işçilerin hocası Süleyman Üstün, 19 Mayıs 2007’de 80 yaşında hayatını kaybetti. Aslen öğretmen olan Süleyman Hoca, 1970’lerde DİSK’e bağlı sendikalarda işçilere eğitim vermeye başladı. Lastik-İş Sendikasının...
- “Diplomanıza ekleyeceğiniz her belge birdenbire size tüm kapıları açacaktır.” Üniversitede kariyer gelişimi dersinde hocamızın bizlere söylediği sözler bunlar. Bu dersin amacı kariyer planı yapıp ileriye dönük hedefler belirleyerek, “Daha rahat...
- Gün ağarıyor işçi semtlerinde/ Bir hareketlilik başlıyor / Ve sesler yükseliyor sokak aralarında/ Gelen bu sesler, bu sesler/ Bir haykırış bir isyan bir direnişin sesi/ Fabrikalardan taşıyor işçiler
- Tarihin en büyük filozoflarından biri olan Aristo, bundan yaklaşık 2300 yıl önce yazdığı bir eserine şu cümleyle başlar: “Bütün insanlar doğal olarak bilmek ister.” İnsanı insan yapan, onu doğadaki diğer canlılardan ayıran başlıca unsurlardan biri...
- Kapitalist sistem toplumun çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfına, bu sınıfın bir parçası olan gençlere söz hakkı tanımıyor. Pek çok sorun yaşıyoruz ama itiraz hakkımız yok sayılıyor. Ağır çalışma koşullarına itiraz ediyorsun, patron “beğenmiyorsan...
- İktidarın 2024 yılı için “büyük zam” müjdeleriyle açıkladığı asgari ücret ve emekli maaşı zamları, yılın daha ilk üç ayında enflasyon yüzünden güneş gören kar gibi eridi. Milyonlarca emekliye reva görülen 10 bin liranın sefalet maaşı olduğu, asgari...
- Motokurye olarak çalışan Balıkesir Üniversitesi öğrencisi 20 yaşındaki Ata Emre Akman, 11 Mayısta sipariş bırakmaya gittiği adresten ayrılırken defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Ata Emre’nin ölümünden sonra ülkenin pek çok kentinde protesto...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmen olarak 1 Mayıs coşkusunu bu sene yine UİD-DER ile birlikte yaşadık. Rejimin baskılarının arttığı, işçi ve emekçilerin nefes alamadığı bir dönemde bizler alanlarda taleplerimizi haykırdık, dost...
- Merhabalar. 1 Mayıs öncesinde UİD-DER’in temsilciliklerinde düzenlenen “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” etkinliklerini izleyebilme fırsatı buldum. UİD-DER’li işçi abi ve ablalarımız etkinliklerde şarkılarla,...
- İzmir’de Bayraklı ve Çiğli belediyelerinde emekçiler haksız işten atmalara ve maaş kesintilerine karşı mücadele ediyor. Bayraklı Belediyesi’nde çalışan Tüm Bel-Sen üyesi kamu emekçileri ve belediye işçileri, ücretlerindeki haksız kesintileri 14...
- “Çöl kalsın gurbeti, çöl kalsın Zonguldak’ı...” Eşini maden kazasında kaybetmiş bir emekçi kadın, duyduğu acıyı bu sözlerle haykırır. Aslen bir öğretmen olan Hasan Kalyoncu, tayin olduğu Karadeniz şehirlerinde bunun gibi nice feryada tanık olur ve...
- Geçtiğimiz Ramazan Bayramında emekçilerin çoğunluğu çocuklarına bayramlık bile alamadan bir bayram geçirmek zorunda kaldılar. İmkânını bulup memleketine giden emekçiler yol ücretleri, yakıt parası derken ellerindeki üç kuruşu da tükettiler. İmkânı...