Buradasınız
“O Eldivenleri Sen Hak Etmiyorsun!”
Sefaköy’den bir işçi

Merhaba işçi kardeşler, sizlere işyerimde yaşadığım bir sorundan bahsetmek istiyorum. Koca işyerinin içini gezdiğinizde onlarca “Önce İş Güvenliği” levhası bulursunuz, ama iş güvenliğiyle ilgili herhangi bir önlem alındığını göremezsiniz.
Bazen yüzlerce kilo ağırlığın altına giriyoruz ve bu ağırlıkların düşme ihtimali yüksek. Bırakın önlem almayı, bir bez parçası olan eldiveni bile bize çok görüyorlar. Çünkü iş güvenliği önlemlerini patronlar yük olarak görüyor. Böylece işçilerin hayatı hiçe sayılıyor. Biz bu işyerinde laminant ve kompakt üretiyoruz. Yapım aşamasında üzerinde parmak izi kalmasın diye patron bu işi yapan arkadaşlara eldiven veriyor, ancak aynı eldiveni elimizin, keskin, sert kâğıt ve dekorlardan korunması için vermiyor. Eldiven olmadığında sık sık elimiz kesiliyor.
İşin ilginç tarafı burada çalışan bazı işçi arkadaşlar da patronun bu fikirlerini savunuyorlar. Ben burada herkese eldiven verilmesi gerektiğini söylediğimde, bir işçinin bana yanıtı şu oluyor: “Hayır o eldivenleri sen hak etmiyorsun, çünkü biz burada dekor kirlenmesin diye eldiven kullanıyoruz, senin yaptığın işte öyle bir sorun olmuyor. Bu nedenle o eldivenleri ancak biz kullanırız.” İtiraz ettim: “Ama usta bak, sen de görüyorsun ki bu dekor kâğıtları elimizi kesiyor. Biz neden kullanmayalım ki? O zaman şu duvardaki iş güvenliği yazıları boşuna mı asılmış oluyor?” Ben böyle deyince o işçi yine patronun fikirlerini hatırlatarak: “Yasak kardeşim, senin çalıştığın bölüme patron eldiven vermeyi yasakladı işte. İllâ da eldiven kullanacaksan elimizdekiler kirlendiğinde sana veririz onları kullanırsın.”
Ben de durumu anlaşılır bir şekilde, bu işçinin gözü önünde müdür yardımcısına anlattım. Müdür yardımcısı bir seferlik de olsa bana eldivenleri vermeyi kabul etti. Ancak beni daha da şaşırtacak bir olay yaşandı. Bana eldiven verilmesine karşı olan işçi, müdür yardımcısıyla tartışmaya başladı. Sonra kendi kendine sinirlenmeye başladı. Anlaşılan bu bilinçsiz işçi başkalarına da eldiven verildiğinde kendi ayrıcalığını kaybettiğini düşünüyordu. Patrona milyonlar kazandıran işçi, patronun kendisine fabrikasının bahçesindeki tavuklar kadar değer vermediğini bir türlü anlamıyordu. O kendi ayrıcalığını ancak kendisine verilen bir bez parçası üzerinden değerlendiriyordu. İşte arkadaşlar, patronlar bizim bilinçsiz ve örgütsüz halimizden yararlanıp bizim her türlü hakkımızı elimizden böyle alabiliyorlar. Yapmamız gereken kendi sınıfımızın penceresinden bakabilmek, kendi işyerlerimizde ve UİD-DER gibi işçi okullarında eğitilerek örgütlenmektir.
16 Dolar = 4 Parmak!
THY İşçilerine “Hukuk” Engeli
- İşyerinde Gelen Ölümler
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
Son Eklenenler
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...