Buradasınız
Örgütlülüğün Değerini Bilelim!
Beylikdüzü'nden bir işçi

İş kazalarında işçiler ölmeye, sakat kalmaya devam ederken, işyerimizde işçi güvenliği önlemleri hak getire! Nereden başlayayım, hangisini anlatayım bilmiyorum ki! İşyerinde ne havalandırma sistemi var, ne zemin iş şartlarına uygun dizayn edilmiş, ne de işyeri bu üretim tarzına uygun. Beton zemin çatlak ve kırıklardan geçilmiyor. Ürettiğimiz ürünleri koyacak yer bulamıyoruz ama patronlar habire daha fazla ve hızlı çalışmamız için baskı yapıyorlar. Öyle zaman oluyor ki hareket edemiyoruz. İşçiler olarak yer kavgası yapıp birbirimizi suçluyoruz. Yüklü olan paletleri bir yerden bir yere çekerken önümüze belediye çukurları gibi çukurlar çıkıyor. Hem yüzlerce kilo yüklü transpaleti çekiyoruz hem de çukurlardan çıkmaya çalışıyoruz. Böylece yorgunluğumuz iki katına çıkıyor.
İş koşullarının kötü olması meslek hastalığına da neden oluyor. Hiç bir iş güvenliği önlemi alınmadığı gibi böyle bir talepte bulunduğumuzda ya oyalanıyoruz ya da hiç umursanmıyoruz. Meselâ bir eldiven almak için defalarca “eldiven istiyorum” dememiz gerekiyor. Üstelik piyasa değeri bir lira olan eldiven bu. Ayrıca her işte de kullanılacak bir eldiven değil. İşyerinde birçok iş yaptığımız için her işin eldiveninin farklı olması gerekiyor ama maalesef bütün işler için tek tip eldiven kullanıyoruz. Düşünün bu kadar ucuz eldiveni bile bize çok görüyorlar. Paket yapmaktan, ürünleri benzin, tinerle silmekten özellikle kadın işçilerin elleri su topluyor ama yine de eldiven verilmiyor ya da geciktiriliyor; “daha geçen gün verdim sana eldiven, ne yaptın?” Oysa eldiveni birkaç gün kullandığımızda parçalanıyor. Ter ve kir kokusu elimize siniyor, yemek yiyemiyoruz.
Eski model bir şirink makinesinde kolileri şirinkleyip ambalajlarken, eldivenler ellerimizi sıcaktan korumuyor. Eldiven bile ısıya dayanamayıp üzerindeki plastikler sökülmeye başlıyor. Ustabaşından yeni eldiven istesek diyeceği şu olurdu: “Tamam siz devam edin, makine boş kalmasın, ben hemen getiriyorum.” Bir seferinde, ustadan istediğimiz takdirde eldivenin gelmesinin birkaç günü bulacağını bildiğimiz için birimiz gidip depodan istedi. Depodaki görevli de “ustanızın talimatı olmadan veremem” dedi. Bizim işçi arkadaş da, ustanın kafasının çok daha önemli işlerle meşgul olduğunu, bu konuyla ilgilenecek vaktinin olmadığını söylemiş ve haşlanmış ellerini göstermiş. Depocu arkadaş isteksizce razı olmuş eldiveni vermeye ve son anda aklına bir şey gelmiş: “Yahu aslında o şirink makinesi için özel bir eldiven gelmişti, isterseniz ondan da vereyim. Ustanıza da haber vermiştim ama gelip almadı.” Tabii bizim arkadaş da sevinip hemen fırın için yapılmış eldiveni kapıp geldi. İşimize devam ederken ustabaşı yanımızdan geçti. Madem bu iş için getirilmiş eldiven varmış da neden bize vermiyorsun diye sorduk. O pişkin pişkin sırıtarak aynen şöyle cevap verdi: “Böyle şeylerin değerini bilesiniz diye!” Neyin değerini bileceğiz; yaptığımız işe uygun verilmeyen güvenlik malzemelerinin mi? Biz patronlar için milyarlarca dolarlık değer üretiyoruz ama onlar bir liralık eldivenlerine değer vermemizi istiyorlar. Biz çalışmazsak, üretmezsek nasıl büyüyecek sermayeleri?
Ustabaşına patron öyle bir gaz veriyor ki, adam kendini işyerinin sahibi gibi görüyor. Eldiven, gözlük, kulaklık vermek onun keyfine kalıyor. Bizler istemek konusunda ısrarlı olunca oyalama taktiğine geçip bizi istemekten caydırmaya çalışıyor. İşçilere ne kadar az güvenlik malzemesi verirsem o kadar patronumun gözüne girerim diye düşünüyor.
Bu anlattıklarım sadece montaj bölümünde olanlar. İmalathanede nerdeyse iş kazası geçirmeyen işçi yok. Kimisi kolunu kesiyor, kimisi elini prese kaptırıyor, kimisinin ayağına yük düşüyor. Hepsinin basit bir nedeni var; işçilerin canının hiçe sayılıp güvenlik önlemlerinin alınmaması. Patronlar iş güvenliği önlemlerini maliyet unsuru olarak görüyorlar. Bu sorunlardan kurtulmamızın yolu örgütlenmekten geçiyor. En doğru, düzenli, planlı örgütlenmenin yolu da UİD-DER’den geçiyor. Patronlar her zaman örgütlü işçilerden korkarlar. Hepimiz sorunlarımız için örgütlenmeli ve mücadele etmeliyiz.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...