Buradasınız
Patron Çok Kazandıkça İşçiler de Çok Kazanır mı?

Patronlar işyerlerinde sık sık şu sözleri söylerler: “Hepimiz aynı gemideyiz”, “Biz bir aileyiz”, “Çok çalışın, çok kazanalım”, “Çok çalışın, maaşınıza zam alın”. Ancak bu sözler bir yalandan ibarettir. Çünkü işçiler çok çalıştıkça, kazanan hep patron olur. Patronların oyunlarına bilinçli bir şekilde tepki veremeyen işçiler de, çok çalıştıklarında günün birinde zengin olacaklarını düşünürler. Her geçen gün patronların yalanlarına yalanlar eklenir. Patronun sermayesi büyür ama işçiler yerinde saymaya devam eder. Yıllar geçer, patron sermayesine sermaye katar. Ama işçiler geçim sıkıntısı çekmeye devam ederler. İşçilerin alım gücü düşer, daha fazla yoksullaşırlar ve gelecek kaygıları büyür.
Makinelerin, tezgâhların başından, bantlardan tonlarca ürün geçer işçilerin ellerinden. Belki bir daha kapısından bile içeri giremeyeceği koca koca gökdelenler, saraylar inşa eder. Patronlar için devasa kârlar üretirken, kendileri için yoksulluk üretirler. İşçiler ne tiyatroya ne sinemaya ne konsere ne de tatile gidebiliyorlar. Çünkü tüm bu etkinliler için paraları yoktur. Zaten vakitleri de yoktur. Uzayan iş saatleri, artan fazla mesailer karşısında işçiye yalnızca uyuyup dinleneceği vakit kalır. İşle ev arasında mekik dokuyarak geçen bir hayata mahkûm edilir. Akşamları ise televizyonun karşısında bir gün daha son bulur. Sosyal yaşantısı neredeyse kalmaz. Aslında patronların istediği tam da budur. Onlar işçilerin sürekli olarak çalışmasını ister. Verdikleri maaş da yalnızca kıt kanaat geçinmesine, yeni nesil işçi kuşakları doğurmasına yeter. Sırtında şaklayan işsizlik kırbacı, örgütsüzlük koşullarında işçilerin sessiz kalmasına neden olmaktadır.
Çalışma temposu sürekli hızlandırılır, çalışma koşulları daha da ağırlaştırılır. İşçiler hiç nefes almamacasına robot gibi çalışır. “Daha az laf, daha çok iş!”, “hadi, çabuk olun” sözleri sürekli olarak kulaklarda çınlar. Çay saatlerinin, yemek molalarının süresi her geçen gün daha da kısalır. Dinlenmeye vakit bile kalmaz. Fazla mesailerle iş saatleri sürekli olarak uzatılır. İşsiz kalma korkusuyla, fazla mesaiye kalmama gibi bir şansı kalmaz işçinin. İşçilerin önüne iki seçenek konulur: Ya çok çalış ya da işsiz kal!
İşçiler çok çalışır, patron çok kazanır. Ama bu çok çalışma işçilerin işsiz kalmasının önüne geçemez. Özellikle de kriz dönemlerinde fatura yine işçilere kesilir. “Biz bir aileyiz”, “çok çalışın, çok kazanalım”, “hepimiz aynı gemideyiz” diyen patron, işçilerin gözünün yaşına bakmaz. Atılan işçiler işsizliğin yarattığı sorunlarla boğuşurken, işten atılmayan işçilerin iş yükü daha da artar. Üç kişilik iş bir işçinin sırtına yıkılır.
Patronlar sermayelerini büyütüp lüks içinde yaşarlarken, işçiler asgari ücrete talim ederler. Dünyanın tüm nimetlerini elleriyle yaratan işçiler, bir gün olsun insanca yaşayacak koşullara sahip olamazlar. Peki, işyerlerinde patronlar değil işçiler çalışırken, çarkları işçiler döndürürken, nasıl oluyor da patronlar bu zenginliği hak edebiliyorlar?
Patronlar sınıfının düzeni olan kapitalizm işçilere insanca bir yaşam sunmuyor, sunamaz da. İşçilerin çok çalışmakla zengin olmayacağını, her işçi kardeşimiz kendi yaşam deneyimine bakarak görebilir. Patronların bayatlamış yalanlarına kanmamanın yolu işçilerin örgütlenmesinden ve bilinçlenmesinden geçiyor. Çalışma ve yaşama koşularını düzeltmek patronların istediği gibi çok çalışmakla değil çok mücadele etmekle olur.
Dünyada İşçi Mücadelesi Yükseliyor!
Yıllık İzinler ve Haklarımız
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
Son Eklenenler
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...