Buradasınız
Örgütlü Olmaktan Korkmayalım
Korku insanlar için kimi zaman koruyucu bir duygudur. Genel olarak korku insanın tetikte olmasını sağlar ve hatalara düşmesini engeller. Bu meselenin olumlu yönüdür. Ne var ki gerçekte korku, çoğunlukla insanları doğru ve gerekli olanı yapmaktan alıkoyan bir duygudur. Haklı olduğumuzu bildiğimizde bile korkabiliyor ve pek çok şeyi yapmaktan vazgeçebiliyoruz. İşte bu anlarda insan kendini çaresiz hisseder. Sömürü düzenleri sürsün isteyen patronlar, bunu çok iyi bildikleri için, işçileri korkuyla sindirmek ve onları haklarını aramaktan vazgeçirmek amacıyla ellerinden geleni yaparlar. Bunun için her türlü yöntemi kullanmaktan kaçınmazlar.
Yıllar önce büyük bir sanayi kenti olan Gebze’de belediyede çalışan temizlik işçileri, yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle Gebze Belediyesi önünde eylem yapıyorlardı. Ücretleri geciktirilen, parça parça ödenen, sigorta primleri eksik yatırılan işçilerin artık sabrı kalmamıştı, belediye başkanı ile görüşmek istiyorlardı. Ancak belediye başkanı yerine karşılarına polis çıktı. Diğerlerine göre daha rütbeli olan polis, öfkeli yüzlerce işçiyi topladı ve işçileri eylemlerinden vazgeçirmek için şöyle dedi: “Evlerinize dönün. Tek başınızayken farklı düşüneceksiniz ve korkacaksınız. Burada bir aradasınız ve kendinizi güçlü hissediyorsunuz. Oysa yalnız başınıza kaldığınızda böyle düşünmeyeceksiniz. İnsan yalnız olunca ekmeğini düşünür, korkar ve ona göre hareket eder. Yalnız başınızayken yapmaya cesaret edemeyeceğiniz şeyleri burada birlikteyken de yapmayın. Evlerinize dönün ve yalnız başınıza düşünün.”
Polis, işçilerin evlerine dönmesini ve yalnız kalmasını istiyordu. Bir arada dururlarsa kendilerini güçlü hissedeceklerini biliyordu. Oysa işçiler korkmaları gereken bir şey yapmıyorlardı. Çok zor şartlar altında çalıştıkları halde aç kalmaktan kurtulamadıkları için ücretlerini ve haklarını istiyorlardı. Bir arada durmak onlara haklı ve güçlü olduklarını bir kez daha hatırlatıyordu. Patron ve polis ise işçilerin güvensiz ve korkak olmasını istiyordu.
Birlikte hareket eden işçiler kendilerine güvenirler, güçlü olduklarını hissederler. Bu durumda her bir işçinin özsaygısı artar. Kendisine yapılan haksızlığın tüm işçi kardeşlerine de yapıldığını, bu nedenle işçi kardeşinin de tıpkı kendisi gibi öfkeli olduğunu, bir arada durmaya ihtiyaç duyduğunu bilir. Kendisine güvenildiğini görür ve inanır. Elbette insanın kendi düşünme gücü vardır. Ancak her bir işçi bilir ki birlikten kuvvet ve daha büyük bir akıl doğar. Bir araya gelen işçiler sorunlarına hep beraber çözüm bulurlar. Patronların dayatmalarına karşı koyarlar ve haklarını koruyup geliştirebilirler.
Somut bir örmek verelim: Pek çok fabrikadan işçiler haklarını korumak ve örgütlenmek için UİD-DER’den yardım istiyorlar. Meselâ bir tekstil fabrikasında çalışan bir grup işçi, işyerlerinde yaşadıkları sorunlar üzerine UİD-DER’e başvurdular. Ancak bu işçiler patronun tüm zulmüne karşın ilk zamanlarda haklarını istemenin bile hakları olmadığını düşünüyorlardı. El konulan haklarını istemeye cüret ettikleri için korku ve sıkıntı duyuyorlardı. Fakat UİD-DER’li işçilerin yol göstermesi sayesinde o fabrikanın işçileri bir araya geldiler, bilinçlendiler ve patronun saldırılarına güçlü yanıtlar verdiler. Kısa zamanda ruh halleri değişti. Mahcubiyetin yerini haklı olma duygusu, korkunun yerini cesaret aldı. Patronun karşısına dikilip haklarını talep ettiler ve patronun birleşen işçiler karşısında güçsüz olduğunu gördüler. Bu durum kısa zamanda etkisini gösterdi. O fabrikada işçiler artık zorla mesailere bıraktırılmıyorlar. Ücretleri zamanında ve eksiksiz ödeniyor. Maaşları bordrolara yansıtılıyor. Müdürler işçilere küfür ve hakaret edemiyor. İşçiler şimdi yeni haklar elde edebilmek için örgütlenme çabalarını ve mücadelelerini sürdürüyorlar.
Örgütsüzken patronlar tarafından insan yerine konulmayan ve aşağılanan işçiler, örgütlü oldukları zaman kendilerine güveni ve saygısı artan, patronlar karşısında bir arada hareket eden, haklarını yedirmeyen, oyuna gelmeyen insanların oluşturduğu güçlü bir topluluğa dönüşürler. Bunun anlamı örgütlü ve güçlü olmaktır. O halde örgütlü olmaktan korkmayalım!
Rüzgarlarım Konuşuyor
Cerrahpaşa İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....