Buradasınız
Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
Avcılar’dan bir grup genç
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Kapitalizm doğduğumuz andan itibaren biz gençlere bir rol biçiyor. Okullar bizleri bu sistem içerisinde yaşamaya hazırlıyor. Boyun eğmeyi, isyan etmemeyi, susmayı öğretiyor. İlkokuldan itibaren farklı yetenek ve becerilere sahip olduğumuz halde aynı sınavlara tabi tutuluyoruz ve hepimizden en iyi notu almamız bekleniyor. En iyi okula gitmemiz gerektiği, en iyisinin biz olmamız gerektiği öğütlenerek sürekli rekabet etmemiz ve bireysel düşünmemiz isteniyor. Kapitalizm bizleri yarış atı gibi koşturuyor, başkalarının kuyusunu kazıp onları ezip geçersek başarıya ulaşacağımızı belletiyor. İmkânsız kurtuluş hayalleri kurdurarak sahte bir mutluluk satıyor. Eğer çok çalışırsak CEO bile olabileceğimiz yalanına bizi inandırıyor. Biz gençlere tozpembe hayaller kurdurtarak bir gün bizim de “büyük adam” olacağımızı, sınıf atlayacağımızı ve böylelikle sorunlarımızın çözüleceğini söylüyor.
Oysa bütün bu pompalanan hayallerin arkasındaki gerçek hiç de tozpembe değil. Okul hayatımız boyunca onlarca sınava giriyoruz. Kimimiz girdiğimiz sınavlarda başarılı olurken kimimiz olamıyor. Başarılı olamayanlarımız yetersizlik hissiyle depresyona sürüklenirken, başarılı olanlar da verdiği emeklerin karşılığını alamayıp işsiz kalıyor. İşsiz kalmamızın nedeni kendimizi daha fazla geliştirip alanımızda uzmanlaşamamamız olarak belletiliyor burjuvazi tarafından. Fakat sınavlarımızda başarılı olsak da olmasak da bizi hayal ettiğimiz gibi bir gelecek beklemiyor. Kapitalizm emekçi gençliğin geleceğini çalıyor!
Kurduğumuz tozpembe hayallerin arkasında duran gerçeklikle yüzleşince kendimizi değersiz, çaresiz ve yalnız hissediyoruz. Peki gerçekten değersiz, çaresiz ve yalnız mıyız? Hayır, ne değersiz ne çaresiz ne de yalnızız! Bizler aynı sorunları yaşayan milyonlarca genciz. Hepimiz her gün kapitalist sistemin var olduğu bu dünyaya açıyoruz gözlerimizi. Emekçilerin öldürüldüğü veya göç ettirildiği, emperyalist savaşların olduğu, her gün iliklerimize kadar sömürüldüğümüz, hayatlarımızı zenginleri daha da zengin etmek uğruna harcadığımız bu dünyaya…
Kapitalist sistem yaşamlarımızı bir döngüye sokuyor. Sürekli işten eve, evden işe gidip gelerek monoton ve boğucu bir hayat yaşıyoruz. Kapitalizm hepimizden bir şeyler götürüyor. Kimimizden anne babamızı, kimimizden çocuğumuza ayırabileceğimiz vaktimizi, kimimizden ebeveynlerinden alacağı şefkati, gençliğimizi, ruhumuzu, bedenimizi, emeğimizi ve yaşama sevincimizi… Peki, başka bir dünyada yaşamak mümkün olamaz mı? Emekçilerin öldürülmediği, göç ettirilmediği, gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan sınırsız, sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız her bucağında kardeşliğin ve özgürlüğün hâkim olduğu bir dünya…
İlk bakışta çok ütopik gelebilir bu düşünce. “Dünyayı sen mi kurtaracaksın?” diyenler de olabilir. Fakat gerçek şu ki uğruna mücadele edilmeyen her şey ütopyadır, hayaldir aslında. UİD-DER ile tanışmadan önce bizler de bu düzenin değişmeyeceğini, “böyle gelip böyle gideceğini” düşünürdük. Ama mücadele örgütümüz sayesinde bu düzenin bir gün değişebileceğini, işçi sınıfının mücadele geçmişinde neler başardığını öğrendik. Bizimle aynı sorunları yaşayan insanları gördükçe yalnız ve çaresiz olmadığımızı anlayarak birliktelikten gelen gücümüzün farkına vardık. Örgütlülüğümüzden aldığımız güçle dünyayı değiştirme mücadelesinin bir parçası olabildik.
Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıp ter akıtıyor, kimimiz okul sıralarında dirsek çürütüyoruz. Adlarımız, yaşlarımız, oturduğumuz semtler farklı… Fakat bizi ortaklaştıran bir şey var. Bizler her gün bu kokuşmuş sistem altında eziliyor, haksızlığa maruz kalıyor, kendimizi değersiz ve yalnız hissediyoruz. Lakin biliyoruz ki sınıfımızın saflarında yer tuttuğumuzda, bu sistemi yerle bir edebilecek gücü kendimizde gördüğümüzde gerçekten değerli olduğumuzu, toplumun bir parçası olabildiğimizi hissederiz. Çünkü bizler işçi sınıfının gençliğiyiz.
Burjuvalar bizlere, işçi sınıfının gençlerine siyasetin kötü bir şey olduğunu ve siyasetten uzak durmamız gerektiğini söylüyorlar. Bundaki niyet açıkça bizi uyutmak ve bizleri sindirmek istemeleridir. Bizler işçi sınıfının haklı mücadelesini büyütmek ve zafere ulaştırmak için işçi sınıfının mücadele deneyimlerini kuşanarak sınıf siyasetimizi sahiplenmeli ve büyütmeliyiz. Okuldaki sıra arkadaşlarımızdan ve iş arkadaşlarımızdan başlayarak örgütlenmeli, gücümüzü aydınlık bir gelecek için, sosyalizm için birleştirmeliyiz.
UİD-DER Müzik Topluluğu UMUT’un da dediği gibi;
Biz yeni bir dünya kuracağız
Yeni, yepyeni bir dünya
Hadi sen de katıl, biz olalım
Umut dolu bu yolculukta!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
Son Eklenenler
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...