Buradasınız
Bir Genç Neden İntihar Eder?
Esenyurt’tan bir işçi

Bir insan neden intihar eder, intihar etmek nasıl bir duygu? İnsanın içi ürperiyor bunu düşündükçe. Düşün genç yaşta canına kıyıyorsun, bir daha sevdiğin insanları göremeyeceksin, nefes alamayacaksın, bir daha dünyayı, insanları göremeyeceksin, çiçekleri koklayamayacak, birine âşık olamayacaksın. Kısacık bir dünyada sonsuzluğa doğru uçup gitmek ne garip bir duygu… Gerçekten de bir insanın intihar etmek için karar vermesi kadar zor bir şey olamaz, çünkü her şeye son veriyorsun o çıkışsızlığı iliklerine kadar yaşıyorsun. Eline diken batsa canın yanarken, canını bile yok sayabiliyorsun.
Bunları düşünmemin sebebi, yeğenimin intihar ettiğini öğrenmemdir. Bir arkadaşımla Eminönü’nde dolaşırken telefonum çaldı ve karşımdaki ses 18 yaşındaki yeğenimin kendisini astığını ve hemen gelmemi söylüyordu. Bir anda gözümde canlanan 18 yaşındaki yeğenim, ipin ucunda sallanışı, ablamın etkinliklerimize gelmemesi için ona baskı yapması, dayı diyerek yüzüme gülümsemesi vs. boğazımın düğümlendi ve her şey birbirine karıştı. Onca kalabalığın içinde gözyaşlarım ve dilimden kendiliğinden dökülen “ama neden?” sorusu. Gencecik, hayat dolu bir fidan nasıl kıyabilirdi canına? Yaşanacak onca şey varken nasıl yapabilirdi bunu? Mücadele etmek bundan daha mı zordu?
Etkinliklerimize çağırdığımda yeğenim mutlu, ablamsa rahatsız olurdu bu durumdan, “başına bir şey gelir, çalışıp zengin olmak varken bu boş işlere ne gerek var” derdi. Şimdi ise uçup gitti aramızdan ve bazı soruları geride bıraktı. Gencecik bir insan neden intihar eder? Mücadele etmek kötü bir şey mi?
Bugün ne yazık ki aileler çocuklarını mücadele etmekten uzak tutarak onlara iyilik yaptıklarını zannediyorlar. Oysa onlara ne büyük bir kötülük ettiklerinin farkında bile değiller. Bugün mücadeleden uzak duran her genç, ya uyuşturucu bataklığına sürükleniyor, ya hayatın çıkmaz sokaklarında kaybolup gidiyor, ya zengin olma hayalleriyle kafayı yiyor, ya da yeğenim gibi hayatın anlamsızlaştığı sonucuna vararak canına kıyıyor.
Şu bir gerçek ki, sebep her ne olursa olsun bir insan çıkışsızlığa sürüklenmeden, bütün umutlarını yitirmeden intihar etmez. Çocuklarını mücadeleden uzak tutan aileler ne yazık ki ya çocuklarını paramatik olarak görüyorlar ya da geleceğin büyük adamı… Ve bu kafayla gençlerin duygu ve düşüncesi, hayata bakışı ve beklentisi kimsenin umurunda değil.
Kapitalist sömürü sisteminde yani insanın insanlıktan çıktığı bu sistemde gençlerimiz, hayat dolu olmaktan uzaklaşıp ya yoz bir kültüre saplanıyor ya da hayatlarının baharında çeşitli sebeplerle canlarına kıyıyorlar, ama ne yazık ki bu sebepler çok basit sebepler yani telafisi mümkün sebepler. Temiz ve dürüst kalmayı başaranlar ise yine mücadele ruhu ile dolu gençlerimiz oluyor.
Yeğenimin intiharından sonra akraba çevremizden herkes çeşitli sebepler bulmaya başladı. Ben de “bunun suçlusu sizsiniz, sizin duyarsızlığınız ve açgözlülüğünüz” diye yüzlerine vuramadan edemedim. Gerçekten de bugün yeğenimin ve gençlerimizin bu duruma düşmesinin sebebi hem ailelerdir, hem de içinde bulunduğumuz sistemin ta kendisidir. Bu insanlık dışı çürümüşlüğe bir son vermediğimiz sürece daha çok canımız yanacak, aileler çocuklarını mücadeleden uzak tuttuğu sürece daha çok gencecik fidanlar dalından koparılacak. Çocuklarınızın mutluluğunu istiyorsanız onları insanlık dışı sömürü koşullarına itelemek yerine mücadelede kendisini var etmesine izin vermelisiniz. Onların duygu ve düşüncelerini yok saymak yerine, onların da toplumda bir varlık hem de önemli bir varlık olduğunu görmeliyiz. Canımızı alan sistemin karşısında ağlamak sızlanmak yerine, daha çok canımızı kaybetmemek için biz de bu sistemin can damarını kesmek zorundayız.
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...