Buradasınız
Ortak Direniş Ortak Komite
Esenler’den UİD-DER üyesi bir işçi
Sömürülü, sınıflı bir toplumda yaşıyoruz. Bu toplumda işçi sınıfı 200 yılı aşkın bir süredir mücadele veriyor. Ben bu açık gerçeği ve sınıf çelişkilerini net olarak yıllar önce sendikal mücadelenin içinde fark etmeye başladım. Genç ve heyecanlı bir metal işçisi olarak, mücadele veren bir sınıfın üyesi olduğumu o yıllarda öğrendim. İçine girdiğim mücadele, sınıfımı ve safımı görmemi sağladı. İşyerinde giriştiğimiz sendikal mücadelenin verdiği dinamizm ve enerji, bende hep bir şeyleri sorgulamaya yol açıyordu.
Her şeye şüpheli ve eleştirel yaklaşıyordum. Özellikle de patronlarla işçiler arasında yaşanan sorunları sorguluyordum. Patron beyaz diyorsa ben siyah diyordum, o siyah diyorsa ben beyaz diyordum. Çünkü biliyordum ki, onlar bizim için iyi ve güzel şeyler düşünmezler. Benim o zaman gösterdiğim bu refleksler, sonradan öğrendim ki, sınıf kinimden kaynaklı sınıfsal reflekslermiş. Ben ve arkadaşlarımın fabrikada verdiğimiz mücadeleyi ilk biz vermiyormuşuz. Oysa o zamanlar, bunu ilk biz keşfetmişiz sanıyorduk. Yine daha sonra öğrendik ki, bizim verdiğimiz mücadele ne ilkmiş ne de son.
İşçi sınıfı, hep patronlar sınıfıyla yani burjuvaziyle mücadele halindeydi. Ama bu mücadele her bir işyerinde, fabrikada ayrı ayrı yürüyordu. Biz sorunu kendi fabrikamızın duvarları içerisindeki bir sorun olarak görüyorduk. Daha sonra öğrendik ki bu sorunlar Asya’daki işçilerden Afrika’daki işçilere, Amerika’daki işçilerden Avrupa’daki işçilere kadar tüm dünya işçilerinin ortak sorunlarıymış. Yani dünyanın her yerinde işçi sınıfı benzer sorunlarla karşı karşıya kalıyormuş. Üstelik benzer sorunlara karşı benzer tavırlar almışlar. Benzer mücadeleleri örgütlemişler. Ben tüm bunları süreç içinde, katıldığım işçi öz-eğitim toplantılarında öğrendim.
Bedeller ödenerek elde edilen tüm kazanımlarımızı patronlar ellerimizden tek tek geri alıyor. Bu mücadeleleri bir savaş olarak adlandırırsak, adına sınıf savaşımı dememiz gerekir. Burjuva sınıfa karşı işçi sınıfının savaşı… Bilindiği gibi savaşlar tek tek mevziler ele geçirilmeden kazanılamaz. Patronlar sınıfı da bunu çok iyi bildiği için, işçi sınıfının kazanımlarını ve mevzilerini tek tek ele geçiriyor. İşçiler ayrı ayrı fabrikalarda direnişler, işyeri işgalleri, grevler örgütlüyorlar. Ama bu mücadeleleri birleştirmedikleri sürece nihai bir kazanım elde edemeyecekler. Sınıfımızın mücadele tarihi bize bunu gösteriyor. Herhangi bir grev, herhangi bir direniş toplumun büyük çoğunluğu tarafından sempatiyle karşılanmadığı, desteklenmediği sürece kalıcı sonuçlar elde edilemez. Demek ki başarı elde edebilmek için verdiğimiz mücadeleleri birleştirmemiz gerekiyor. Direnişler tek başına kalmamalıdır. Grev ya da direnişleri tek tek işyerleri düzeyinden çıkartıp ortaklaştırmalı ve diğer fabrikalara da yaymalıyız. Toplumun ilgisini bu grev ve direnişlere çekmeliyiz.
Bu nedenle direnişlerin ortaklaştırılması çabası çok anlamlıdır. 1998 yılında İstanbul’un farklı semtlerindeki 4-5 fabrikada grevler, direnişler gerçekleşmişti. Bu dönemde, grev ve direnişlerin ortaklaştırılması gerektiği çağrısı yapılmıştı. Grev ve direnişlerin ortaklaştırılması fikri, tüm direnişte ve grevde olan işçilerde sempatiyle karşılanmıştı. Direnişlerin ortaklaşması demek, direnişleri yürütecek ekibin de ortak hareket etmesi demekti. Bu da ortak bir direniş komitesinin kurulması demekti. Çünkü tüm grev ve direnişlerin eylemlerini ortaklaştırmanın yolu ortak bir komiteden geçiyor. Ortak bir komite oluşturan işçiler, yürüyüşlerden basın açıklamalarına, mitinglerden protesto gösterilerine kadar her şeyi birlikte yapmayı örgütlerler. Benim direniş ve grev yaşadığım yılda bunlar ne yazık ki gerçekleşemedi.
Ama o zaman gerçekleşmeyen şeyler bugün gerçekleşebilir. Bu anlattıklarım temelinde yol almaya çalışanlar olduğunu biliyorum. Örneğin, Brillant fabrikasında haksız yere işten atılan işçiler, direnişteki Rimaks işçilerini ziyaret ettiler. Brillant’ta yapılan basın açıklamasına ise Rimaks, İSKİ, UPS direnişçileri katıldılar. Brillant ve Rimaks tekstil işçileri de UPS işçilerinin protesto eylemlerine ve yürüyüşlerine destek verdiler. Bu eylemlere ve ziyaretlere Gebze’deki Akkardan ve İleri Elektrokimya işçileri de destek verdiler. Sonra da UİD-DER, yapmış olduğu tiyatro etkinliğinde bu direnişten işçileri buluşturdu, birer konuşma yaptılar. Bu karşılıklı destekler ve ortak eylemler, direnişçi işçiler arasında küçük, mütevazı, ama önemli adımlar atıldığını gösteriyor. Bu noktada UİD-DER gibi işçi örgütlerinin önemi de bir kez daha ortaya çıkıyor. Çünkü bu ortaklaşmayı başlatan ve sağlayan UİD-DER üyesi direnişçi işçiler oldu.
UİD-DER’in tiyatro etkinliğinin açılışında direnişçi işçilerin, direnişleri ortaklaştırmak gerektiği üzerine verdikleri mesajlar tüm katılımcıları etkilemiştir. Buradan anlıyorum ki, ciddi işler mütevazı adımlar atılmadan, mütevazı hazırlıklar yapılmadan hayata geçirilemiyor. Yaşanan direnişleri ziyaret eden UİD-DER’li direnişçi işçiler, direnişlerin ve direniş komitelerinin ortaklaşmasına hizmet eden ilk adımları attılar. Şimdi öncü işçilere düşen görev, bu çabayı tüm grev ve direnişlere taşımak, işçilerin mücadele birliğini sağlamaktır.
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...