Buradasınız
Bu Düzen Sağlığımızı Bozuyor
Esenyurt’tan bir metal işçisi
Konu sağlık olunca, kulağımıza sıkça çalınan sözlerden bir tanesi “gitmediğim yer kalmadı, derdime çare bulamıyorum” serzenişi oluyor. İktidarın sağlık alanında yaptığı “tasarruflar” veya sağlığın özelleştirilmesi yoksulluk içinde kıvranan biz işçileri iyice çıkmaza sürüklüyor.
Bir taraftan sağlık çalışanları, ülkenin malum koşulları yüzünden ülkeyi terk ediyor, diğer taraftan bu alana yeterli yatırım yapılmıyor. İktidar bilinçli bir şekilde birçok ilacı SGK kapsamından çıkarıyor, kronik hastalar için ilaca erişmek giderek zorlaşıyor. Sağlık hizmetleri tam bir keşmekeşe dönmüş durumda. Hal böyle olunca SGK’ya her ay çuvalla para ödeyen biz işçiler, buna rağmen en kalitesiz sağlık hizmetiyle baş başa kalıyoruz.
Bizim işyerinde bir Cuma amcamız var. Amca dediğime bakmayın aslında daha yeni emekli olmuş fakat hayatın ağır yükü onu aşırı yıpratmış, erken yormuş. Hal hatır sorduğum zaman, “ölüyorum başımın ağrısından, hiç durmuyor, yaşama sevincim kalmadı” diye dert yandı. Ben de “önemli bir sorun, bari bir doktora görün” dedim. Bunun üzerine Cuma amca, “gitmediğim yer, çalmadığım kapı kalmadı ama durum aynı!” dedi. Cuma amca her duyduğu doktora gitmiş, her bitkisel kürü kullanmış ama durum aynı! Tabii bir taraftan üzüldüm, bir taraftan kendim de benzer durumları yaşadığım için fazla bir şey diyemedim.
Çeşitli uygulamalarla biz işçilere özel hastanelerin yolunu gösteren siyasi iktidar, büyük bir hızla kamu hastanelerinin içini boşaltıyor, işçilerin hastanelere ulaşmasının önünde türlü engeller dikiyor. Bin bir türlü engeli aşıp hastanelere ulaştığımız zaman ise olması gerekenin çok altında bir sağlık hizmeti bizi bekliyor ve sorunlarımız çözülmek bir tarafa kronik hale geliyor.
Şüphesiz ki bu sağlık sorunlarını üreten şey içinde yaşadığımız sistemin ta kendisidir. İşin psikolojik kısmı bir tarafa, fiziksel anlamda neredeyse insanların büyük bir kısmı ciddi anlamda sağlık sorunlarıyla boğuşmaktadır. Ağır ve uzun çalışma koşulları, yetersiz beslenme, sosyal aktivitelerin yok denilecek düzeyde olması, ekonomik sıkıntılar vb. üst üste binince sağlığımız bozuluyor. Çalışmak zorunda olduğumuz için doğru düzgün tedavi göremeden hasta halimizle işe gitmek zorunda kalıyoruz. Bu kapitalist sömürü sistemi biz işçi sınıfına insan gibi yaşayacağımız bir yaşam değil, acı içinde kıvranarak yaşayacağımız bir sağlık sistemini reva görüyor. Sağlıklı ve insana yaraşır bir dünya için kapitalist sömürü sistemine karşı mücadeledeki yerimizi alalım.
- Örgütlü Ol, Sendikana Sahip Çık
- Çamur At İzi Kalsın, Çalıştır İşten At Hakkı Kalsın!
- Her Fabrikada Ortak Sorunlarımıza Çözüm: Örgütlen!
- “Yanıyorsun Fuat Abi”
- Kredi Kartları Taksitlerinden Kurtuluyoruz!
- Neden Hiçbir Şey Değişmiyor?
- İşçilerin Kafa Karışıklığı Kimin İşine Geliyor?
- Dünya Dönüyor Ama Eskisi Gibi Değil
- Asgari Ücretle Açgözlü Olunur mu?
- Ekmeğimizin Peşindeysek Haklarımızın da Peşinde Olmalıyız!
- Hayatı Bizim İçin Ömür Törpüsü Haline Getirdiler
- Bu Düzen Sağlığımızı Bozuyor
- Benim Ekonomim Neden Şahlanmıyor?
- Migros’ta İşten Atılan Yeğenim İşe İade Edildi
- Borsada Neleri Kaybediyoruz?
- Umut Hep Vardır
- Dün Hiroşima Bugün Ortadoğu
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
Son Eklenenler
- Bu sene 1 Mayıs’a UİD-DER’le birlikte bir işçi kenti olan Lüleburgaz’da katıldım. 1 Mayıs heyecanımız sabah saatlerinde başladı. Yol boyunca türkülerimizle, marşlarımızla 1 Mayıs alanına gittik. Tabii içimizde İstanbul’da kitlesel ve birleşik bir 1...
- 1 Mayıs’a gitmeden önce egemenlerin yarattığı algı yüzünden benim de endişelerim vardı. Fakat “Ben hakkımı savunmalıyım” diye düşünerek, arkadaşlarımın ısrarlı daveti sayesinde UİD-DER’le birlikte Bursa’da 1 Mayıs’a katıldım. İlk 1 Mayıs’ımdı, iyi...
- Ağır sorunlar altında bunalan işçi sınıfının bu sorunlar karşısında bir çıkış yolu bulabilmesi için sendikalarına sahip çıkması, sermayenin ve sendika bürokratlarının planlarını, niyetlerini boşa düşürmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle siyasi...
- Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı maden işletmesinde 14 Ekim 2022’de patlama meydana gelmiş, 43 maden işçisi yaşamını yitirmiş, 9 işçi de yaralanmıştı. Patlamaya ilişkin 7’si tutuklu 23 sanığın yargılanmasına 8...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşen mitinglere yüzbinlerce sendikalı sendikasız işçi, işsiz, emekli, emekçi kadın, genç katıldı. İşçi ve...
- Türkiye’nin dört bir yanında sendikalaşmak isteyen işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Bursa’da Öz İplik-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve direnişlerine devam eden Durak...
- Türkiye tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma Katliamı davasında daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisi ilk kez hâkim karşısına çıktı. Katliamın 10. yılında görülmeye başlanan kamu davasının ilk duruşması 8 Mayısta Soma 2. Asliye Ceza...
- Merhaba işçi ablalarım, abilerim. Ben İzmir’de yaşayan bir lise öğrenciyim. Ben de UİD-DER ile 1 Mayıs’a katılmak için İstanbul’da yaşayan teyzeme geldim. İlk defa 1 Mayıs’a katıldığım için sizlerle duygularımı paylaşmak istiyorum.
- Bu sene de 1 Mayıs’ı ağır şartlarda karşıladık. Bir tarafta ekonomik yıkım diğer tarafta savaş, göç sorunu ve işsizlik. Biz işçilerin birikmiş nice sorunu bulunuyor, toplum nefessiz bırakılıyor. İşte bu şartlar altında UİD-DER işçilere umut oldu,...
- Türkiye’de işçiler, reel ücretlerin düşmesi, çalışılmış günlerin ücretinin dahi patronlar tarafından gasp edilmesi gibi sorunlarla boğuşuyorlar. Diğer taraftan sağlık emekçileri ticarethaneye dönüştürülen sağlık sisteminin dayattığı ağır iş yüküyle...
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.